#7 Evdeki Karmaşa

49 10 1
                                    

Arsızca borçlu olduğun şeyi senden zorla almak için geliyorlar. Seni kullanıp manipüle etmek ve her şeyini elinden almak için öyle çok çabalıyorlar ki, hayatın aslında bir yanıltıcı gerçeklik oyunundan ibaret olduğunu bir kez daha anlıyorsun.

"Hayatın başkalarının elindeyken, daha ne yapabilirsin?"
- Cedric Boris

(...)

Günlük hiçbir yerde yoktu ve bu Daniel'in telahaşa kapılmasına sebep oldu. Kalp atışı hızlanmaya başlamıştı.
Neredeyse kalp krizi geçirecekti. Kafasını zorlamaya başladı;

"Daha önce nereye koymuştum da burada değildi?"

Koyabileceği hemen hemen her yere bakmıştı. Fakat o lanet olası kitabı asla bulamadı. Birinin o aptala kitabın evde olmadığını söylemesi gerekiyordu. Fakat buna hiç kimse cürret dahi etmedi. Garip bir sessizlik hakimdi odasına. Terliyordu, paniklediği zaman her zaman terlerdi. Tıpkı sudan çıkmış bir balık gibi, ıslak ve nefes almakta güçlük çekiyor gibi görünüyordu.
Bedeni bu kadar sitresi kaldıramazdı. O, ya panik atak geçiriyordu, yada birisi onu cezalandırıyordu.

---

James yaklaşık yarım saattir günlüğü okuyordu. Nedeni bilinmez fakat yarım saati geçmeden uykuya dalmıştı.

Siyah saçlı bir oğlan çocuğu, sarışın dalgalı saçlı başka bir oğlan ebelemece oynuyorlardı.
7-8 yaşlarında oldukları belliydi. James ise onları izliyordu. Su molası vermişe benziyordu.
Sarışın olan çocuk parlayan mavi gözleriyle James'e bakıp gülümsedi.

"HEY AMRES! GELMEYECEK MİSİN?"

James affaladı. Onun adı Amres değildi. Ardından karşılarındaki ormana baktı. Ardından ise sarışın oğlana.

"Ah hayır, biraz ormanda yürüyüş yapacağım Kiril."

Siyah saçlı çocuk elinde bir su şişesiyle onlara yaklaştı.

"Biz geleceğiz o zaman Amres."

James, göz derip iç çekti.

"Pekâlâ Ganny."

---

Bu bir rüyaydı, en azından öyle olduğunu varsayacaktı James. Hepsinin beyninin yarattığı bir oyun olduğuna inanacaktı. Aptal bir oyun olduğuna.

Ayriyeten olan sorular vardı aklında. Daniel'in neden böyle bir günlüğe sahip olduğunu ve rüyasında ona neden 'Amres' ismiyle seslendiklerini merak ediyordu. Sarışın çocuğun etkisinde kalmış gözüküyordu. Muhtemelen onun gözlerinde büyü vardı.
Çünkü ona resmen aşık olmuştu, onun için gay olmayı bile göze alabilirdi.

Tüm bu düşüncelerin içinde sadece sarışın olan çocuğu düşünmesi ciddi anlamda acınası bir durum gibi gözüküyordu.

---

"Uyurken daima dikkatli ol evlat. Dinlendirici olduğu kadar zehirlidir de uyumak." derdi büyük babası Daniel'e.

Ve cidden de öyleydi. Uyku seni dinlendirdiği gibi nefesini de kesebilirdi. Bunu ne ara yaptığını bile anlamazdın.

Yine nefes nefese uyanmıştı. Uyandığı gibi ağlamaya başladı. Neden ağladığını bilmiyor, rüyasında ise ne gördüğünü hatırlamıyordu.
Çıldıracak gibi hissetti.
Cidden kafayı yemek üzereydi, belki de çoktan yemişti bile.

---

Be Mine || Slenderman's FanfictionWhere stories live. Discover now