8

131 14 4
                                    

Mark güldü elini geri çekerken. Hyuck kalbi yüzünden kalakaldığı halde Mark gülümsemeye inat gibi devam ettiği için zoraki güldü.

"Bugünlük bu kadar" dedi Hyuck geri adım atıp duvara sırtını vererek.

"Birinci görüşmemiz kısa sürdü" dedi Mark, gülümsemeyi bir anda jilet gibi kesti. Hyuck hüzünle baktı ona.

"Iyi değilsen iyi değilim de, ben bunu kimseye söylemem Lee Mark"

Mark döndü, çıktı gitti.

Hyuck peşinden koşmaya başladı, Mark maskesini takmış karşıdan karşıya geçerken arkasına baktı. Gülümsedi alayla, ama bu gülüş görünmedi. Döndü önüne, koşarak karşıya geçti.

Hyuck dizlerine bastı elini.

Jaemin Jeno'nun elini tuttu alttan, Jeno kıpkırmızı olup nefesini tuttuğunda Renjun tek kaşını kaldırıp baktı ikisine.

"Jeno benim" dedi onun elini bir anda tutup havaya kaldırarak, "Bu aralar tutuğum ona"

Jeno dümdüz ileri bakarken nefes almadığı için bir anda şokla Renjun'a baktı. Büyük bir nefes bıraktı dehşetle.

Renjun gülümsedi, mırıldandı melekler gibi.

"Kafam karıştı bir an, ama bakıyorum da ben denizci sen pusula"

Jaemin güldü alayla.

"Renjun, geç kaldın. Bir aydır rakibin var-"

Hyuck içeri koştu, ortamı bombaladı.

"Mark kaçtı gençler!"

Jaemin Jeno'nun elini bıraktı, ayağa kalktı şaşkınca. Hyuck'un yüzüne baktı merakla, açıkla der gibi.

"Ben ona bugünlük görüşmemiz bitti dedim, koşarak deli bir herif gibi kaçtı" dedi Hyuck nefes nefese.

Jeno Renjun'un elini nazikçe itip ayağa kalktı.

"Beni bırakıp nereye gidebilir, bugün gideceğimiz yerler de vardı!" dedi şaşkınca.

Renjun alayla gözlerini devirdi. Üç genç adam Mark için endişelenirken az önce ilan-ı aşk etmiş ve umursanmamıştı.

Jeno telefonunu çıkarıp Mark'ı aradı.

"Mark" dedi telefon açılınca, "Neredesiniz? Neredesin?!!"

Mark güldü parkta ayaklarını sallayıp otururken.

"İşverenine senli benli, Jeno. Her neyse, parktayım. Al beni. Donghyuck dengemi sarstı kaçtım"

"Ne oldu ki?" diye şifreli sordu Jeno.

"Bilmem, gülerken ağlamak istiyordum" diye itiraf etti Mark, "Sus da Jaemin ile Renjun'a çaktırmadan bana gel. Donghyuck ise zaten anlamasın"

"Evdesin ve bana tatil mi verdin, bunu değerlendireceğim" diye güldü Jeno.

"Rol yeteneğin harika" dedi Mark beyaz sneakerslerini izlerken.

"Tamam sen uyu" dedi Jeno. Hyuck'a döndü, "Bunlara sahip çık, ikisi de peşimden gelmesin" dedi.

"Jeno" diye inledi Renjun, "Biliyorum ne yeriydi ne-"

"Seninle kalıp konuşmamız mı lazım ha, Renjun?" diye sordu Jaemin tek kaşını kaldırıp.

Jeno gözlerini yukarı devirdi, koşarak çıktı.

Hyuck Jaemin ile Renjun'un yüzüne baktı.

"Renjun?" diye sorguladı, aslında hani ona da aşıktın diyordu ama tek kelime ile özeti buydu durumun.

Renjun gözlerini kaçırdı.

"Hyuck" dedi. Evet işler karıştı, yardım et bana demekti bu.

"Onunla oynama" dedi Renjun bir anda Jaemin'e bakıp, "Çünkü o benim için uğruna ölesiye değerli bir insan"

Jaemin döndü cevapladı "Sen de çok güzelsin ama Jeno en güzel bana. Seni kıskandığımda fark ettim, ve ben bazı şeyleri hızlı kabul ederim-"

"Size doyum olmaz, çözün derdinizi. Bu arada Na Jaemin, Renjun fena fanın"

Hyuck bunları deyip kaçtı, Jeno'ya ait silueti takip etti köşeye kadar. Sonra parkta buluşan ikiliyi gördü. Gözlerini devirdi.

Jeno görmedi ama Mark Hyuck'un bedenini gördü uzaktan. Ağlamamak için alt dudağını ısırdı. Neden böyle olduğunu bilmiyordu.

Her şeyi anlatmak istedi, annesinin babasının boşandığını alem biliyordu ama nedenini bilen bir tek ailesiydi.

Mark geceleri kabus görüyordu.

Jeno onun koluna girdi ve sordu.

"Şimdi daha iyi misin?"

"İyiyim"

"Hyuck sana ne yaptı?" diye sordu Jeno merakla.

"Unuttuğum bir şey var" dedi Mark onu uzaktan izlerken, "Başımı çatlayacak kadar ağrıtan"

"Zorlama kendini" dedi Jeno, "Ortaya çıkmasını istemiyorsan Hyuck ile seni sonsuza dek uzaklaştırabilirim"

Mark gülümsedi.

"O, Donghyuck!" diye bağırdı ileri. Hyuck ağacın arkasına saklanıp kafasını eğdi.

Mark gülümsedi.

"Delirtecek beni"

Jeno endişeyle baktı onun baktığı yöne.

"Iyi saklanmalıydım" dedi kendi kendine, "Özür dilerim Mark"

"İkinci buluşma" dedi Mark, Hyuck yavaşça yaklaşırken gülümsedi.

Hyuck başını önüne eğip bir nefes aldı, kaldırdı gülerek.

"Takip ettim evet!" dedi enerjik bir şekilde.

Mark güldü.

"Biliyor musun, ikinci buluşmamız" dedi.

Hyuck merakla baktı ona.

"Burada bitti" dedi buz sesiyle, Mark.

Longest Ride // MarkHyuck Where stories live. Discover now