Dünkü ciddi konuşmadan sonra, Sai ve Shikamaru bu handa başka odalar tutmuşlardı. Ertesi gün benim konuşup hana çağırdığım dükkan sahibini sorgulayacaktık.

Sabah Sasuke-kun ile hızlıca kahvaltı edip satıcının gelmesini bekledik.

Tıklatılan kapı ile kendime gelirken, üstüme pelerinimi geçirdim.

"Girin!"

Kapıyı açan han da çalışan kızlardan biriydi. Bana doğru saygı ile eğildi.

"Efendim, kapıya bir satıcı geldi. İstediğiniz malları getirdiğini söylüyor."

Başımla onu onaylayıp Sasuke-kun'a kaçamak bir bakış attım. Ardından hanın ön tarafındaki kapıya doğru ilerledim.

Satıcı beni görür görmez şapkasını çıkarıp selam verdi.

"Günaydın efendim. İstediğiniz meyan kökleri burada."

Eliyle kullandığı el arabasındaki bir çuvalı gösterdi.

"Teşekkürler efendim. Acaba çuvalı handaki odama kadar taşıyabilir misiniz?"

Adam gülümseyip başı ile onayladı. Önünden ilerleyip hana girerken umarım sorguda da her şeyi bu kadar kolay yapmasını diledim.

Odanın kapısı açtığım anda Sasuke-kun karşıma dikildi. Bana bakmadan direkt adama doğru yönelip onu tuttuğu gibi içeri fırlattı.

Çuval da yeri boylarken, adam şok içinde bize bakıyordu.

"S-siz, ne-neden?"

Yüzü şaşkınlıktan bembeyaz kesilmişti.

Ona doğru ifadesiz bir yüzle bakarken Sasuke-kun ona doğru yaklaştı.

"Eğer sorularımıza cevap vermezsen, sana öyle şeyler yaparım ki yaşamamayı dilersin."

Mangeoku Sharinganını da aktif ettiği için oldukça korkutucu görünüyordu.

"Be-ben hi-hiç bir şey bi-bilmiyorum"

Sasuke-kun'un sırıtışı daha da büyürken konuştu. Sesi oldukça sertti.

"Daha neyi sorduğumuzu bile bilmiyorsun."

Ardından adamın kafasını sertçe duvara vurdu.

Sasuke-kun'a bunun aşırıya kaçtığını söylemek istesem de kendimi tuttum. Dün bana öyle bir bakmıştı ki, sanırım aynı bakışları kaldıramazdım.

"Madara'nın elçileri ile ilgili ne biliyorsan anlat, şimdi!"

Adam yardım diler gibi bana baktı ama omuz silktim.

"Be-ben bi-bir şey sö-söylersem karımı ve çocuğumu öldürürler."

"Karın ve çocuğunun ölmeyeceğinin garantisini ben sana veririm. Bu anlattıklarını başka kimse bilmeyecek."

Sasuke-kun adama daha çok yaklaştı.

"Eğer bana anlatmazsan seni öyle bir genjutsu dünyasına yollarım ki orada ne karını ne de çocuğunu görebilirsin."

Adamın gözleri korku ile daha çok açılırken, başı ile onu onayladı. Boğazını temizledi ve cebindeki mendili ile anlını sildi.

"Be-ben şifalı otlar haricinde ilaç tedariği de yapıyorum."

"Ne tür ilaçlar?"

"Antiseptikler, soğuk algınlığı ilaçları gibi. Onlar bana geçen hafta yüklü bir ilaç siparişi verdiler. Verdikleri miktar çok fazlaydı ve bir anda tedariği zor olduğu için siparişi yetiştiremedim."

Yutkunarak gözlerini karşıdaki duvara doğru sabitledi.

"Siz dükkana geldiğinizde o adam beni bu yüzden tehtit ediyordu. Karım onların üssü onlar bir handa temizlik görevlisi olarak çalışıyor ve bundan haberdar olmuşlar. Karım görülmemesi gereken bazı şeyler görmüş."

Kaşlarım çatılırken, konuşmaya çalıştım.

"N-ne gördü?"

"Bir tür makina gibi bir şey ama emin olamadığını söyledi bana. Sonrasında da örgüt onun gördüğünden bir şekilde haberdar olmuş."

Sasuke-kun adama doğru eğildi.

"Başka bir şey var mı?"

"Ha-hayır. Tek bildiklerim bunlar. Ama size dikkatli olmanızı öneririm. Hana gelen örgüt üyesi kendinden çok emindi. Dikkatli olmalısınız."







Sasusaku ile kalın...

Sasusaku ile kalın

Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.





















Other Story 🍁/Sasusaku Fanfiction [TAMAMLANDI]Onde histórias criam vida. Descubra agora