12. Bölüm|•

615 40 29
                                    

Oy ve yorum atan elleriniz dert görmesin~Mr

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Oy ve yorum atan elleriniz dert görmesin~Mr. Turp

ⓈⒾⓁⓀ•ⒻⒾⓇⒺ

12. Bölüm: ℍ𝔸𝕐𝔸𝕋

Her sabah yeniden diriliriz derler, yeni bir başlangıç, yeni umutlar, hedefler... uçurumun dibine yanaşan bir adam için de, çayırların arasında uzanan bir kadın için de temiz bir başlangıç şansıdır sabahlar. Güneş, insanın içini ısıtır, içli bir nefes çekmesini sağlar, her şeyin güzel olacağına inandırır. Kimi zaman yalan söyler, kimi zaman güveninizi kazanır.

İlkbaharın nemli havası hakimdi dışarıya, güneşin bir kısmı bulutların arasında kaybolmuş, sıcaklığın kokusu adeta burunlara geliyordu. Hava güzeldi ama eski aşıklar herkesten daha da güzeldi. Tenleri birbirine, ruhları en derinlere değiyordu. Diğer insanların arasından soyutlanıp kaybolmak daha önce hiç bu kadar güzel gelmemişti. Sadece kendi sesleri, nefesleri ve bedenleri vardı; sessiz, sakin güzel bir günün sabahında.

Olduğu yerde hafifçe kıpırdanıp tavana bakmaya başladı Ateş. Gözleri ve yüzündeki anlamsız duran gülümsemesi tüm olayların gerçekliğini tasdik eder gibiydi. Bir eli yanındaki kadının belinden geçerken diğer elini yatağın üzerine bırakmıştı. İpek ise ağırca nefes alırken sırtını Ateş'e dönmüş, iki eli yastığın altında, yatıyordu.

“Şimdi,” dedi Ateş. “Ne olacak?”

İpek, örtü üzerini örterken yavaşça ona döndü, yüzüne baktı. “Her şey iyi olacak, merak etme.” Ateş de gözlerini İpek'e çevirdi. “Onu demiyorum, gerçekten şimdi ne olacak? Tantuni yiyebiliriz, dışarıya çıkabiliriz-”

“İş,” dedi İpek. “İşe gidebiliriz. Polise ifade verebiliriz, hastalarımıza bakabiliriz, evrak imzalayabiliriz.”

“Çok sıkıcı.”

Güldü İpek. “Sen ne yapmak istiyorsun?” diye sordu, bu sefer sırıtan taraf Ateş'di. “Ne yapmak istediğimi biliyorsun.” ortam hafiften ısınmaya başlıyordu, ses tonlarına sinsilik hakim olmuştu. “Ney?” dedi İpek yattığı yerde yükselirken. Ateş yaklaşıp aralarında milim denilecek mesafe bıraktı, burunları birbirine değiyordu. “Kahvaltı,” dedi. “Kahvaltı istiyorum.”

“Pisliksin.”

“Kabul et pislik olmamı seviyorsun.” dudağını bastırmadan hemen önceki sözleriydi bunlar. “Biraz evet, biraz da hayır.” dedi İpek, bu kadar yakınında dudakları kendine aitken herkesten daha şanslı hissediyordu kendini.

Konuşmak için kendini geri çekti Ateş,  “Gerçekten açım.” içten bir şekilde gülümsedi İpek, kızmayacaktı çünkü kendisi de oldukça açtı. “O zaman ben gidip duş alıyorum, malum dün yanımda bomba patladı, sen de gidip bize bir şeyler hazırlıyorsun.” bebeksi bir gülüş sundu Ateş, adeta ‘tosladık’ der gibiydi çünkü gerçekten kahvaltı hazırlamayı beklemiyordu.

𝐚𝐠𝐚𝐢𝐧Where stories live. Discover now