onuncu bölüm, dünyayı seviyorsam o da senin yüzünden

27 8 0
                                    

kim taehyung, jeon jeongguk: oturma odası, akşam sekiz


"üzülme taehyung, dünya'nın sonu değil ya? buluruz sana iş. hem ben çalışıyorum, birkaç ay idare edebilirim elbette, rahat rahat gez sokakları acele etme hiç."

"öyle, öyle ama ne bileyim jeongguk. ben sandım ki.. bilmiyorum ya, hakaretle işten atılmak çok incitti beni. hamallık yapıyordum bir nevi, ne gibi yanlış yapmış olabilirim ki? çuvalları evime mi kaçırdım?"

"tamam, tamam yahu.. ne üzüldün öyle. bir sürü iş var canını sıktığın şeye bak. hem ben seni bu kadar çok özlüyorken çok yeri olmuş. eve bir geliyorum, ta ta, karşımda taehyung." yüzünü ona yakınlaştırdı jeongguk. "bıkmayasın? kapıyı bir açıyorsun taehyung, odaya giriyorsun taehyung.."

sağ elinin tersiyle yanağını sevmeye başlarken, "aynaya bakarken bile görmek istediğim yüz seninki ama yine de, bu sefer senin istediğin olsun. bıkayım biraz senden."

"hey, hey! ne güzel reddediyordun, niye çevirdin lafı?"

"öp diye ama sen dudak büzmekten başka bir şey yapmıyorsun ki." 

taehyung yüzüne küçük küçük öpücükler bırakırken, jeongguk gülümsedi. en son ki durağı yanağı ve kulağının birleşimi olan yere gelince yüzünün her noktasını tarayan jeongguk, içinden söylendi, nasıl bir dünyaya düştüm de böyle güzel adamı aldım kalbime.

"böyle, sevmeye devam et beni, güneş doğmayı bırakana kadar." 

"sahi mi dedi?" taehyung yüz yüze gelirken, "sahi." dedi.

"ben ruh eşi kavramına inanmazdım hiç," gülümseyerek devam etti jeongguk. "birinin yapmaktan hoşlandığı, sevmekten keyif aldığı, canını sıkan şeylerin aynı bu yüzler gibi tek olduğuna inanırdım.."

"ama bana dek."

"evet, sana dek. inandığım her şeyin düzeni değişti. bu yaşıma kadar yaşadığım tüm anılardan mutluyum. yediğim tokattan tut, gülümsediğim çocuklara kadar. öyle ki, öyle yapmışım ki seni ulaştırmış evren bana. ben kendimde sakladılarımı sana armağan etmişim, sen gömdüğünü bana hediye etmişsin ve evet, tam olarak, ruhumuz bir değil, iki kişilik biriz. ruhun ruhuma yaslanmış.." deyiverdi. "kırların içinde, avuç içimi gıdıklayan rüzgar gibi," kıkırdadı. "..tanrı cennetini bana sunmuş sanki."



can kırıkları, taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin