otuz beş, a tiny war inside your head

Comenzar desde el principio
                                        

Ne kendisinin siyah bir kurt olması, ne de Taehyung'un beyaz bir kurt olması umurundaydı. O iyi olduğu sürece tek umurunda olan, onun sevgisiydi. Bunu kaybetmekten çok fazla korkuyordu.

Hazırladığı yemekleri kaplara koyarak iki poşet haline getirdi, portmantoya koyduğu montunu yeniden üzerine geçirdi ve evden çıkmadan önce Taehyung'a yeni evlerinde onu bekleyeceğine dair bir mesaj attı.

Ev hala boya kokusundan pek arınmamış olsa da burada olmak hiç olmadığı kadar iyi geldi Jeongguk'a. Bebeğin kahkahalar atacağı bebek odasını, emekleyeceği salonu, Taehyung ile uyuyacağı yatak odasını gezdi.

Evden getirdiği örtüyü yere sermenin ardından poşetleri kenara koydu, ısıtıcıyı çalıştırarak üzerindeki montu çıkardı.

Beyaz boyalar ve fırçalar hala bebek odasının ortasında kendisini bekliyordu. Montunun cebinden çıkardığı toka ile saçlarını geriye doğru topladı, tişörtünü rahatsızlık vermemesi için eşofman altının içine sokmanın ardından boyaların kapaklarını açtı.

İnce fırçalar ile bulutların hatlarını çizdikten sonra fırça değiştirerek içlerini boyamaya girişti. Bay Jung beşiğin hazır olduğunu ve istediği zaman alabileceğini yazmıştı. Beşiği odanın ortasında hayal etti, küçük bir ahşap divanı odanın köşesine koymayı aklına koymuştu en başında.

Tüm odayı bitirdiğinde saatine baktı, mesaj atmasının üzerinden neredeyse iki saat geçmiş olmasına rağmen ne bir dönüş alabilmişti, ne de Taehyung gelmişti. Kötü hissetmemeye çabalayarak salona dönerken yemekleri kontrol etti, çok fazla soğumamış olsalar da üzülmeden edemiyordu.

Örtünün üzerine oturarak bağdaş kurdu, İlahi Kurt'un söyledikleri zihninde gezinirken iç geçirdi, ne dediği umurunda bile değildi. En güçlü olmak ya da insanlara hükmetmek gibi istekleri yoktu, o sadece bu evde Taehyung ve bebeği ile birlikte yaşamaktan başka bir düşünceye sahip değildi.

Bu zamana kadar insanların kalıplarına uymayarak yaşamıştı ve hayatını bir şekilde yola sokmuştu, şimdi bir kurt çıktı ve bu şekilde olmaması gerektiğini söyledi diye hayatından vazgeçecek değildi. Bu bebek onun mucizesiydi, hayatta sahip olamayacağını düşündüğü tek şeydi ve onu kollarına alma şansı varken hangisinin doğurduğunu umursamıyordu.

Kendi kurdu bunu kabul edip etmemekte özgürdü ama Jeongguk, ne istediğini biliyordu.

Kapının açılma sesinin ardından Taehyung nefes nefese içeri girdiğinde onun sakin kokusu odaya yayıldı. "Mesajını geç gördüm, özür dilerim. İyi misin?" Onun bu aceleci hali gülmesine sebep olurken, "İyiyim. Senin için yemek yaptım ve beraber yiyelim istedim." Taehyung ona kaşlarını çatarak bakarken poşetlerin içindeki yemek dolu kapları çıkarmaya başladı.

Tam karşısına bağdaş kurarak oturan Taehyung'un önüne yemek çubuklarını bırakarak tüm kapları koydu. "Hepsini sen mi yaptın?" Taehyung'un bu hali ona oldukça sevimli geliyordu, "Evet. Ben yaptım." dedi neşeyle, sevgilisinin gülerek kendisine bakmasından hoşlanmıştı.

Beraber yemeklerini yerken Taehyung'un bakışlarının bebek odasına takıldığını gördü, "Biraz gecikti ama hepsini bitirdim. Bay Jung beşiği istediğimiz zaman alabileceğimizi söyledi." dedi, Taehyung'un bakışları kendine döndü. "Yaptıklarımı nasıl açıklarım bilmiyorum ama tek istediğim, bjr daha çevremdeki bir insanın zarar görmemesiydi. Oraya tek gitmemin sizin için bir hata olduğunu biliyorum, üstelik sizi uyutarak gitmem... Özür dilerim, Taehyung." Yemek çubuklarını bırakarak ellerini kendine çekti Jeongguk, içindekilerin hepsini anlatmak ve kurtulmak istiyordu artık.

"Bana bebekten kurtulmamı söyledi."

Taehyung'un bakışlarından buna şaşırmadığı belli oluyordu, "Bebeği doğuranın ben olmasının doğaya aykırı olduğunu falan söyledi, normalde bebeği doğurması gereken senmişsin." Jeongguk bunları alayla söylüyor olsa da Taehyung'un bakışlarından hepsini bildiğini anlıyordu. "Sen bunu biliyor muydun?" diye sormadan edemedi, Taehyung dizleri birbirine değecek kadar kendine yaklaştı.

Jeongguk'un ellerini tutarak kendi kucağına çekti, "Babam hep benden utanırdı. Bir omega çocuğunun olması, beyaz bir alfa çocuğun olmasından daha iyiydi ona göre. Beyaz bir kurtsan alfa olman kimsenin umurunda değil, sen sadece siyah kurda eş olmak için doğmuşsundur. Tek görevin budur." Taehyung'un bilgilerinin bu kadar fazla olduğunu bilmiyordu Jeongguk ama onun babasını tanıdıysa, yapmış olabilecekleri korkutuyordu onu.

"Babam beni senden, bilerek uzak tuttu."

Taehyung'un iç geçirerek bir şeyleri anlatıyor olmasından hoşlanmamıştı, ilişkilerinde bunu yapan taraf her zaman kendisi olurdu. "Sen siyah kurttun, ne kadar alfa özelliklerini göstermese de öyleydin. Babam seni Taehwan ile evlendirmek istedi çünkü eğer her şey ortaya çıkarsa, oğlunun siyah bir kurt tarafından baskılanmasını istemedi." Jeongguk'un hamile olmasına bu kadar sevinmesinin tek sebebi belki de buydu, oğlu onu baskılayan taraf olmuştu.

"Özür dilerim Jeongguk, babam iyi şeyler düşünen ya da yapan bir insan değil."

Dizleri üzerinde yükselerek kollarını Taehyung'un boynuna doladı, "Umurumda mı sanıyorsun? Benim için önemli olan sadece sensin. Hangimizin baskın olduğu, kaderimiz ya da babanın ne düşündüğü umurumda bile değil. Sen ve bebeğimiz benimle olduğu sürece yeter bana." Taehyung'un kolları beline dolandığında gülümsemeye çabaladı, kendi acıları içinde yuvarlanırken onun neler yaşadığı ya da neler hissettiğini anlamamıştı hiçbir zaman.

"Yeni evimize yerleşelim, bu hafta."

Ω

bu hafta benim için oldukça yoğundu,
ancak gelebildim.
nasılsınız?

invisible string' taekookDonde viven las historias. Descúbrelo ahora