Bölüm 14

43.6K 2.2K 130
                                    

                14. Bölüm

Londra’da, ertesi sabah bir önceki güne kıyasla hava daha güzel ve açık sayılırdı. Bulutlar gökyüzünü kaplamış olsa da, dünkü gibi gri değil beyazlardı ve bu da, insanların içini açacak kadar önemli bir gelişmeydi. Güneş ışıklarını bulut kümelerinin arasından yol yol yollarken, saklandığı yerde utangaç bir çocuğun annesinin eteklerinin arkasına saklanmasına benzeyen bir görüntü sergiliyordu.

Bütün Londra sakinleri yeni güne neşeli bir şekilde başlamıştı. Buna Bourneville Malikanesinin ev ahalisi de dahildi. Lorenna, o gün, penceresinden gelen cılız ışıkları gördüğünde sevinçle küçük bir çığlık atmıştı. Dün, lordların ziyaretinden sonra bahçeye çıkmak istemişti ama kovadan boşalıyormuşçasına yağan yağmur, onun bu isteğine engel olmuştu.

Lorenna, bugün eve tıkılı kalmak zorunda olmadığını hatırladığında, yatağından çıkmış ve oda hizmetçisinin yardımıyla giyinerek kahvaltı salonuna inmişti.

“Herkese günaydıın.”

Genç kızın neşeli sesi masadakilerin bakışlarını üstüne diktiğinde hepsine tek tek gülümseyerek de yerine oturmuştu. Leydi Beatrice, Lorenna’nın Jennifer’a dahi gülümsediğinde bir hayli şaşkınlık yaşamıştı ama ilk defa sesini çıkarmamıştı. Bu Leydi Beatrice için oldukça anormal bir davranıştı.

“Bugün saat birde evden çıkmamız gerekiyor.”

Lorenna, düşesin onunla konuştuğunu ancak, babası onun kolunu nazikçe sarstığında fark etmişti. Bir eli, bacaklarının üstüne açılmış Times gazetesini tutuyor, diğer eli de dalgın bir şekilde çatalla oynuyordu. Lorenna’nın gazetede bu kadar dikkat uyandırıcı ne gördüğünü merak eden Leydi Beatrice kafasını çevirmişti ama Lorenna, atik davranarak gazeteyi kapamış ve servis için hazır bekleyen üniformalı bir hizmetçiye devretmişti.

“Kusura bakmayın, dalmışım. Ne diyordunuz?”

Jennifer, ona kısa bir bakış atıp bardağını dudaklarına götürdüğünde, onun konuşmasını beklemek zorunda kalmıştı.

“Barones Harrowby’nin daveti için birde yola çıkmalıyız, diyordum.”

Lorenna, onun sesinden bile ne kadar mutlu olduğunu anlayabiliyordu. Bu, onun eline harika bir koz vermişti. Kadın, Lorenna sayesinde, en özel davetlere çağrılmaya başlamıştı haliyle.

“Birde, girişte olurum.”  dedi o yüzden kısaca. Umursamıyormuş gibi davransa da, aslında merakını cezbetmişti onun da. Şimdiye kadar sadece iki tane baloya katılmıştı, o yüzden bu tarz davetlerin nasıl olacağına dair pek de bir fikri yoktu.

 ********************************

At arabasında yan yana oturmuş iki kadın da birbirinden bir hayli farklıydı. Düşes Bourneville, yaşına rağmen, oldukça iddialı bir dekoltesi olan kırmızı tonlarda bir elbise tercih etmişken, Lorenna, krem rengi ve yavruağzının ahengi içinde oldukça hoş duruyordu.

Linda tarafından saçları özenle yapılmış, bukleleri toplanmış ve birkaç tutamı da salık bırakılmıştı. Saçlarının üstüne elbisesiyle güzel bir uyum sağlayan şık bir şapka tutturulmuştu. Lorenna, bu haliyle ne kadar gösterişsiz de olsa, doğal güzelliği ön plana çıkmıştı ve duru bir görünüm sunuyordu izleyenlere.

“ Nihayet. “ diye fısıldadı belli belirsiz, at arabasında otururken korsesi belini daha da sıkmıştı ve Lorenna buna ne zaman alışacağını çok merak ediyordu. Yine de, arabadan fırlamamak için çaba göstererek düşesin arkasından indi ve refakatçisinin bir adım arkadan onu takip etmesini, yine huysuz gözlerle izledi. Bu kadından gün geçtikçe daha nefret ediyordu. Bayan Villougby’yi kısaca tanımlamak gerekirse,  Leydi Beatrice’in bir alt modeli diye açıklanabilirdi.

LorennaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin