Tarık gülümserken "öyledir devam edelim mi ?"

"tamam, " gözlüğü gözlerine ve burnunu içeri alacak şekilde taktı. Aşağıda su girerse nasıl çıkaracağını gösterdi. Birkaç defa tekrar ettiler. İşaretlerin üzerinden geçtiler. Daha sonra Tarık da hazırlandı.

Önce Naz atladı arkasına geçip belinden tutup aşağı doğru indirmeye başladı. Bir süre böyle indiler sonra yanına geçip elinden tuttu. Birlikte aşağı doğru yavaş, yavaş inmeye başladılar. Bir süre sonra etraflarından sürülerle balıklar geçmeye başlamıştı. İndikçe aşağısı daha bir harika oluyor renk cümbüşü içinde uzanan boru tarzında bir şeyler vardı. Naz ellerini üzerlerinden geçirdi.

Bir gözü sürekli Tarık daydı. Tarık o anda yanına gelen ahtapotun kollarından tuttu. Sonra elinde kayıp gitmesine izin verdi. Naz heyecanla onu izliyordu. Heyecanlanma demişti telaş etme ama işte o öyle ahtapot ile oynarken bu pek mümkün değildi. Birkaç derin nefes aldı. Etrafında pembenin sarını morun turuncunun en harika renkleriyle doluydu. Renklerin sardığı bir kayanın arasında dişlerini gösteren gri bir balık görünce Naz istemende geri doğru yüzdü Tarık belinden yakaladı sonra yukarıya işaret etti. Her 5 metrede 1 dakika dinlenerek yukarıya çıktılar. Suyun yüzeyine çıktığında naz hemen ağzındaki şnorkeli çıkarıp "çok heyecan vericiydi ama bir ara çok korkuttun beni "

Tarık da çıkarıp "ben sana sakin olmanı söylemedim mi?"

Naz sanki sakin olmak kolay gibi birde sakin olmanı söylemedim mi diyordu hem onu heyecanlandıracak hareketler yapıyordu."Söyledin ama sen orda o kocaman ahtapotla oynarken nasıl sakin olabilirdim ki hem o öyle kayanın arasından sanki beni yiyecek gibi bakan balık da neydi bir an köpek balığı sandım "

"küçücük ahtapottan mı korktun çok sevimliydi. O balık orfozdu hem buralarda köpek balığı olmaz Marmaris ve bodrum açıklarında vardır oda çok küçüklerdir. Ayrıca sen onları rahatsız etmezsen onlar sana dokunmazlar "

"o kayalara değişik şekillerde bağlı olan bitkiler nelerdi renkleri bir harikaydı doğrusu bayıldım "

"fullimages denir deniz süngeridir. Çıkalım mı "?

"iyi olur çok yorgun hissediyorum kendimi "yüzerek tekneye çıktılar.

"sanırım biraz heyecanlanınca çok hızlı nefes alıp verdin biraz dinlen rahatlarsın "

Birbirlerine yardım ederek üzerlerindeki dalgıç elbiselerini çıkardılar. Naz Tarık'ın elbisesini aşağı doğru sıyırırken öylece göğsüne bakıyordu. Giyinirken geçen öpüşme aklından bir türlü çıkmıyordu. Arada bir yutkunuyordu. Etkilenmek istemezken elinde değildi o kadar yakınında olup da etkilenmemek içinde eğilip öpmek dokunmak gelse de kendini tutuyordu. Nihayet beline geldiğinde geri adım atıp "bundan sonrasını sen halledersin artık " deyip bıraktı. Arkasını döndü. Kalbinin çarpmasının duymamasını diliyordu. Önündeki fermuarı aşağı doğru indirmeye çabalıyordu. Elleri titriyordu. Zorlanarak ta olsa indirmeyi başardı.

Sıra çıkarma sırası Naz'a gelmişti. Önce kolalarını çıkarırken zorlanmayan Tarık üst gövdeyi indirmeye çabalarken istemeden de olsa tenine dokunuyordu. Naz istemese de içinin titrediğini hissediyor bedenine sıcaklık içinde sanki akıp geçiyor gibiydi. Tarık Naz'ın tepkilerini inceliyordu. Onun üzerinde bıraktığı etkiden memnun gülümseyerek bakarken oda normal değildi. İçindeki yangın yakında kor olup yakacaktı. Bedeni karıncalanıyor sarılıp kucakladığı gibi tentenin altındaki minderlere götürmek istiyordu. Üzerindeki leopar desenli bikinide hiç işini kolaylaştırmıyordu. Sonunda oda beline kadar indirmeyi başarınca geri çekilip "sen duş alıp dinlenirken ben yemeği hazır edeyim acıkmışsındır " mutfağa geçmek için merdivenlere doğru yürümeye başladı.

Yalancı yarim -   Ateşle DansWhere stories live. Discover now