yedinci bölüm, kaplan sözü

38 9 0
                                    

"seninle bir oyun oynayalım mı?" 

düştüğü için yaralanmış dizine bakarak ağlamaklı olan seohyun kafasını salladı. "ama ne oynayacağız? koşmalı şeyler oynayamam ki?"

"koşmayacağız aşkım, hem bu oynayacağın her oyundan daha iyisi olacak, söz veriyorum."

"kaplan sözü?"

"kaplan sözü." jeongguk kuru dudaklarını ıslattı. "seninle güzel bir gelecek kuracağız. tamam mı? şimdi bir kişi oluştur kafanda ve onu bana söyle." defteri kucağına koyup kalemi eline aldığında, kızının oluşturduğu kişiyi çizecekti.

"hmm," seohyun dizini unutarak başladı düşünmeye, "erkek olsun. saçları ensesine gelsin, gözleri benim çekik gözlerimin bir tık büyüğü olsun, pembe kalın dudakları, uzun boylu, birazcık esmer ve vücudunun herhangi bir yerinde beni olsun."

"peki o nasıl biri seohyun?"

"o..." babasına baktı. "çok güçlü biri. insanların dediklerini umursamıyor, eğer canı bir şey isterse yapıyor, kimseden korkmuyor ve mutlu olduğunda kırmadan seviyor."

"öyle mi?" gülümsedi kızına. "onu diğer çocuklardan ayıran ne?"

jeongguk'u taklit etti, gülümsedi. "sevgi dolu bir aileye sahip olması. ailesi onun hep yanında."

"vay canına gerçekten de çok mükemmelmiş!" dolaba yaslandı. "o ne olmak istiyor?"

"doktor olmak istiyor. çocuk doktoru!"

"güzelmiş, peki onun yakın arkadaşı var mı?"

"yani, var, vardır tabii."

"adı ne olsun çocuğun peki?"

"seojun-" duraksadı. "junhyung, minho, bilemedim babacım."

"junhyung olsun o hâlde. peki bu junhyung'un giyiniş tarzı nasıl?"

düşündü seohyun. "rahat şeyler giymeyi seviyor, benim gibi eşofman giyiyor, kazak giyiyor ama babasının arkadaşları geldiğinde üstüne en özenli kıyafetlerini seçiyor." sonra güldü, "alınma babacım, senin yanında rahat olmak gibisi yok. özenli diyorum ama üzülme." 

"niye üzüleyim aşkım benim, unuttun mu oyun oynuyoruz? peki, aksesuar sever mi bu çocuk?"

"sever sever, küpesi olsun ama orada olmasın, olur mu?"

"olur," dedi jeongguk çizimini bitirmek üzereyken. "junhyung'u görmek ister misin?"

defteri seohyun'a verdiğinde büyülenen kişi olmuştu. "babacım, bu tıpkı hayallerimdeki gibi!"

jeongguk güldü. "sana bir sır vereyim mi?"

seohyun kafasını salladı. jeongguk kulağına eğildi. "taehyung babanın gençliği şu an ellerinde. hep görmek istiyordun ama fotoğrafı olmadığı için üzülüyordun ya, bak şimdi doya doya." jeongguk ayaklandı.

"ama baba," şaşkınca baktı. "nasıl düşündüğüm kişi babam olabilir?"

omuz silkti, "birbirinize çok bağlısınız. taehyung baban hep yanında olduğu için aklını çeldi. ah taehyung." derken gülerek mutfağa gitti.

seohyun'un kafası karışmıştı.

defterdeki çizime baktı.

can kırıkları, taekookWhere stories live. Discover now