10.bölüm

3.3K 251 45
                                    

Herkese selam 🙋

Ben bu hafta erken geldim 🐣

O kadar güzel yorumlar yapıyorsunuz ki, daha bir aşkla istekle yazasım geliyor 😍 tekrar hepiniz hoş geldiniz iyi ki geldiniz ❤️

ÖNEMLİİİ!!!

Bölüme geçmeden önce çok önemli bir şey açıklamak istiyorum, lütfen burayı okumadan geçmeyin.
Artık hepinizin bildiği gibi kendi kendime yazdığım ilk bölümleri hiç dikkatli yazmamıştım boşluk buldukça düzeltiyorum. En önemlisi ise şu;

Ben Bursa'lıyım. Burada doğdum, büyüdüm, evlendim, çocuk sahibi oldum fakat bildiğiniz gibi kitaba başlarken olayların İstanbul'da geçtiğini dolaylı yoldan da olsa belirttim 🙈
Çok şükür ki artık yanlız kendime yazmadığım için çok daha dikkat etmem gerekiyor mekanlara, olaylara, gidişatlara vs...
O yüzden ilerideki bölümlerde ciddi mantık hataları oluşmaması adına bu bölüm itibariyle en başından beri herşey Bursa'da yaşanmış gibi aktaracağım. Bora'nın halasına gittiği bölümü ve Polonezköy olarak belirttiğim yerleri düzelttim benim gözümden kaçırdığım sizin gördüğünüz olursa lütfen uyarın 🙏

Her ne kadar biraz geç kalmış olsam da yolun başındayken bunu düzeltmem daha iyi olacak yoksa İstanbul'da çok fazla mekan bilmediğim için mantık hataları kaçınılmaz olacaktı. Anlayışla karşılayacağınızı ümit edip hepinize gönülden teşekkür ediyorum 🙏❤️

Keyifli okumalar.





Yaşadığım şehrin güzelliğinin tamamına şahit olduğumu düşünmüştüm yıllarca. Fakat şu an gördüklerim hafızamdaki bütün güzel manzaralara bedel.

Önümde şehrimin eşsiz kuş bakışı görünümü, boynumda sevdiğim adamın nefesi ve tenimde yine onun teni... Yaşadığım an tarif edemeyeceğim kadar mutluluk verici benim için.

"Beni bir dakika bekle sevgilim"

Demir'in belimdeki elleri çözüldüğünde anlık bir ürperti doldu içime. Hava serindi lakin çokta umrumda değildi. Güneş yeni yeni batmış kırmızı ve koyu mavi renkleri hakimdi gökyüzüne. Kısa bir zaman sonra Demir elinde ince ve büyük bir battaniye ile döndüğünde neden gittiğini anlamıştım.

"Lise zamanlarında arkadaşlarla okuldan kaçıp dağ yoluna giderdik. Çok sık olmasa bile Uludağ'a da gelirdik ama burayı ilk defa görüyorum şahane bir yer çok teşekkür ederim beni getirdiğin için" duygularımı ona anlatmaya çalışırken sesimin titremesine engel olamadım.

Battaniyeyi omuzlarımda bırakıp yanağıma hafif bir öpücük kondurdu.

"Yine bekleteceğim seni ama değecek birtanem hemen geliyorum" diyerek yine uzaklaştı yanımdan.

Hava iyice kararmıştı ve şehrin ışıkları bulunduğumuz yerden milyonlarca ateş böceği varmış gibi görünüyordu. Ciğerlerimi temiz havayla doldurmak için gözlerimi kapattım ve derin bir nefes çektim içime. Gözlerimi açtığımda önümde karton bir bardakta dumanı üstünde çay ve yanında çikolatalı gofret vardı. Mutlulukla tebessüm ettim.

 Mutlulukla tebessüm ettim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
HASBELKADERWhere stories live. Discover now