Longest Ride // MarkHyuck

4

Jaemin Mark'ın uyuyamayacağını bile bile onu odada yalnız bırakıp Jeno ile uğraşmaya gitti.

Iki dakika uzak kalınca canı sıkılıyordu resmen.

Kapıyı kartla açtı, Hyuck dehşetle döndü önüne. Jeno boynuna sarılmış onu ezerken baktı Na Jaemin'e.

"Lee Jeno!" diye sordu Jaemin tek kaşını kaldırıp, nedense kalbi acımıştı. Jeno bıraktı arkadaşını.

"Özür dilerim Hyuck" diye mırıldandı, döndü Jaemin'e dümdüz gözlerle.

"Siz öyle ulu orta öpüşüyorsunuz, sen Renjun olmalısın"

Hyuck gözleri parıldarken F1 fanlığını yüreğinden akıttı. Başını iki yana salladı heyecanla.

Koşup elini bacağına sildi, uzattı. Mark girmiş izlerken kapıya yaslanmıştı.

"Hayır efendim, ben Donghyuck. Siz bana Hyuck ya da Haechan diyebilirsiniz. Ha bu arada, Jeno'nun yönüne no homo oklarım vardır efendim"

Jaemin eli tuttu, gülümsedi.

"Donghyuck derler ya uzak olanlar, Donghyuck neden adını Hyuck olarak tanıttın? Onunla samimi olmak mı istiyorsun?" diye sordu Mark dümdüz bir sesle.

Hyuck elini nazikçe çekti, Mark'ın yüzüne baktı.

"Sizlerin yarışını izlemek istiyorum Mark? İzniniz olursa Na Jaemin ile olan büyük yarışınızı izlememe-"

"Buldun mu kolyeyi?" diye kesti onun sesini Mark.

Hyuck eğildi, yere uzandı bir anda. Elini koltuğun altına soktu. Jeno gülümsedi zoraki.

"O ölen-"

"Şşt" dedi Hyuck yanağı yerde, eliyle süpürdü yeri, "Onları bununla yorma. Ben bulacağım. Üç saat odada kalsam sorun olur mu Mark?"

Mark gülümsedi onun yere bastığı için şişmiş yanağını görünce. Jaemin tek kaşını kaldırdı yine.

Jeno onu yerden almak yerine gitti, köşeye oturup vazoyu ters çevirdi.

"Deli mi bunlar ayol?" diye fısıldadı Jaemin eğlenirken, "Sevgilisiyle ortak takısı mıydı yoksa?"

Mark dümdüz bakarken Hyuck'un yanına oturdu.

Elini onun olduğu yere attı, Hyuck alttan çıkıp baktı ona merakla. Sonra yakınlığı yüzünden gözleri büyüdü. Gerileyemedi de.

"Nasıl bir şey?" diye sordu Mark buz gibi.

"Ş-Şey, birbirini vuran insanlara göre fazla samimi değil miyiz sence de?" diye sordu Hyuck.

Mark kıkırdadı.

Hyuck nefesini tuttu bunun üzerine.

"Sence de sınırın amına koymadık mı Donghyuck? Yardıma geldim, ne ağzının ortasına vurmaya ne de oradan bir öpücük çalmaya"

"Kaba olduğum için öç alıyorsan" dedi Hyuck zoraki.

"Odan bu koridorun sonunda. Jeno ile kalmak istediğini tahmin ederim ama Jeno benim"

"Onu benim yüzümden kovacaksan eğer, lütfen beni öldür" dedi Hyuck. Gülümsedi sonra zoraki.

Mark elini çekince yakın çekim ortadan kalktı, Mark ayağa kalktı doğal ve serin bir şekilde. Esneyip "Jeno, hazırlan" dedi ve Jaemin'in yüzüne bakıp "Ne var?" dedi buz gibi.

Anahtarını alıp piste indi.

Jeno onun peşinden koşarak indiğinde Jaemin "Bekliyor olacağız, bi odana yerleş de aşağı in" dedi ve Hyuck'un çıkması ile kapıyı arkalarından kapattı.

Mark saçlarını elleriyle tarayıp tüm fanları arasından büyük bir keyifle geçti. El sallıyor, öpücük atıyordu.

Yalancı.

Yarış başlarken Jeno Hyuck'un elini kalbine attığını gördü, merakla döndü ona.

"Jeno, kalp krizi geçireyim diye mi iyi davrandı bana?"

"Seni vurmaya çalıştıktan sonra bir anda mutluş bir yumak olması beni şüphelendirdi" dedi Jeno Hyuck'a.

"Kolyem" dedi Hyuck bir anda duygulanarak. Elini boğazına attı. Jeno başını önüne eğdi suçlu bir biçimde.

"Jaemin beni çağırmasaydı annenin yadigarı kaybolmayacaktı"

Hyuck içine attı, gülümsedi Jeno'ya bakarak.

"Önemli değildi"

"Çok önemliydi Haechan, benim biricik dostum. Ama merak etme, onu bulmadan otelden ayrılmıyoruz"

Hyuck gözlerini silip burnunu çekti. Hemen önüne dönüp "Mark" dedi.

"Bence Jaemin" dedi Jeno. Sözlerini verip yarışın startını beklemeye başladılar.

Yarış heyecanla sürerken Na Jaemin önde gidiyordu. Ve sonu da o bulacak gibiydi.

Öyle de oldu.

Jaemin arabadan indiği an Jeno'ya baktı, güldü keyifle.

Jeno bir ilişkileri var sandı, sahiden var mıydı? Jeno basit bir oyuncak mıydı?

Mark araçtan hızla çıktı, kapıyı çarptı. Kamerayı görünce yüz ifadesi değişti, gülümsedi zoraki.

Hyuck elini kalbine koydu büyük ekranı izlerken, Mark ise kameraların ardındaki Hyuck'u izliyordu.