16

1.4K 134 154
                                    

Kadebostany - Castle In The Snow

''Yola çıktı ruhum, bir rotası yok

Deze afbeelding leeft onze inhoudsrichtlijnen niet na. Verwijder de afbeelding of upload een andere om verder te gaan met publiceren.

''Yola çıktı ruhum, bir rotası yok.''

???

''Bu söyleyeceklerimi asla aklından çıkarma, mutluluk geçicidir. Sonsuza kadar seninle kalmaz. O yüzden sakın mutlu olduğunda her zaman öyle süreceğini zannetme. Sadece üzülürsün.''

***

Ellerim istemsizce boynuna doladığında bedenim yanıyordu. Çok heyecanlıydım ama Jungkook'un da benden farkı yok gibiydi. Kalbinin ne kadar hızlı attığını hissediyordum. Cennete düşmüş gibiydim. Cennetteki en tatlı meyveyi yemişim gibi hissettiriyordu Jungkook. Hareketlerini çözemesem de, yaptığımın yanlış olmadığına ikna ediyordum kendimi. Belki de öpüştükten sonra çekip gidecekti? Belki sadece kendini tatmin etmek için yapmıştı? Jungkook'tan bahsediyorduk ya. Yapar mı yapar değil mi? Belki yine Taehyung ile iddiaya girmişlerdir. Bu seferki kurban benimdir? 

Ondan çekildiğimde gözlerini araladı. Bana baktığında utanarak bakışlarımı okul binasına çevirdim. Bu kadarı benim için yeterdi ve artardı. 

Çok romantikti.

Sen basit bir kızsın, istediğini aldı ve gidecek.

Sana aşık oldu.

Jungkook koskoca okulda sana mı aşık olacak? Git önce tipini düzelt fahişe. Ya da öl, ölmeni istiyorum.

Jungkook yalandan öksürüp dikkatimi çekmeye çalıştığında bakışlarım tekrar onun gözlerini buldu. Şuan bulunduğumuz durum çok komik geliyordu. İnsanlar öpüştükten sonra ne yapardı? 

Ben istemsizce kıkırdamaya başladığımda o da sırıtmıştı. Bu arada, gülerken çok daha yakışıklı görünüyordu. Bir sanat eseri gibi.

Jungkook: ''Ne düşünüyorsun?'' dedi başını yana yatırarak.

Lisa: ''Sanat eseri gibi olduğunu-'' 

Aptal, ne zaman zekice davranacaksın?

Artık kendine hakim olmayı öğren, küçük velet.

Onun gözünde bir oyuncaksın.

Ellerimi dudaklarıma götürüp, yanlışlıkla ağzımdan kaçırdığım cümlelerin utancıyla gözlerimi sıkıca kapatıp açıyordum.

Jungkook iyice keyiflenmiş gibi daha da fazla gülmeye başladığında ben omuzlarımı düşürmüştüm. Zor kız olmalıydım, ulaşılmaz olmalıydım. Ama huylarımdan vazgeçemiyordum. Konu duygularım olduğunda bütün duvarlarım yıkılıyordu.

Bana iyice yaklaşıp iki kolunu açarak sarıldı. O kadar sıkı sarılıyordu ki kemiklerim kırılacak gibiydi. Ellerinden birini saçlarıma getirip okşadığında kendimi kısa bir süreliğine huzurlu hissetmiştim.

betrayal high school, liskookWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu