"Yarım saat geç kalacağını biliyordum."
"Öyle miii?" diye sordum dişlerimin arasından. Resmen akıl sağlığımla oynuyordu.
"Evet. Her yere ortalama yarım saat geç kalırsın."
"Benim hakkımda böyle şeyleri bilmen için iyi tanıman gerekir oysaki"
"İyi tanıyorum seni Eylül"
Tekrar ufak bir şaşkınlık dalgası gelir gibi oldu ama kendimi tutmaya çalıştım. Olabilirdi. Belki de sapığım falandı işte. Saplantılı aşık ya da... Yok daha neler diye iç geçirdim.
"Ben isminizi bilmiyorum henüz," diyerek konuyu dağıttım.
"Sana komik gelir belki ama isimlerimiz yan yana çok uyumlu olan isimler"
"Anlamadım?" diyerek öne eğildim. Göğüslerimin dolgunluğuna ufak ve kaçamak bir bakış atıp tekrar gözlerime odaklandı.
"Ekim."
Kaşlarım kalkarken şaşırdığımı gizleyemedim. Güzel isimdi. Farklıydı.
"Ekim?"
"Evet. Memnun oldum o zaman tekrardan Eylül Hanım" diyerek elini uzattı. Elimi öperken "ben de memnun oldum" dedim.
"Kırmızı yakışmış"
Ufak bir kızaracak gibi oldum. Teşekkür edip bana bakmadığı sırada yüzünü inceledim. Garson gelip şarapları doldurudu ve ben hemen mayışmaya hazır panda moduna geçmek üzere şarabı içmeye başladım. Garson yemekleri de servis etmeye geldi. İsminin Ekim olduğunu öğrendiğim ve yeni tanıştığım genç adam garsona yumuşak bir biçimde teşekkür edip bana döndü.
"Biraz gergin misin?"
"Yoo, hayır" diyerek etrafa baktım ve karşımdaki camın ardından bana bakan siluet bir anlık kalp krizi yaşattı.
YOU ARE READING
Saçma Sapan +18
Teen FictionHikaye yetişkin içeriktir. Lütfen rahatsız olacaklar ve küçük yaştakiler okumasın! ... Gelgitli bir aşkın inişli çıkışlı tüm anları bir okyanus gibiydi. Bazen şiddetli bir poyraz, bazense dingin bir deniz... Peki bu gelgitli ilişkiden Eylül ve Ekim...
