Bölüm 15

57 18 8
                                    


Hayatımızın belirli dönemleri olurdu; inişli ve çıkışlı. Ben çıkışları çok fazla yaşamıştım. Bunun için de aileme hep minnet kalacaktım. Onlar olmasaydı bu kadar güzel bakamazdım hayata. Babam ve annem içimdeki tüm kötülüğü atıp yerini sevgiyle doldurmuştu. Ta ki iki yıl öncesine kadar. Hayatımda yaşadığım ilk iniş o zamanlardı. Çünkü beni çıkışlarla büyüten ailemi toprağa vermiştim ve bana hep çıkışları öğreten ailem ilk inişimi yaşatmıştı. O zamanlar kendimi toparlamak biraz zor olsa da yeni bir hayata başladım ve Kıraç sayesinde yeniden çıkışlara ulaştım. Şu an ise hayatımdaki ikinci inişi yaşıyordum ve bu inişi kendi kendime yapmıştım. Bu da hayatın bana fazla yükselme deyişiydi.

Şu an hastanede doktorun dedikleri üzerine put gibi kalmış bakıyordum. Sanki her şey şakaydı ve birazdan rahatlayacakmışım gibi hissediyordum. Ama hayır öyle bir şey olmayacaktı çünkü doktor o kadar ciddiydi ki buna ihtimal bile yoktu. Bir vakitten sonra doktorun dedikleri ağır gelmişti ve bir hışımla yerimden kalkıp odadan, özür dileyerek çıkmıştım. Hastane duvarları üzerime üzerime geliyordu. Kulaklarımda sadece doktorun dedikleri vardı:

"Anka Hanım, bunu nasıl söylesem bilemiyorum ama ilk geldiğiniz gün de şüphelerim bu yöndeydi. Tahlil sonuçlarınız pek iyi çıkmadı. Tetkikler doğrultusunda üzülerek söylemekteyim ki beyninizde tümöre rastladık."

Bende olması imkansızdı ki, hem neden olacaktı? Düşüncelerim üzerime gelip beni boğarken hastanenin bahçesinde bulunan banklardan birine oturdum. Sürekli geçiştirdiğim şey aslında vücudumda daha doğrusu beynimde bulunan bir tümör müydü?

Gözlerimden yaşlar süzüldü. Önce bir tane, daha sonra bir tane daha derken kendimi durduramayacak şekilde akmaya başladı.

Bu vakte kadar hikayem hiç başlamamış meğerse. Benim asıl hikayem şimdi başlıyordu. Hayat karşıma asıl zorlukları şimdi sunmuştu. Ailemin ölümü olması gereken bir şeydi. Bunu kabullenmek istemesem de herkes gibi onlar da birer faniydi. Ama hastalık öyle değildi ki.

Bir tedavisi var mıydı onu bile bilmiyordum. Sinirle elimi alnıma vurdum. "Ah be kızım, ne diye durup dinlemezsin ki doktoru?" Kendi kendime konuşurken yanıma birisinin gelmesi üzerine bakışlarım ona kaydı.

"Hey! Sen iyi misin?"

Yanımdaki 16-17 yaşları arasında olan kıza baktım.

"Bilmem, nasıl duruyorum oradan bakınca?"

Kız beni süzüp dudaklarını büzdü. "Berbat."

Berbat... Gerçekten şu an beni anlatan kelime bundan başkası olamazdı. "Desene tam da olduğum gibiyim." Burnumu çekip bakışlarımı önüme çevirdim. "Neyin var, neden bu haldesin? Yakınını falan mı kaybettin ya da sevgilinle mi ayrıldın?"

Bilmiş ufaklığa bakıp gülümsedim.

"Hiçbiri." Cebinden sigara paketi çıkarıp bana uzattı. Şok olmuş bir şekilde onu reddettim. "Bakma bana öyle, küçük duruyor olabilirim ama 19 yaşındayım." Şimdi daha da şok olmuştum. "Öyle durmuyorsun ama."

Omuzlarını silkip paketinden bir dal sigara çıkardı ve dudakları arasına koydu. Gözlerimdeki yaşlar dinmiş, onu izliyordum. "Adım Eva." "Ben de Anka."

Sigarasından uzun duman çekip havaya üfledi ve hemen sonra öksürdü. "Güzel isim. Kafamı salladım. "Neden burdasın Anka?"

Değişik görünümlü kıza bakıp omuz silktim. "Herkesle aynı nedenden dolayı." Hiç tanımadığım birisine daha benim bile kabullenemediğim gerçeği söylemek zor gelmişti. "Imm, herkesin nedenleri aynı değil. Mesela birileri hastalığı için burada, birileri yakını için, birileri vefat eden yakını için falan filan."

Can Kırığı (KİTAP OLDU)Where stories live. Discover now