Not: Zaten üç sınıf toplam 62 kişisiniz arkadaşlar katılın yani niye uzatıyorsunuz.

Bilinmeyen: Katılacağını umuyorum

Arda: Yani, güzel bir şeye benziyor

Arda: Katılırım herhalde

Bilinmeyen: Süper!

Bilinmeyen: Eh ben valizimi ona göre hazırlayayım o zaman

Bilinmeyen: Hadi bays

Gülümsedim ve telefonumu cebime attım. Bu kız ile konuşmak iyi geliyordu. Yani... umarım kızdır. İbo falan çıksa çok dalga geçerler.

Bir arabanın önümde fren yapması ile kafamı kaldırdım. Bizim arabaydı. Gülümsedim ve ayağa kalktım. Fatih, gözlüklerini takmıştı ve havalı bir şekilde -daha doğrusu o havalı olduğunu sanıyordu fakat tam bir arizona kertenkelesine benziyordu- bana bakmadan şarkıda dans ediyordu.

Bu haline güldüm ve kafamı iki yana salladım. Bu çocuktan adam olmazdı. Kapıyı açıp hemen yanındaki koltuğa bindim ve kemerimi taktım. O da arabayı çalıştırdı ve yola koyulduk.

'' Eee Ayza seni affetti mi bari?''

Güldüm ve başımı iki yana salladım. ''Hayır ve acilen bir yerlerden sütlü çikolata bulmam lazım Fatih'' dediğimde bir şey demeden torpidoyu açtı. Kaşlarımı çattığımda, oradan çıkarttığı sütlü çikolata ile gözlerim fal taşı gibi açıldı.

''Oha, sen ne ara-''

'' Ayza bilerek gideceğini bildiği bütün bakkallardaki amcaları aramış ve sana sütlü çikolata vermemelerini söylemiş. Piç olabilirim ama kardeşimi Ayza'nın gazabından kurtaramayacaksam bu piçliğimi kime yapacağım?''

Dediği şey ile güldüm ve omzuna vurdum. ''Sağ ol be'' dediğimde o da gülümsedi ve elindeki çikolatayı bana verdi. Hızlı bir şekilde elinden çikolatayı kaptığımda kıkırdamıştı.

Çikolatayı cebime attıktan sonra kaşlarım çatıldı. ''Sen nereden biliyorsun bütün bakkaları arayıp öyle bir şey-''

'' Çünkü bana söyledi. Çikolatayı da kendisi verdi sana vermem için. Azıcık burnunun sürtülmesini istemiş'' dedikten sonra gözlüğünü indirdi ve göz ucuyla bana bir bakış attı.

''Kardeşim... Bu kızlardan korkulur.''

Dediği şeyi kafamla onayladım. Kesinlikle haklıydı.

Yaklaşık on dakika sonra hastaneye gelmiştik. Fatih arabayı park eder etmez kemerimi çözüp arabadan indim ve girişe doğru hızlı adımlar ile yürümeye başladım. Arkamdan gelen ayak seslerine döndüğümde Fatih'e dönmem ile gülümsedi.

''Seni Ayza'nın gazabına tek başına gönderemem'' dediğinde gülümsedim ve başımla onayladım.

Hastaneye girer girmez günlerdir bildiğim yola gidip asansöre bindim ve 5. kata bastım. Kata geldiğimizde asansörden indik ve Ayza'nın odasına doğru ilerlemeye başladık. Koridorun tam karşısındaki odaydı. Adımlarım oraya her yaklaştığında yavaşlarken, kapının açık olmasından nefret eden Ayza'nın odasının kapısının neden şu anda açık olduğunu sorgulamaya başladım.

Yaklaştıkça kulağıma dolan ses ile kaşlarım havalanırken kafamı Fatih'e çevirdim. O da aynı şaşkınlıkla bana bakıyordu.

'' Kusura bakma seni unutamadım

Bu benim hatam ne yapsam olduramadım

Alev alev yanıyor can kafesim, kesilir nefesim

Rus Damat||TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin