~

385 18 0
                                    

Ben cadı olmak istemiyorum dedim içten içe. Neden başka biri değil ben?
Normal bir şekilde eğitim alıp, diğer tanrıçalar gibi işimi yapmak istiyordum. Sanki bana rahat yasak.
Kurtulmayı diliyorum üstümdeki lanetten, cadı olmayı lütuf olarak gören birilerine verme fikri aklıma giriyor. Aslında başka birine gücümü aktaramayacak olsam da belki beni tanrıça yapacak bir büyü vardır. Yine Nauplios'a işim düştü.
Onun odasına doğru yürürken, koridorda gördüm.
"Hey Nauplios!"
Koşarak yanıma geldi.

"Şşt sessiz ol."

Fısıldadım "Niye?"

"Muhafızlar burada, seni arıyorlar. Cadı olduğunu öğrenmişler."

"Bir tek sen biliyordun, nasıl olabilir."

Nauplios'a onaylamayan bir bakış attım.
"Yoksa sen mi ispiyonladın beni?"

-"İnan ki ben hiçbir şey yapmadım."

"Göreceğiz."

Plan yapmıştık. Bulunduğumuz yerden bahçeye, bahçeden de dışarı kaçacaktık. Daha önce gittiğim yerler gibi buradan da gitme vaktim gelmişti. Hiçbir yere, hiçbir zamana ait değildim. Ayak bastığım her yerden kovulacaktım artık.
Bahçeye çıkan kapının önüne geldik. Müdüre ve muhafızlar konuşuyordu. O sırada bana cadı olduğumu müdürenin söylediğini hatırladım. Belli ki önce kendini sonra da beni cadı olduğuma inandırmaya çalışmıştı. Her şeyin sahte olduğunu, merhemin bir etkisi olmayıp da büyüyü kendisinin yaptığını, ikimizin de cadı olmadığını şimdi anlamıştım. Neden bunu yapmıştı, aklımdaki tek soru buydu.
Şu anda yapmam gerekenin kaçmak değil, cadı olmadığımı kanıtlamak olduğuna kanaat getirdim. Muhafızlarin önüne çıktım, Nauplios arkamdan geldi.

"İşte orada cadıyı yakalayın!"

-"Ne cadısı, etrafta cadı göremiyorum?"

"Müdüre hanım, belli ki öğrenciniz olaylardan haberdar değil."

Arkamdan gelen iki muhafız bileklerimi kavrayıp kelepçe taktılar.
Yanımda duran Nauplios müdahale etmeye çalışsa da nafile, muhafızlar ona benimkine benzer kelepçeler taktılar. Kelepçeli ellerinin küçültme büyüsü ile cebine koyduğu mızrağına gittiğini gördüm. "Hamle yapma." dercesine gözlerine bakıp bunu yapmasını engelledim.

-"Bakın, galiba bir yanlış anlaşılma söz konusu. Ben cadı değilim. Eğer ki cadı olduğumu iddia eden biri varsa, kanıtlamadan bana birşey yapamazsınız."

Muhafız daha da sinirlendi:

"Cadı olmadığını kanıtlarsan serbestsin küçük hanım."

"Memnuniyetle efendim."

Bu lafları söylerken nasıl kanıtlayacağımı düşünmemiştim.
Fakat tanrıça olduğumu sadece taşı kullanarak gösterebilirdim, bunu onlar da bildiğinden beni taşın önüne getirdiler.

"Yapabiliyorsan kanıtla."

Yapamayacağımı düşündüğünden gülümsedi, muhafız. Haklıydı, ne olacağı gayet belliydi.

Melinoe: Goddess Of NightmaresWhere stories live. Discover now