Bölüm Dokuz: Eski Sorulara Yeni Cevaplar

306 22 36
                                    

            Kıvırcık saçları öylesine yapılmış topuzundan sağa sola fırlarken Hermione, en yakın arkadaşının evinde elinde kırmızı ve metalik gri birer topla durmuş, bir sonraki dala hangisini asacağını düşünerek kafasını yana eğmişti.

"Şunu bitirir misin artık?" diye girdi küçük salona Ginny, elindeki iki kupayı sehpaya bırakırken. "Konuşmamız gerek, Harry gelecek."

Belki yapmaması gerekiyordu ama kızıl saçlı kadın onun en yakın arkadaşıydı ve Hermione o pazartesi sabahına uyandığından beri içindeki sırrı birine dökmezse asla sakinleşemeyecekmiş hissinden kurtulamıyordu. İlk anda küçük bir çığlık mutfağı inletse de Ginny, biraz şok biraz merakla onu dinlemek için yanıp tutuşuyordu.

"Bütün bunlar ne zaman oldu? Niye haberim yok?" diye sordu daha arkadaşı oturamadan.

"Bilmiyorum, aniden gelişti."

"Anidenmiş." diye burun kıvırdı Weasleylerin en küçüğü. "İddialaşmalar, cadılar bayramı, dans dersleri. Bana hiçbir şey aniden olmuş gibi gelmiyor Herm."

"Sen böyle sayana kadar bana ani gelmişti."

Ginny, turuncu kazağının kollarını iyice çekerek elindeki kupadan büyük bir adım aldı. Sonra bir problemi çözmeye çalışır bir edayla başını bir sağa bir sola yatırarak konuştu.

"Onu öptün, o da karşılık verdi. Sonraki sabah gitmişti, bu kadar mı?"

"Senden başka bir şey saklamıyorum. Filch'e sordum, o da profesörün sömestr tatili boyunca okulda olmayacağını söyledi."

"Seni itmemiş ki neden bir şey söylemeden kaybolsun? Acil bir işi mi çıktı acaba? Sanmam, not bırakabilirdi."

Genç arayıcı dilinin ağzının içinde oynatırken Hermione de sıkıntıyla parmaklarını birbirine geçiriyordu. Ginny, onun sınav öncesi stres işaretlerine alışmıştı.

"Peki, sen ne düşünüyorsun? Yani, iki hafta sonra okula döneceksin. Şimdi gerçekten ona karşı bir şey hissediyor musun?"

Kelimeleri ne kadar nezaketle seçilse de yüz ifadesi patlar uçlu kelekerleri izler gibi garip bir hal almıştı.

"Bana şöyle bakıp durma Gin." dedi Hermione sitemle.

"Özür dilerim, özür dilerim." Ginny boğazını temizleyip kendini toparladı. "Sonuçta olabilir, düşününce o zeki ki bu senin için çok önemli. Dış görünüşü tolere edilebilir ve - "

Ginny bir süre daha kendiyle savaştıktan sonra pes ettiğini gösteren bir pufflamayla nefesini bıraktı.

"Yine de o Snape. Herm, üzgünüm onu Snape olması dışında bir şeyle değerlendiremiyorum. Gerçi okul yıllarından beri onun onayı için çırpınıyorsun ama - "

"Çırpınmıyorum." diye homurdandı Hermione.

"Çırpınıyorsun ve haklısın da çünkü bir türlü kendine yedirip seni hak ettiğin kadar takdir etmedi domuz herif. Bu son söylediğim yaşadığınız şeyden bağımsız. Peki, bana onunla ilgili aklına gelen en iyi üç şeyi söyle."

"Bakalım." diyerek cisimlenmenin ilkelerini saymaya çalışır gibi kıstı gözlerini. "Onunla konuşabiliyorum, demek istediğim pek çok konuda gerçekten bilgili. İnsanları kendine has bir şekilde umursuyor ve sanırım bu hoş bir şey."

"Sonuçta evet, Harry'nin annesi için yaptıklarını düşününce, adam neredeyse ölüyordu. Onu tanımasam ona hayran olurdum."

"Son olarak, bunu nasıl anlatacağımı bilmiyorum ama onun yanında kendimi iyi hissediyorum. Harika ya da mutlu olmak gibi değil, bu o anın içinde olmak gibi."

Hogwarts'ın ÇağrısıМесто, где живут истории. Откройте их для себя