DEAL

134 15 55
                                    

Başta saçmalık gelen teklif kısa süreli düşünmem sonucunda mantıklı gelmeye başlamıştı. Onun yüzünden işimi yapamayacağım kesindi ve yapmam gereken tek şey onunla barış sağlamaktı. Bende elimden gelenin en iyisini yapmaya karar verdim. Onunla beraber olup para kazanmaya devam edebilirdim. Kendini benim yerime koymayı denesene... Garanti müşteri ve onunla gelen nakit..

Her neyse kendi kararımı kanıtlamaktan daha önemli sorunlarım var. Bu ruh emici insana katlanmak.

"Neden böyle bir iş seçtin?" dedi. Şehri ayaklarının altına alan bir manzaraya bakıyor; sessizlik içinde birbirimize alışmaya çalışıyorduk aynı zamanda. Böyle bir karar restoran köşesinde veremezdim.

Derince bir nefes aldım ve cevap vermek için ağzımı araladım. Kelimeler çıkmak bilmiyordu çünkü karşımdaki insana ne desem yararı olmayacaktı. O çoktan kafasında kurmuş. Yani kurmuştur.

"Parayı seviyorum. O güvenebileceğim tek varlık. şöyle baktığında okuldan mezun olduktan sonra bir işim olmayacak. Diyelim ki oldu..." Dedim ve tıkandım yine. İnanmadığım şeylerin ihtimalini bile veremiyorum.

"ee?" dedi sabırsızca. Yavaş konuşmalardan, uzatmalardan hoşlanmıyordu.

"çok az para kazanacağım. Bunu istemediğim için kolay parayı tercih ettim. "

"Vücudunu satarak kazandığın para seni güvende hisettiriyor demekki... Zeki kızsın."

"Hayır aptal. Kurallarım var. Nerede ne istersem onu yapıyorum ve karşılığında para kazanıyorum. En azından senin gibi otel köşelerinde ucuz kızları becermiyorum." dedim. kısık sesle söylesem de duyduğuna emindim.
Anlamıyorum.
Madem benden bu kadar rahatsızsın, DEFOL GİT.

"En azından normal bi-"

"Daha fazla boş konuşacaksan beni evime bırak. Saat çoktan doldu." dedim sözünü keserek. siktiğim işi veya hayatı umrumda değil. Onun hakkında en ufak bilgilere bile sahip olmak istemiyorum.

"Bin." dedi arabayı göstererek. Kibar ya da benzeri kavramlar onun yaşadığı yere gitmemiş belliki. Yargılayacak ne çok şey var değil mi?

Çoğu şeyi kafaya takıp dert edinen tiplerden değilim ama bazen biri çıkıyor ve en güçlü yönümü bile en zayıf yönüme çeviriyor. Bakışları, soğukluğu ama aynı zamanda bana olan düşkün yaklaşımı söyledikleri her şeyi içimde dert etmeme neden oluyordu. Sanki yanında taşıdığı bi büyü var. Sadece o yanımdayken kötü şeyleri düşünebiliyorum. Tanımadığım insanın üzerimde kurduğu bu etki çok boktan.

Anlam ararken ve bulamazken eve varmıştık. Halsizdim. Ondan kaçmaya can atıyor olsam da arabadan inemeyecek kadar halsizdim.

"inmeyecek misin?" dedi. yine çok sabırsızdı. Arabadan inip gitmeme bile sabır gösteremeyen insan benim peşimde koşuyor. Mantık bunun neresinde?

Halsizlik yerini mide bulantısına verirken kendimi oradan ayrılmaya zorluyordum.

"bi-bi dakika.." kapıyı açar açmaz midemdekiler de kendini dışarı bıraktı. Bi onun yanında kusmadığım kalmıştı zaten. Umarım ne kadar midemi bulandırdığının farkındadır... Hayır , gerçekten çok kötüyüm...

"Red!!" dedi ve hızla arabadan inip yanıma geldi. Bi yandan saçlarımı toplamaya çalışıyor diğer yandan da elini yüzüme tutuyordu. Büyük ihtimalle ateşimi kontrol ediyor.

"Hastaneye götürmemi ister misin?" dediğinde hayır anlamında başımı salladım. İğrenç gecemi hastanede devam ettirmek istemiyorum.

red • mygWhere stories live. Discover now