Avukat 41.bölüm

Start from the beginning
                                    

O binanın içinde bütün bilgiler, uyuşturucu mamülleri ve deney raporları vardı.

Sıra ikinci binadaydı.

Dekan'ın kendinden emin tavrı tuzla buz olmuştu. Şimdi yere çökmüş korkuyla patlamaları dinliyordu.

"Avukat neler oluyor?" diye sordu canı için korkarak.

Ona cevap vermedim.

Ben buradan hayatta çıkmayı düşünmeden bu planı yapmıştım.

Ama şimdi Betül burdaydı.

Doktorun beni böyle bir iklimde bırakırken canlı canlı izlemek istediğini biliyordum. Her adımımı gözlemlemek istiyordu. Ne de olsa ben onun ilk projesiydim. Deneklerine ne kadar bağlı olduğuna birinci elden şahit olmuştum.
O fiziksel acıdan çok, kurbanlarına yaşattığı psikolojik şiddetten zevk alırdı. Bu yüzden burada bizimleydi.

Betül'ün elinden tuttum.

"Gel benimle." dedim.

Betül'ün bir tepki vermesine izin vermeden onu konundan tutup koşmaya başladım.

Doktorun arkadaşımı seçtiğimi düşünmesini istiyordum.

Dekan beni durdurmak için önüme dikildi. Son çırpınışlarıydı bunlar.

"Avukat. Her şeyi kendi ellerinle batırma. Bizimle kalırsan eğer bu dünya da senden büyük hiç kimse olmaz. Senin bir sözün kanun olarak yazılır. Neyi kaybettiğini iyi düşün."

Hâla her şeyin bittiğini kabul etmek istemiyordu.

Gülümsedim.

Hakan bana en büyük iyiliği yapmıştı.

Bana seçim şansı sunmamıştı.

Zaten ölecektim.

Bu yüzden bu kararı verirken hiç zorlanmadım.

Benim bir emrimi bekleyen kalabalığa döndüm.

"Bana bir silah verin."

Buraya getirildiğimde üzerimde hiç bir silah yoktu, bu yüzden ne olur ne olmaz diye mutlaka tedbirli olmalıydım.

Adamlardan biri gümüş kabzalı bir silahı bana uzattı.

Alıp belime yerleştirdim. Sonra, tek bir emir daha verdim.

"Öldürün."

Bu kadar kolaydı işte. Güç böyle bir şeydi.

Dekan arkamda şiddetli bir şekilde linç edilirken ben ve Betül koşmaya devam ettik.

Nereye koşuyordum sahi?

Kuzey ile buluşmalıydım.
İçinde bulunduğumuz ana bina kalmıştı bir tek geriye.
Doktoru bulmak zorundaydım.

Peki ben ne yapıyordum?

Ben şimdi kendi canım için mi koşuyordum, yoksa Betül için mi?

Yine sadece bir bahane mi bulmuştum?

Hayatta kalmak için, bir kaç dakika bile olsa daha fazla yaşabilmek için.

Yaşamak istiyorum dedim içimden.

Yaşamak istiyorum.

"Beril dur artık!"

Betül zorla beni durdurduğunda neredeyse binadan çıkmak üzereydik.

"Nasıl duracağımı bilmiyorum." dedim çaresiz bir şekilde. Nasıl kaçmamam gerektiğini bilmiyorum. Nasıl sonumla yüzleşmem gerektiğini bilmiyorum.

Avukat Where stories live. Discover now