Chapter 14 : Find The Truth 2

836 130 40
                                    

Huzurevinden çıkmam ile annemi aramam bir olmuştu. İlk önce her şeyi ondan duymak istiyordum. Durduk yere birini akıl hastanesine kapatacak biri değildi o. Büyük şeyler dönmüştü yıllar önce.

"Efendim tatlım." Dedi annem telefonu açtığında.

"Nasılsın?" Diye sordum ilk önce. Hemen konuya girmek istiyordum ama hızlı da davranmak istemiyordum.

"İyiyim oğlum, sen?"

"Ben de iyi gibiyim. Sana bir şey soracaktım ben." Sabır bir yerden sonra tek ediyordu insanı. O kadar merak ediyordum ki direkt sormamak için kendimi zor tutyordum.

"Sor bakalım." Dedi tatlı bir ses yaparak.

"Lee Victoria diye birini tanıyor musun?" Bir kaç hışırtıdan derin nefesler alıp verdiğini anlamam zor olmamıştı.

"Babaannen senin kafanı karıştırdı değil mi?" Hemen babaanneme suç atmasına şaşırmamıştım. Zaten her zaman bir hatam olsa hemen babaanneme bağlardı bu sorunu.

"Hayır, yani kısmen hayır. Bu bir ay içinde o kadar çok şey oldu ki... Önce sen anlatırsan ben de sana her şeyi anlatacağım."

"Ah Changbin ah! Yine kendini nelere bulaştırdın kim bilir?" Diye mırıldanmasını duysam da bir şey dememiştim. Sonuçta anneye laf edilmezdi değil mi? "Sen ve ablan doğmadan önce ben, baban ve Victoria çok yakın arkadaşlardık. Aslına bakarsan arkadaş olmamıza vesile olan kişi Victoria'ydı. Kendisi bir denizkızı ama bunu çoktan öğrenmiştirsin zaten. Geleneği nedeniyle suya geri dönmüştü ve yıllarca görüşmedik. O gittiğinden bir kaç yıl sonra babanla evlendik ve ablan doğdu. Sonrasında ise sen doğdun. Bu sırada da Victoria geri dönmüştü ve bize suda yaşadıklarını anlatmıştı. Söylediğine göre o da evlenmiş ve bir çocuğa sahip olmuştu. Her şey çok iyiydi. Her günümüz hasret gidermekle geçiyordu. Fakat bir gün baban işe gittiğinde Victoria'yı yanıma çağırdım. Biraz kız kıza sohbet etmek istemiştim. İlk saniyelerimiz mükemmeldi ama sonra içine bir şeytan kaçmış gibi bana ve size saldırmaya çalıştı. Neyseki bir sıkıntı olmadan üçümüz de kurtulduk."

Aklımdaki küçük soru işaretleri birer birer yok olurken bir soru takılmıştı aklıma. "Peki babaannemin bununla bağlantısı ne?"

"Victoria ve babaannen birlik olmuşlardı. Victoria babana aşık olduğu için çocuklarını öldürürsem belki bana gelir diye düşünerek hareket etmesine sebep olan kişi babaannen." Söyledikleri ile olduğum yerde duraksadım. Çoktan hastanenin önüne gelmiştim. Fakat duyduklarım kolay şeyler değildi. Beni öldürmek isteyen biriyle konuşmak isteyeceğimi sanmıyordum ama çoktan konuşmuştum bile.

"Ben... Ne deyeceğimi bilmiyorum. Fakat bu zamana kadar babaannem bana zarar vermediyse artık böyle bir sey istemiyordur, değil mi?" Konuşurken tereddüt etmeden duramıyordum.

"O zamanki babaannen ile bu zamanki babaannen çok farklı kişiler Changbin. Buna inanmak istemiyorum ama babaannen oraya girdikten sonra aklı başına geldi zaten." Sakinleştirici bir şekilde konuşması ise yaramıştı. "Peki söyle bakalım, neler dönüyor orada?"

Derin bir nefes verip ben de olanları anlatmaya başladım. "Bir ay öncesine kadar rıhtımda bir denizerkeği ile tanıştım. Kendisi benimle birlikte bir aylığına karada kalmak istediğini söyleyince hayır diyemedim."

"Sen mi hayır diyemedin?" Diye hayretle sordu annem.

Utanarak "Küçük ayrıntılara takılmaya gerek yok." Deyip geçiştirdim. "İlk bir haftamız çok güzeldi. Hayatımda hiç bu kadar eğlenmemiştim fakat bir haftanın sonunda kral bizi tehdit ederek arkadaşlarımızı esir aldı. Tahmin edebileceğin gibi o bir prensti. Aynı zamanda da Victoria'nın oğlu."

Mermaid °Changlix°✓Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu