Bölüm 16

52 18 4
                                    

MERHABA ARKADAŞLAR, BEN KIRAÇ. BURADA OKURLAR ARASINDA GÜZEL BİR İNSAN VARMIŞ. BENİ ÇOK SEVDİĞİNİ DUYUYORUM BİR YERLERDEN. GÜZEL DÜŞÜNCELERİN İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM GÜZELLİK :)    


MEDYA ANKA KIRAÇ TEMSİLİ



Karşımdaki kişi Cansu'dan başkası değildi. Cansu benim üniversiteden ev arkadaşımdı. Edebiyat öğretmenliği okuyordu. Ataması çıkınca şehirden ayrılmıştı. İçimdeki sevinç yüzüme yansırken bana sarılışına karşılık verdim.

"Ankaa! Çok özlemişim seniiii. Ah kuzuuumm." Boğulduğumu hissedince onu kendimden uzaklaştırdım. "Dur, boğulacağım şimdi." İkazlarım üzerine sonunda beni bırakmıştı. "Ne arıyorsun burada?" "Sana sürpriz yapmak istedim. Okullar tatil olunca zamanımı seninle geçireyim dedim."

Beni düşünüp buralara gelmesi beni çok mutlu etmişti. "Çok iyi yapmışsın, geç içeri." Cansu'yu içeri davet edip bavulunu taşımaya yardım etmiştim. Kafamı çevirince unuttuğum Kıraç ile karşılaştım. Kapı pervazında durmuş bize bakıyordu. Cansu da onu fark etmiş olacak ki bana döndü.

"Iıı, beyefendi kim?" Ne diyecektim, arkadaşım değildi sonuçta. "Kıraç." Cansu ona dönüp elini uzattı. "Merhaba, ben Cansu. Anka'nın arkadaşıyım." Kıraç'ta elini uzatıp kendisini tanıttı. "Merhaba, ben de Kıraç."

Tanışma faslı beni sıkarken ikisini de salona yönlendirdim. Cansu kurduğumuz masaya bakıp yeniden bize döndü. "Ben yanlış bir zamanda geldim galiba." "Yok, hayır. Arkadaşlarım gelecek de birazdan yemeğe. Dur ben sana da servis açayım. Sen de bu sırada elini falan yıka, rahat bir şeyler giyin."

"Çok iyi olur." Cansu ile salondan çıkıp onu odama götürdüm. Kolumu cimcirip kulağıma eğildi. "Kız, kim bu adam, neyin oluyor?" "Anlatırım sonra, hadi sen rahatına bak şimdi." Cansu'yu geçiştirip mutfaktan onun için servis tabakları çıkardım. Salona doğru giderken yeniden kapının çalması üzerine koşmaya başladım. Bu halimi gören Kıraç kaşlarını çatıp yerinden kalktı.

"Koşma ve kendini yorma. Ben açarım kapıyı." kafamı salladım. Servis tabaklarını masaya yerleştirip son kez düzenledim. Onur'un sesini duymamla dudağımı dişledim.

"Aaaa! Kıraç ağabey, sende mi buradaydın?" Onurların yanına gidip rezil olmaktan kurtulmalıydım. "Hoş geldiniizz." "Hoş bulduk abla, Kıraç ağabey de buradaymış. Neden söylemiyorsun?" Onur'a dik dik bakıp Sevim ile selamlaştım. "Hoş geldin Sevim." "Hoş buldum Anka abla."

Onurları içeri davet ettim. Salona girer girmez Onur yemeklere yöneliyordu ki Sevim'in onu çekmesi üzerine son anda dengesini toplayabilmişti. Hepimiz koltuklara oturduk ve birimizin konu açmasını bekledik. Onur tam ağzını açmıştı ki içeri Cansu girdi. Onur ilk Cansu'ya baktı daha sonra içeriye baktı.

"Abla, mübarek evden çıkan çıkana." Sevim koluyla onu uyarırken ben de hem haklı olmasına hem de tavırlarına güldüm. "Cansu benim üniversiteden arkadaşım."

Cansu kendini tanıttıktan sonra yanıma oturdu. "E hadi yemek yiyelim artık."

"Valla ben kurt gibi açım, çok iyi olur." Onur her zamanki tavırlarını takınırken masaya geçti. "Ben yemekleri getireyim." "Ben de sana yardım edeyim." Kıraç'ın cümlesi ile ona döndüm. "Hiç gerek yok, ben hallederim." Bu sefer Cansu ve Sevim söze atladı. "Biz yardım ederiz sana."

İtiraz edecektim ki Kıraç ile bakışlarım kesişince kabul ettim. Kızlar ile mutfağa girip yemekleri aldık. "Bu arada biz tanışmamıştık, ben Sevim." Cansu da yüzündeki gülümseme ile kendini tanıtmıştı. "Hadi kızlar içeri geçelim, yoksa Onur söylenmeye doyamayacak."

Can Kırığı (KİTAP OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin