10- "Neye niyet, neye kısmet"

1.2K 174 82
                                    


""

"Gözlerimin önünde akıp giden dünya. İçime akan, içimden zehrini akıtmaya direndiğim. Yürüdüğüm yol, bir dikenli zakkum. Kurtulmak istedikçe boğulduğum.

 İnsanlar, insanlar neden bu kadar çok. Niye böyle bağırıyorlar?Duyumuyorlar mı birbirlerini, yoksa anlamıyorlar mı?

İnsan karşısındakinin yüreğinin içini duymadığı için bağırıyor en çok. Yetişemediği için. Onun yüreğine ses etmek için bağırıyor.
Kimse dokunamıyor mu yüreklere?
Kimse anlamıyor mu?
Herkes neden böyle telaşlı?
Bu dünya bitecek, yoksa bilinmiyor mu? Bu koşturma, bu telaş, bu heyecan. Toprağın altında son bulacak; asıl kapı için. Bilmiyorlar mı?
Asıl kapının açılacağına iman etmedi mi bu insanlar, unuttular mı?
Bitecek bu serap, görünecek aslolan. O gün uyanmaktan evvel uyanmak gerektiğini bilmiyorlar mı?

"Bilmezler oğlum, bilmezler. İnsan bu, yüreğimdeki gaflet perdesi gözlerine de inmiş."

"Anne sen misin?"sesimin çıktığını duyunca bir anda kendime bakıp şaşırarak anneme döndüm:

"Anne, sesim?"

"Evet oğlum, nede güzel konuşuyorsun. Sesin şiir okur gibi sanki, bir yüreğe dokunur gibi. Yüreğin sesine yansımış."

"Anne, ne zaman kavuşacağız biz? Çok özledim ben seni. Ne zaman sarılacağız yine?"annem yanıma yaklaştı ve gözlerimin içine bakarak:

"Ah benim güzel oğlum, kuş yürekli oğlum. Gaybı Allah'tan başka kim bilebilir? Senin ömrün daha Allah nasip ederse uzun, yolun çetin. Azığını iyi belle e mi?"

"Azığım ne olsun ki anne?"

"Allah ve Rasûlüne sevgin olsun, Kur'ân'a aşkın olsun. Yüreğindeki en derin hislere olsun oğlum. Onlar yanıltmaz, doğrultur insanı."bir anda annem yanımda uzaklaşmaya başlayınca elini tutmak için uzandım. Tutamadım, yağmur yağmaya başladı. Gözden kaybolunca peşinden yürümek için adımlarımı hızlandırdım. Sonra ise telaşla koşmaya başladım.

Yeniden çıkmayan sesim içimde çağlarken sırılsıklam olmama aldırmadan koşuyordum.
Sonra bir anda ayağım kaydı, düştüm.
Alışkındım düşmeye.
Ama bu sefer öyle bir düştüm ki,
Allah'tan başka hiçbir şeyin kaldıramayacağını anladım. Suyun içine düşen bedenim o gün daha da büyüdü.
Ben, yine tüm derdimi Allah'a anlattım.
Allah beni zayi etmezdi, etmeyecekti.
Yarla bir olduktan sonra, yerle bir olmanın önemli olmadığını öğrendim."

Gözlerimi, alnımda biriken ter ve boğazımın kurumuş hâli ile araladığımda şaşkınca etrafa bakmaya başladım. O nasıl bir rüyaydı öyle? Sesim, annem, yağmur. Zihnimin karman çorman hâli ile saçlarımı karıştırdım.

Annemi rüyamda ilk defa görmüştüm, on yıldan fazla olmuştu. Nasıl özlemişim, nasıl ciğerimde tütmüş hasreti. Gözümden yaşlar akmaya başladığında, ahiretin olduğu düşüncesinin mutluluğu birbirine karışmıştı. Ahirette dedim, ahirette sana kocaman sarılacağım.

Yüreğimdeki en derin his, o gizlediğim papatya mıydı yoksa? Hani yoluma düşen, aklıma, kalbime.. biliyorsunuz. Bugün onun tercihleri açıklanacaktı, onu tamamen unutmuştum. Gecenin bir vakti olduğunu görünce henüz alarmım çalmasa bile yeniden uyumaya yeltenmedim.

MÜLZEM (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin