Yule Ball

6.1K 449 379
                                    

And say, say that we got it
I'm a mess, but I'm the mess that you wanted
Oh, 'cause it's gravity
Oh, keeping you with me

Harry giydiği resmi cüppesi yüzünden oldukça sıkkındı. Normalde böyle şeyler giymediği için şu an kendisini çok rahatsız hissediyordu. Tabii  her şey bu kadar değildi. Draco ile eş olduğu için hala çok heyecanlıydı ve heyecandan ne yapacağını bilmiyordu.

Ron'un giydiği şeye bile çok gülememişti. Sürekli aklında Draco vardı. Öpüşmelerini unutmaya çalıştıkça sanki aklı ona hatırlatıyor gibiydi. Ron ile beraber aşağıya indikleri zaman Ron hemen içeri girse de Harry hızla atan kalbiyle biraz dışarıda bekledi.

Draco gelmeden girmek istememişti. Şu an tam bir isim koymamış olsalar da sevgili gibilerdi. Öpüştükleri günden sonra da Draco sürekli onun yanında olmuştu. Bahçede Harry'e sarılıp durmuştu mesela. Harry de onun böyle yapmasına alışmıştı. Bu yüzden birkaç saat de onu görmese özlemeye başlıyordu.

Daha önceden ikisine de böyle olacaklarını söyleseler ikisi de inanmazdı. Hatta onları tanıyan kimse inanmazdı. Başından beri aralarında ilginç bir düşmanlık vardı. Draco sürekli Harry'e laf ederdi, Harry de hiç geri kalmayıp ona cevap vermekle uğraşırdı.

Gerçekten bu sene Harry için tahmin ettiğinden çok daha farklı geçiyordu. Hayatı tehlikedeydi, bunu ilk görevde çok daha iyi anlamıştı. Draco'nun dediğini yapıp süpürgesini çağırmış olsa da daha önce hiç o kadar korkunç bir durumda kaldığını hatırlamıyordu. 

Yine de yumurtayı kaptığında, Draco'nun birden ayağa kalkıp sevinçle kendisini alkışladığını görünce tüm korkusunu unutmuştu. Aklı onunla doluyken bir de Pansy ile ona doğru gelen Draco'yu görmesi onu daha da heyecanlandırmıştı.

Draco'nun bakışları onun üzerinde gezinirken Harry de onu inceledi. Yüksek yakalı, siyah kadifeden bir resmi cüppe giymişti. Beyaz tenine o kadar yakışmıştı ki Harry onunla olduğu için ne kadar şanslı olduğunu yeniden anlamıştı. Bir de daha önceden onu görmeyerek ne kadar aptal olduğunu.

"Çok güzel gözüküyorsun." Draco onun yanına geldiğinde iki elini de avuçları içine alıp konuşunca Harry ilk birleşmiş ellerine sonra açıkça belli olan bir hayranlıkla kendisini izleyen Draco'ya baktı. Yanakları ısınmaya başlamıştı. "Teşekkür ederim." diye mırıldandığında Draco gülümsedi.

"Rica ederim Potter, gidelim mi?" Harry onu hafifçe başını sallayarak onaylayınca Draco kolunu onun beline sarıp Harry'i biraz daha kendine çekti. Harry de memnuniyetle ona yakınlaşıp gülümsemeye başladı.

Salonda herkes yerine oturunca, Profesör McGonagall şampiyonlara ve partnerlerine çift sıra olmalarını ve kendisini izlemelerini söyledi. Öyle yaptılar. Draco Harry'e doğru eğilip "Bizden başka hiçbir çifti beğenmedim." dediğinde Harry gülmeye başladı. "Fleur ve eşi iyi gibi duruyor."

"Öyle mi?" Draco merakla onlara dönüp baktıktan sonra gülümseyerek kendisine bakan Harry'e döndü. "Ben sana bakmaktan diğerlerine çok bakmamıştım."

Harry'nin gözleri parlayınca Draco ona göz kırpıp Harry ile beraber içeri girdi. Salonun başındaki, jürinin oturduğu büyük, yuvarlak masaya doğru yürürlerken Büyük Salon'daki herkes alkışlamaya başladı.

Harry diğerlerinin ne yaptığını hiç bilmiyordu o yüzden Draco'nun onu yönlendirmesine izin veriyordu. Bir süre beraber şampiyonların masasında oturdular. Dumbledore bir süre Harry ile konuştuğu için Harry mutlu olsa da Draco bundan hiç memnun görünmüyordu. Harry gülmemek için zor durarak ona döndü. "Draco?"

𝐃𝐚𝐧𝐜𝐢𝐧𝐠 𝐖𝐢𝐭𝐡 𝐎𝐮𝐫 𝐇𝐚𝐧𝐝𝐬 𝐓𝐢𝐞𝐝 | 𝐃𝐫𝐚𝐫𝐫𝐲Where stories live. Discover now