Letter

4.4K 404 225
                                    

But we were dancing
Dancing with our hands tied, hands tied
Yeah, we were dancing
Like it was the first time, first time

Harry iksir dersinde orada olmadığını bilmesine rağmen yine de arkasını dönüp Draco'nun önceden olduğu yere baktıktan sonra önüne dönüp ofladı. Gittikçe endişelenmeye başlıyordu.

Draco'yu en son dün akşam görmüştü ve şimdi neredeyse diğer günün akşamı olmak üzereydi. Bahçede yoktu, derslerde yoktu hatta sadece o değildi. Pansy ve Blaise bile bir süre ortadan kayboluyor sonra bahçeye çıkıyorlardı.

Harry bir şeylerin yanlış olduğunun farkındaydı. Bu yüzden ondan başka hiçbir şeyi düşünemiyordu. Draco normalde asla böyle bir şey yapmazdı. Hatta sevgili olduklarından beri Harry'e her konuda haber veriyordu. Çünkü Harry'nin onun olduğu yere geleceğini biliyordu ama şimdi onun güzel sesini sabahtan beri duyamamıştı.

Dersten çıkıp ortak salona geldiklerinde Harry'nin gözleri yine Slytherin masasına takıldı. Draco'nun orada olmadığını anlayınca iyice kalbi ağrımaya başlamıştı. Bu kadar çok insan olmasına rağmen bir tek o olmayınca bile yalnız hissediyor gibiydi.

"Harry, Pansy ile konuşmayı düşünmedin mi?" Hermione onu anlamış gibi birden sorunca Harry ofladı. "Denedim ama hep bir şeyler çıktı. Bana cevap veremedi bile."

"Şimdi gidip sorabilirsin dostum. Sonuçta Malfoy bizim masamıza gelmeye alışmıştı." Ron hiç dalga geçmeden cevap verince Hermione ona gülümsedi. Ron ile araları düzelmişti. Hatta daha iyi ve daha farklı gibilerdi.

Harry ise dalgın bakışlarıyla arkadaşına baktıktan sonra "Teşekkür ederim." diyerek onların yanından ayrıldı. Slytherin masasına yaklaştığında artan fısıltıları es geçerek Pansy'nin yanına gelince Pansy rahat bir nefes aldı. "Sonunda Potter!"

"Daha erken konuşmaya çalıştım ama biliyorsun." Harry hızla konuşunca Pansy "Biliyorum Potter. Draco odasında." diye yanıtladı. Harry'e baktığında onun ne kadar endişeli olduğunu anlamıştı. Arkadaşıyla iddaya girmeden bile onların bu hale geleceklerinin farkındaydı bu yüzden onları böyle görmek kendisini sevindiriyordu.

Yine de aklı Draco'da olduğundan buna çok takılmadı. Harry'e ortak salonlarının şifresini ve Draco'nun odasının yerini söyleyince Harry hemen Gryffindor ortak salonundan pelerinini alıp üstüne geçirdi. Ne kadar hızlı hareket ettiğini nefes nefese kalmasından anlayabilmişti. Şu an birisi onu duysaydı pelerini hiçbir işe yaramazdı.

Draco ise avucunun içinde buruşturduğu mektup ile yatağında uzanıyordu. Tüm gün Harry'i düşünmüştü. Yemek yememişti, derslerine gitmemişti. Tavanı izlemekten başka hiçbir şey yapmamıştı. Aklına o geldikçe ağlayası geliyordu. Arkadaşları ders aralarında ona bakmaya gelince onları endişelendirmemek için iyi gibi davranmış, onlar çıkınca da Harry'i düşünüp ağlamıştı.

Odasının kapısı açılıp kapandığında Draco kızarmış gözleriyle oraya döndü. Harry onu öyle gördüğü an üstündeki pelerini fırlatıp Draco'nun yanına geçti. Draco onu gördüğü için gülümsese bile Harry ona sıkıca sarılınca içinden bir küfür mırıldandı. Onun ne kadar korktuğunu anlamıştı. Sevgilisinin saçlarını öptüğünde Harry ona biraz daha sıkı sarıldı.

"Seni endişelendirdim değil mi? Üzgünüm." Draco'nun sesi ister istemez kısık çıkınca Harry biraz geri çekilip parmaklarını onun kızarmış gözlerinde gezdirdi. Draco gözlerini kapatmış bir şekilde onun dokunuşları ile kalbinin onarılmasına izin veriyordu. "Ne oldu Draco?"

𝐃𝐚𝐧𝐜𝐢𝐧𝐠 𝐖𝐢𝐭𝐡 𝐎𝐮𝐫 𝐇𝐚𝐧𝐝𝐬 𝐓𝐢𝐞𝐝 | 𝐃𝐫𝐚𝐫𝐫𝐲Where stories live. Discover now