Jealous Draco

5.1K 452 263
                                    

I could've spent forever with your hands in my pockets
Picture of your face in an invisible locket
You said there was nothing in the world that could stop it
I had a bad feeling

Harry ve Hermione birlikte şimdiki derslerinin olduğu sınıfa doğru ilerleyip konuşurlarken Harry belinde hissettiği kollarla gülümseyip Draco'ya döndü. Hermione ise onları gördükten sonra Harry'e gülümseyerek ilerlemeye devam etti.

"Günaydın Potter." Draco Harry'nin saçlarına birkaç öpücük bırakıp konuşunca Harry kendini biraz daha ona yasladı. Sabah biraz kötü uyansa da şimdi hepsi geçmişti. "Sana da günaydın Malfoy."

Koridorda kimse olmadığı için rahatlardı. Gerçi Draco birisi olunca da umursamıyordu. Harry utansa da o çok normal karşılıyordu. "Derslerimiz ortak değil." Draco yakınır gibi konuşup burnunu Harry'nin boynuna sürtünce Harry alt dudağını ısırdı. "Evet, bugün ortak dersimiz yok."

Kollarından hiç ayrılmadan Draco'ya dönünce onun somurttuğunu görüp gülmeye başladı. "Derslerimiz ortak olmadığı için mi üzgünsün?" diye sorunca Draco oflayarak başını Harry'nin omzuna gömdü. "Evet Potter. En azından seni izleyebiliyordum."

"Derslerimiz bittiğinde buluşuruz, olmaz mı?" Harry onun yumuşak saçlarında parmaklarını gezdirirken sorunca Draco ilk defa saçlarının sevilmesinden hoşlandığını anladı. Bazı şeyleri ilk Harry'de farketmesi kendisine çok güzel geliyordu. "Olur. Kütüphanedeki yerimizde seni bekliyor olacağım Potter."

Draco onun boynuna birkaç öpücük bırakıp fısıldadıktan sonra gidince Harry onun arkasından gülümseyip dersine doğru yürümeye başladı. Bugün az dersleri vardı, hiçbiri de Slytherin ile ortak değildi. Draco'yu özleyecek olsa da dersler az olduğundan daha fazla vakit geçirebilirler diye düşünüyordu.

Sınıfa girip hemen Ron'un yanına geçince Ron "Haklıydın." diyerek ona döndü. Harry'nin anlamadığını farkedince de "Hermione'yi daha düzgün bir şekilde çağırmalıydım." diye ekledi. Pişman olduğu her halinden belliydi.

"Seninle konuşmuyor değil mi?" Harry üzgün bir ses tonuyla sorunca Ron'un gözlerinin dolduğunu farketti. Ron arkadaşına belli etmemek için yutkunup "Evet. Benimle konuşmuyor." dediğinde Harry elini onun omzuna yerleştirdi. "Özür dilersen konuşacağına eminim. İkiniz birbirinize küs kalamazsınız."

"Bilmiyorum dostum. Deneyeceğim ama beni görünce hiç umursamıyor." Ron sıkkın bir şekilde konuşunca Harry cevap veremeden içeri profesörleri girmişti. Ders sihir tarihi olduğu için Harry sıkıntıdan Draco'yu düşünmekten başka hiçbir şey yapmamıştı.

Tek sevdiği ders Remus ile olan dersleriydi. Gerisi hiç keyifli değildi. Yine de iksir dersini bile şu anki dersine tercih ederdi. En azından o derste Snape olmasına rağmen Draco'yu görebiliyordu.

Şu an ikisinin ilişkisi çok iyi gidiyordu. Diğer insanlar tarafından sürekli konuşulan bir ilişkileri olması bazen Draco'nun birileriyle tartışmasına yol açsa da Harry onu sakinleştirebiliyordu. Yani elinden geldiği kadar.

İkinci dersi de üçüncü dersi de aynı geçmişti. Bu aralar biraz yorgun hissediyordu, içinde de kötü bir his olduğu kesindi. İkinci göreve az kalmıştı ve o Cedric'in yardımıyla yumurtanın şifresini çözebilmişti. Tabii kendisi çok anlamamış arkadaşlarına ve Draco'ya anlatmıştı. Draco da ona elinden gelebildiğince yardımcı olmaya çalışıyordu.

𝐃𝐚𝐧𝐜𝐢𝐧𝐠 𝐖𝐢𝐭𝐡 𝐎𝐮𝐫 𝐇𝐚𝐧𝐝𝐬 𝐓𝐢𝐞𝐝 | 𝐃𝐫𝐚𝐫𝐫𝐲Where stories live. Discover now