Bölüm 8

54.9K 2.6K 133
                                    

Merhabalar, herkese musmutlu pazarlaar :)) Nasıl gidiyor sizce Lorenna, başarılı olabiliyor mu? Onu intikam meleğine dönüştürmede pek başarılı değilim sanırım :D Her neyse güzellerim birkaç bölüm sonra Londra yolcusuyuz hep birlikte, asıl eğlence orada başlayacak, biraz sabretmeniz gerekecek esas oğlanımız için :))

                8. Bölüm

Lorenna’nın Londra macerası çok da uzun sürmüş sayılmazdı. Ertesi gün güzel bir kahvaltının ardından Eastbourne’e doğru yola çıkmışlardı. Baş kahya onun istediği kalitedeki bahçıvanlardan ikisiyle anlaşmıştı ve onların bir ertesi sabah malikanede olmaları için onlara bir at arabası bile ayarlamayı akıl etmişti. Lorenna, Londra’da kaldığı sürece düşesin kontrolünde olmayan bir baş kahyayla oldukça güzel işler başarabileceğini anlamıştı. Tekrar Londra’ya geldiklerinde, adamın üzerinde daha iyi bir otorite kurmayı aklının bir köşesine yazarak ayrılmıştı bu yüzden malikaneden.

Yolculukları Lorenna için biraz iç karartıcı şekilde geçmiş olsa da, Evangeline ve Linda için sakin ve rahattı. Lorenna, hareketli şehrin etkisiyle biraz sersemlemişti ve geri dönerken aklında, özgürlüğünün terkar kısıtlanacağını hissetmeye başlamıştı.

Gerçi özgürlüğü Londra’da daha fazla kısıtlanmış oluyordu ama yanında bir refakatçi yada şaperon ve genç leydiler için uygun yerler söz konusu olduğu sürece Lorenna için sorun olmazdı. Londra’ya ayak uydurmaya çalışmak zorundaydı, dün gördüğü gibi o hayat kendisine biraz yabancıydı. Mesela daha önce bir caddede yürürken genç bir dükle karşılaşmamıştı.

Yada Dorchester’da terziye gittiğinde böyle ahlak dışı şeyler olmazdı. Times gazetesinde, düklerin metreslerine dair dedikodular hep olurdu, Lorenna onların bunu doğal karşıladığını hatırlayınca, o gün terzide olanların çok masumane şeyler olduğunu bile söyleyebilirdi. Annelerin gözde bekarlar listesindeki çoğu dükün metreslerinin olduğunu biliyordu ama Lorenna, evli olan asillerin bile bunu yaptıklarını duyduğunda büyük bir şok yaşamıştı.

Beatrice Hala’ya göre bu çok doğal karşılanan bir şeydi. Asiller saygıdeğer genç hanımlara o şekilde yaklaşmadıkları sürece, metresler oldukça kabul gören insanlardı. Ama Lorenna bunun kabul edilebilir bir şey olduğunu düşünmüyordu. Hatta Beatrice Hala’yla bu konuda tartıştıklarını bile hatırlıyordu.

Lorenna, Londra’da olanları şimdilik bir kenara koymaya karar vererek önündeki günlere ve yapacaklarına konsantre olmaya çalıştı. Eastbourne’de onu savaşmaya hazır bir düşes bekliyordu ve Lorenna, bunu aklından çıkarmasa iyi olacağa benziyordu.

Düşesi her ne kadar tehlikeli bulmasa da dikkatli olması gerekiyordu. O yüzden, yol boyunca onu ve malikanede yapacağı değişiklikleri düşünerek kendini oyaladı. Aklında onu çok sinir edecek bir düşünce vardı ve bunu hayata geçirdiğinde onun yüzünün alacağı şekli oldukça merak ediyordu. Yüzündeki tatminkar gülüşü saklama gereği duymayarak arkasına yaslandı ve konforlu koltukların ve yeşillikler arasında süren yolculuğun tadını çıkardı.

Düşes Bourneville, misafir odasına geçip sinirle homurdanırken bir yandan da kendini sakinleştirmeye çalışıyordu. Bu lanet olası kız geldiği günden beri tüm düzenini bozmaya devam ediyordu. O gider gitmez başladığı değişikliği gelir gelmez kontrolüne almıştı ve malikanenin hanımı olarak bunun onun kontrolünde olmaması canını ciddi ölçüde sıkıyordu. Bir düşesin yetkilerine sahip olması ise hiçbir şey ifade edemiyordu maalesef. Sevgili aptal kocası kızına anlaşılan kendini affettirmek için bir hayli kararlıydı.

LorennaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin