"O anlamda demedim, kusura bakma." 

Az önce sen ne demiştin iç ses? Hah, şaka gibi, herkes gördü değil mi? Resmen benden özür diledi! Kim Taehyung benden özür diledi! "Neye bakmayım?" Diye sordum şaşkın bir şekilde. Şaşkınlığımın yüzümden anlaşıldığına çok emindim, sonuçta Kim Taehyung'un özür dilemesi kırk yılda bile görülen bir durum değildi.

"Kusura bakma dedim Lalisa. Çok ilginç bir şeymiş gibi davranmayı kesmelisin." Dedikten sonra cebinden telefonunu çıkarttı, telefonuyla ilgilenmeye başladı. Kendi kendime gülümsedim. Yavaş yavaş o bana alışıyormuş gibi hissediyordum, bence öyle oluyordu da. "Neden hâlâ bana bakıyorsun? Bakmayı kes." Gülümsemeye devam ederek önüme döndüm. Ben neredeyse her zaman sana bakıyorum Kim Taehyung.

"Neyse. Bana hatırlattığın iyi oldu. Annem beni merak etmiştir, ben artık gideyim." Deyip kalktığımda bakışlarını bana çevirip beni başıyla onayladı.

"Tamam."

"Görüşürüz Taehyung." Diye mırıldanıp kapıya doğru ilerlerken arkama dönüp birkaç saniyeliğine Taehyung'a baktım. "Çok kibar bir insansın, teşekkür ederim geçirdiğin için."

"Sen misafirlik etmen niyetine ben çağırmadım, kendin geldin." Diye düz bir sesle konuşup bana bakmaya tenezzül etmediğinde göz devirip mutfağa girdim. Bayan Nari, tezgahtaki sebzeleri doğruyordu.

"Bayan Nari, ben şimdi gidiyorum. Kek için teşekkür ederim." Diye gülümseyerek konuştuğumda başını bana çevirip beni başıyla onayladı.

"Tamam kızım. Bir sonraki gelişinde daha güzel şeyler yaparım. Görüşürüz." Bir sonraki gelişim. Bir sonraki gelişimin olması belki de en çok istiyor olduğum şeylerden birisiydi ama bunun olabilme ihtimalinin düşüklüğünü de göz önünde bulundurmam lazımdı.

"Görüşürüz." Diye mırıldandım diğer dediğine verebilecek bir cevabım olmadığından cevaplamadan. Ardından kendime ait olan poşetleri yavaşça aldım, mutfak kapısından çıktım.

Bahçenin çıkışına doğru ilerliyorken eve kısaca bakınmayı da ihmal etmemiştim. Bu evin her bir yerini görememiştim elbette ama görebildiğim kadarını aklıma kazımam lazımdı. Burası, tüm okulun evini merak ediyor olduğu Taehyung'un eviydi ama o eviymiş gibi hissetmiyordu. Kim gelse burayı çok beğenirdi ancak belki de o burada boğuluyordu. Hiçbir şeyin aslını belki bilmiyordum ama kendi düşüncelerimi biliyor olmam yeterliydi. Kim Taehyung'un evini sadece en yakın arkadaşları bilirdi ki bu da en fazla beş kişi biliyor demekti, artık birisi daha eklenmişti o kısma, ben. Şans eseri onca insanın içinden onun evinde çalışıyor olan Bayan Nari'ye yardım etmiş, şans eseri olarak onca ev içerisinden onun evinde yemiştim belki de sıradan olan o ikramı.

...

"Ciddi ciddi 'kusura bakma' mı dedi?" Diye sordu Roseanne kahvesinden bir yudum aldıktan sonra. Jisoo, Jennie, o ve ben beraber Seul merkezindeki kafelerden birisinde oturuyorduk. Bir süre sohbet etmemizin sonunda onlara dün Taehyung'un evinde olanları anlatmıştım.

"Evet." Diyerek onu onayladığımda hâlâ gözlerine inanamıyordu.

"Düşündüğümden daha hızlı gelişiyor durumlar. Bence yavaş yavaş sana alışmaya başladı bile." Gururla gülümseyip kahvemden bir yudum aldım. "Bence bir haftaya kalmaz, sana olan nefreti geçer. Önyargısını yavaş yavaş kırmaya başlıyorsun."

"Umarım." Diye mırıldandıktan sonra Jisoo'nun telefonuna doğru bakmaya başladım. "Ne oynuyorsun?"

"Leauge of Legends'ın yeni mobil oyunu, Wild Rift." Oyunlarla pek alakası olan bir insan değildim, ara sıra kafa dağıtmak için Candy Crush oynadığım oluyordu sadece.

good for you, taelice Où les histoires vivent. Découvrez maintenant