11

1.5K 137 30
                                    

Dark Piano - Dementia

''Bazı insanlar kötülüğü hak eder

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

''Bazı insanlar kötülüğü hak eder.''

"Nereye gidiyorsun? Bekle!" Bağırışlarım boş sokağı doldururken yapılı beden dinlemeyerek koşup gözden kaybolmuştu.

Benim geçmişimi bilen birisi şuan etrafımdaydı ve bu beni korkutuyordu. Eskiden yaşadıklarımın yüzüme vurulmasını istemiyordum çünkü geçmiş geçmişte kalmıştı ve tedavimi olmuştum. Eğer yeni okulumda bunlar duyulursa bir daha zorbalık görmeye katlanamazdım.

Ne yapacağımı bilmeden sinirle yerde tepinip öfkemi çıkarmaya çalıştım. Ama bedenim resmen yanıyordu. Korku içimde gezintiye çıkmıştı. Ellerimi saçlarıma götürüp önümdeki saçları arkaya attım.

Karanlık sokakta geldiğim yolu geri dönerek yürümeye başladım ve soğuğun beni esir almasına izin verdim.

***

Çantamı elime alıp kapıdan çıktıktan sonra kolumdaki saati kontrol ettim. Daha erken olduğu için yürüyerek okula gitmeye karar verdim ve çantamın bir kolunu sırtıma taktım. Değişik bir ruh halindeydim ve kendimi yalnız hissediyordum.

Bugün Jisoo ile konuşup her şeyi çözmeye kararlıydım. Sonuçta benim bir suçum yoktu. Jungkook'un Rosé ile ilgili söylediklerine ise gerçekten çok şaşırmıştım. Özel hayatı beni ilgilendirmezdi fakat Sehun ile iş birliği yapıp kızların arkasından iş çevirmişti. Zararlı çıkan da Jennie olmuştu.

Sehun'dan zaten uzak durmam gerektiğini en başında anlamıştım. Beni Seulgi ve arkadaşları ile bilerek yalnız bıraktığına ikna olmuştum çünkü o günden sonra benimle bir daha konuşmamıştı. 

Dün benimle konuşan kişinin kim olduğunu da hala çözememiştim. Tedirgin hissediyordum çünkü insanların benim bir deli olduğumu düşünmesinden ölümüne korkuyordum. Buradan da gitmek zorunda kalırsam benim için her şey biterdi. Yeni bir okula asla gitmek istemiyordum.

Dünkü gizemli kişi de her türlü ortaya çıkacaktı zaten. Bunu düşünerek rahatlamaya çalışıyordum. Beni korkutmayı amaçlıyorsa önüme çıkar, beni durdurmaya çalışırdı.

Ama bunu beni rezil ederek yapmamasını umuyordum.

Düşüncelerimin içinde gezintiye çıkmışken okulun önüne geldiğimi bir bedene çarpıp yere düşmemle fark ettim. Önümdeki erkek bedeni bana dönüp telaşla önüme eğildiğinde Jungkook olduğunu yeni anlamıştım.

Jungkook: ''İyi misin Lisa?'' dedikten sonra elini uzatmıştı ve kalkmama yardım etmişti. 

Üzerimi düzeltirken başımla onu onayladım.

Lisa: ''Üzgünüm dalmışım.'' 

Yanından geçip okul binasına girdiğimde sınıfımı bulup çantamı arka sıraya koydum. Jisoo'nun gelip gelmediğini öğrenmek için onun sınıfına girdiğimde Jin ile konuştuğunu gördüm. Yanlarına çekinerek yaklaştığımda beni görünce gözlerini deviren Jisoo'ya baktım üzgünce. Ben hiç bir şey yapmamıştım ve bir açıklama yapmama bile izin vermiyordu.

Jin bana çok da samimi olmayan bir gülümseme yolladığında ellerimi karnımda birleştirdim ve Jisoo'ya baktım.

Lisa: ''Biraz konuşabilir miyiz?'' dedim sesim kısık çıkarken.

Jisoo benimle göz teması kurmadan camdan dışarı bakarken beni reddedeceğini fark ederek konuşmaya başladım;

''Jisoo, benim gerçekten bir suçum yok.''

Jisoo: ''Jısıı, bınım gırçıktın bır sıçım yık.'' dedi aşağılar şekilde.

Jisoo: ''Senin yüzünden Rosé şuan okulda yok, farkında mısın yarım akıllı? Benimle sakın konuşmaya kalkma. Nankörün tekisin. Seninle arkadaş olmamız kabahat. Gözüm görmesin seni, çekil şimdi.'' dedi tiksinircesine konuşup beni kovarken.

Jin'e baktığımda benimle ilgilenmiyor gibi görünüyordu. En azından onu sakinleştirmeyi deneyebilirdi.

Jisoo: ''Sen hala burada mısın Lisa? Siktir git diyorum anlamıyor musun?''

Jisoo'ya çok kırılmıştım ve benimle bu şekilde konuşması canımı çok acıtmıştı. Ben ne olursa olsun kimseyi yargısız infaz etmezken, bu kadarı çok ağır geliyordu. Gerçekleri öğrendiğinde söylediklerini nasıl telafi edecekti?

Sınıftan çıkıp bahçeye ineceğim sırada kolum sertçe tutulmuştu ve istemeden ağzımdan inilti çıkmıştı. Kaşlarım çatılırken kolumu tutan kişiye baktığımda Seulgi gülümseyerek bana bakıyordu.

Seulgi: ''Naber Lalisaa?'' dedi keyifli şekilde konuşurken.

Lisa: ''Seninle uğraşamam bırak beni Seulgi.'' sesimin sert çıkmasına özen göstererek kolumu kurtardığımda bu sefer Seulgi başını koridora çevirdi ve etraftaki 4-5 öğrenciye göz gezdirdi. Sonra beni saçlarımdan tutup arkamızdaki erkekler tuvaletine soktuğunda çığlık atıyordum.

Saçlarımı tutmuş deli gibi çekerken bu sefer arkasından arkadaşlarının geldiğini görmüştüm ve 3'ü birden bana saldırıyorlardı.

Yere düştüğümde üstüme çıkıp saçlarımı çekerlerken kızlar da karnıma tekme atıyordu. Son hatırladığım şey burnuma vurmasıyla gözlerimin kararması olmuştu.

***

???

Saatlerdir yerde oturan genç bir kız, beyninin ona oynadığı oyunlara inanmaya her zaman hazır durumda.

Gerçeği her zaman inkar edecek.

Kabullenmek onun için çok zor olacak.

İkna etmek için çok uğraşacaklar.

Zorlukları aşmak yine onun elinde olsa da o halinden memnun.

Zorlukları aşmak yine onun elinde olsa da o halinden memnun

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***

Bölüm sonu.

betrayal high school, liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin