𝐃𝐚𝐧𝐜𝐢𝐧𝐠 𝐖𝐢𝐭𝐡 𝐎𝐮𝐫 𝐇𝐚𝐧𝐝𝐬 𝐓𝐢𝐞𝐝 | 𝐃𝐫𝐚𝐫𝐫𝐲

Be With Me

If I could dance with you again
Dancing with our hands tied, hands tied
Yeah, we were dancing
Like it was the first time, first time
Yeah, we were dancing

Harry ve Draco Hogwarts'dan evlerine doğru dönüyorlardı. Draco boş bir kompartıman bulmuş, Harry ile oraya geçmişti. Harry de onun dizlerine uzanmış bir şekilde saçlarını okşayan Draco'yu izliyordu.

Cedric öldüğünde o kadar kötü hissetmişti ki bir süre toparlanamamıştı. Birçok profesör onu sorguya çekmiş, Moody'nin aslında bir ölüm yiyen olduğu ortaya çıkmıştı. Draco bunun farkına önceden vardığı için kaçamadan onu yakalamışlardı.

İnsanların meraklı konuşmaları, Voldemort'un döndüğüne inanmamaları üzerine Harry'nin etrafında bir sürü ses olmuştu. Bir de Draco vardı. Ne zaman Harry'nin rahatsız hissettiğini anlasa onu alıp sessiz bir yere geçmişti.

Harry'i neler olduğunu anlatması için asla zorlamamış, onun anlatmak için hazır olmasını beklemişti. Bu kadar düşünceli olması hala Harry'nin kalbini ısıtıyordu. Zaten ilk başta Dumbledore'a sonra da Draco'ya anlatmıştı.

Draco'nun onu asla suçlamayacağını, yargılamayacağını çok iyi biliyordu. Hatta Draco ona beraberliği paylaşacak kadar güzel kalpli birisi olduğunu söylemişti. Geriye kalan olaylardan bahsedip Harry'nin üzülmesini istememişti. Harry'e her gece onu düşündüğü için uykularının kaçtığını söylememişti.

Zaten beraber uyuyorlardı. Draco ona bir şey olabilir diye gözünü bile kırpmadan onu inceliyor, bir süre sonra ister istemez uykuya dalıyordu. Rüyalarında Harry'nin acı çektiğini gördüğü için de hemen uyanıyordu zaten.

Harry'nin her şey hakkında, Draco'nun ise sadece Harry hakkında endişelenmesi şu sıralar azalmıştı. Birlikte bunun da üstesinden geleceklerini biliyorlardı. Bu yüzden sürekli vakit geçirmişler, birbirlerine sarılıp durmuşlardı. Yaralarını böyle sarıyorlardı.

"Sirius ile tanışacağın için gergin misin?" Harry merakla sorunca Draco gülümsedi. "Bilmem Potter, annem iyi birisi olduğunu söyledi. Hem sen de böyle seviyorsan iyi anlaşabilirim diye düşünüyorum. Weasley ile bile aram düzelmiş sayılır."

Son cümlesinde göz devirince Harry gülümseyerek doğrulup onun kucağına yerleşti. Draco'nun kolları hemen onun beline sarılmıştı. "Annenin Sirius ile barışması çok iyi oldu." diye fısıldayınca Draco onun belini okşadı. "Evet, annem hep ailesine çok bağlıydı ama babam onları pek sevmiyordu. En azından şimdi gizli de olsa Sirius ile konuşup bilgi verebiliyor."

Harry birden "Bana inandığın için teşekkür ederim." dediğinde Draco'nun yüzünde bir gülümseme oluştu. "Sana hep inanacağımı söyledim Potter. Sadece bir konuda inanmamıştım."

"Ne konusunda inanmadın?" Harry merakla sorup Draco'ya bakınca Draco onun burnuna bir öpücük bırakıp geri çekildi. "Benimle baloya gelmeyeceğini söylediğinde inanmamıştım."

Draco'nun keyifli yüz ifadesine göz devirdikten sonra "Ona ben de inanmamıştım zaten." deyince Draco kahkaha attı. "Çok çekici olduğum için dayanamayacağını biliyordun değil mi?"

Draco saçlarını savurup konuşunca Harry de gülmeye başladı. "Hiç de çekici değildin Malfoy." diye itiraz edince Draco onu biraz daha kendine çekti. Harry'nin kolları onun boynuna daha sıkı sarılmıştı. "O yüzden mi beni öperek teklifimi kabul ettiğini belirttin?"