altıncı bölüm, sevgi molası

41 10 0
                                    

televizyondaki sunucu şunu sordu:

bir dilek hakkınız olsaydı ne dilerdiniz?

düşündü, bir dilek hakkım olsaydı neyi dilerdim? gülümsedi sonrasında, kızdı kendine. taehyung diye zikretti boşluğa. 

elektrikler gitti. odada nefes sesi bile yoktu. açık perdeden içeriyi aydınlatan güneş ve kararan bir gelecek vardı yalnızca. içinde sıkışan bir şeyleri yok etmesi çok zordu, düşünmeyi bırakması, sağlıklı olmaya çalışması. yük değildi, taehyung'un yokluğu nasıl yük olabilirdi ona? isteyişti bu. iki kişilik yalnızlık. 

taehyung'un ses tonu döndü aklında. "yaralarla dolu yüzüne rağmen güzel kalan jeongguk'um." dedi, burnunu ilk o zaman çekti jeongguk. 

kim taehyung, jeon jeongguk: gece, sokakta kimse yok, karlı hava

"acıyor mu?" 

"hayır!" dedi neşeli sesiyle jeongguk. "acımaz benim canım. hem baksana havaya, ay'ın ışığına, karşımdaki adama; gece bu kadar güzelken nasıl acısın benim canım?"

"ah sen, sen yok musun.." dedi soğuktan kızarmış parmak uçlarıyla onun yanağını kavrarken. "üşürken bile sıcacık ediyorsun içimi." ikisi birden güldü. boş bir arazide, kimsesiz evlerin arasındalardı. kırık sokak lambası zar zor aydınlatıyordu.

"beni şu an dünyanın en harika yerine götürsen bu kadar mutlu hissedemezdim." omzuna düşen karı silkeledi. "sen kokuyor her bir yanım. darmadağın bırakılmış burada, tek düzen biziz fark ettin mi? günlerce usanmadan seviyoruz birbirimizi."

"biri görse beni sevdiğini görür diye korkmuyor musun?" dedi taehyung.

hiç düşünmeden cevap verdi, "korkmuyorum." kafasını salladı. "sevgiden korkulur mu hiç?"

gözlerini açtı jeongguk.

gerçekliğe tuttuğu ayna o kadar yakmıştı ki canını. sanmıştı ki, açtığında gözleri o karşısında olacak. parmaklarını öperek kırgınlığını alacak, gözlerine bakarken kederlenecek, jeongguk'un büyüyüşünü gururla anlatacak.

ya, ya evet nasıl büyümüştü jeongguk. kocaman adam olmuştu artık. bir gün uykusuz kalsa devreleri yanan çocuk, günlerce uykusuz kalabiliyordu. kırgınlıkları her canına battığında yorulmuşlukla dünyaya bakan o genç şimdi daha güçlü sahipleniyordu her şeyini. ve jeongguk, kocaman adam olmuştu ya artık, sonsuzluğa ve içinin en paylaşılmaz yerine yolladığı tek sevdiği adamı yaşatıyordu. 

can kırıkları, taekookWhere stories live. Discover now