Beynime sıçrayan kanla beraber hızla önümdeki kapıyı açtım. Oda geniş ve modern bir şekilde dizayn edilmiş etrafta onlarca kamera ve alan vardı. Hızla Ekime doğru gittiğimde bir engel beni durdurdu ve lanet olası şansıma sıçayım yere devriliverdim.
Büyük bir güm sesinden sonra herkesin bana baktığına emindim. Ama bu beni daha da çok sinirlendirdi. Takıldığım şeyin ne olduğuna bakmak için arkamı döndüm.
Kameramanın gözü kalçalarımdan ayrılmıyordu ve o aptal kamerasının kabloları ayağıma dolanmıştı.
"Ya bu kablonun ne işi var burda!?" diyerek bağırdım ve ayağa kalkıp üstümü sirkeledim.
"Bir de utanmadan arkama bakıyor" diye söyleniyormuş gibi yaptım. Fakat herkesin sesimi duyduğuna emindim.
"Eylül"
Ekimin sesiyle üstümü başımı bırakıp ona baktım. Arkasında konya ovasından bile geniş göğüs dekoltesiyle bir kadın duruyordu. Dudaklarına sürdüğü kıpkırmızı ruj ve bir kilo fondoteni de cabası.
"Ooo Ekim bey" diyerek sesimi yükselttim. "Sürpriz yapayım dedim ama asıl sürpriz bana oldu sanırım."
"Sen iyi misin?" diyerek üstüme başıma baktı.
"Evet iyiyim. Seni de iyi gördüm, keyfin yerinde" diyerek kadına baktım iğrenircesine.
Çirkefleşmiş miydim?
Aman tanrım.
Biliyor musunuz? Umrumda değildi!
"Ne keyfinden söz ediyorsun, çekimdeyim. İşlerim var gördüğün gibi" diyerek eliyle kadını işaret etti.
"Ah çok pardon, dizinin tam da öpüşme sahnesinde böldüm galibaaa" diyerek yapmacık bir tavırla kollarımı göğsümde birleştirdim.
"Ne saçmalıyorsun sen?" diyerek kolumu sertçe tuttu. Cümleleri sessizdi. Ama diğerlerinin de duyduğuna emindim. Hızla kolumu çektim.
"Kestik, ara veriyoruz arkadaşlar."
"Ve sen..." diyerek o kameramanın üzerine yönlendirdi işaret parmağını.
"Kovuldun!"
.
DU LÄSER
Saçma Sapan +18
TonårsromanerHikaye yetişkin içeriktir. Lütfen rahatsız olacaklar ve küçük yaştakiler okumasın! ... Gelgitli bir aşkın inişli çıkışlı tüm anları bir okyanus gibiydi. Bazen şiddetli bir poyraz, bazense dingin bir deniz... Peki bu gelgitli ilişkiden Eylül ve Ekim...
