23.Bölüm-Fırtına

1.3K 111 41
                                    

Kararlılık seviyemi sorgulamayın lütfen ajhgfuügfjjah

Yarı uyanık,yarı uykuda yazdım.Hatalar varsa affola🥱

İyi okumalar.....



Ali akşama kadar Emrenin yanından biran olsun ayrılmamıştı.Ayrı kaldıkları zamanda yaşadığı herşeyi ona anlatmaya çalışıyor,evi ve içindeki herkesi ona tanıtmaya çalışıyordu.O kadar çok konuşmuştu ki,artık çenesi ağrımaya başlayınca bunun farkına varmıştı.

Tüm enerjisini de harcadığı için şimdi diğerinin dizlerine kafasını koyup kendisini sevmesine izin veriyordu.Emre de onu özlemiş olacak ki,eskiden yaptığı gibi bu sevgi gösterileri için Aliden rüşvet istemiyor ve onun gönülsüzce en sevdiği çubuklu şekerlerininden birini ona uzatmasını eğlenerek izleyemiyordu.

Şimdi elini yumuşak kahverengi saçlarda gezdirirken bir yandan da onun masum yüzünü izliyordu.Ne kadar rahat biri gibi gözükse de bu insanların ona şimdiye kadar kötü davranmış olabileceklerini düşünerek çok endişelenmişti önceden.Çocuk karakteriyle hiç büyümeyen bir bebekti o,kötülüyü bilmeyen kendi küçük dünyasında yaşayan kırılgan birisiydi.

Kendi gözleriyle görene kadar da bu devam etmişti endişesi.Özellikle Asaf Ufuğa karşı olan öfkesini Aliden çıkarabilirdi.Ama bugün bakışlarını görmüştü ona karşı.O Aliye gerçekten değer veriyordu.Ve kendisiyle yakınlığından rahatsız oluyordu üstelik.Önündeki günleri düşünerek sırıttı.Adamı kendinden sıçarmak oldukça eğlenceli olacaktı.Çünki o uzak dursa bile Ali asla ondan uzak durmazdı ve görünüşe göre diğerinin Aliye karşı bir zaafı vardı.Ona karşı koyamıyordu da.

Bunu üstün gözlem yeteneğiyle ilk gördüğü andan anlamıştı.Küçük olana karşı daha fazlasını hissetmemesini umdu,bu onlar için çok can yakıcı olurdu.Üçü için de...

Akşam sofraya bu sefer dört tabak konulmuştu.Ali sağ tarafında Emreyi oturtmuş onun için özenle en sevdiği yemeklerden tabağına koyuyordu.Tabi Emrenin en sevdiği yemekler yerine kendisinin en sevdiği yemekleri seçiyordu ama onun bu hevesli hallerini görüp bozmadı diğeri.

Sofrada oturan diğer ikisiyse bu durumdan hiç hoşnut değillerdi.Hakan dayanamayarak yemeğinden bir parça ağzına atarken konuştu.

"Ben hastayken hiç ellerinle yedirmedin Ali,demek bu gevşek kadar kıymetimiz yokmuş ha"

Ali bir andan kendi yemeğini yerken,bir yandan da börekten bir parçayı Emrenin ağzına uzatırken eli havada öylece kaldı,şaşkınca kafasını Hakana çevirdi.

Emre bir süre sonra kokusu burnuna dolan lezzetli böreğin ona uzatılmayacağını anlayınca kafasını uzatıp bir ısırık aldı.Gıcıklık olsun diye de beğendiğini belli eder sesler çıkarıyordu bir yandan.

Ali küçük ellini bir süre sonra yanına indirdi. 

"Sen hiç yemek yemiyordun ki ama."

Hakan doğru söyleyen çocuğa yine de huysuzca baktı.Yeni çocuk doğunca pabucu dama atılan o ilk çocuklar gibi hissetmekten alamıyordu kendisini.

Asafın arada haddinden fazla sıktığı çataldan,yüzündeki gerginlikten onun da kenidisi gibi bu durumdan rahatsız olduğunu biliyordu.

"Kıskanma yakışıklım,ben sana yediririm."

Alinin yanındaki beden yine dilini tutamazken bir de arsızca göz kırpmıştı ona.Hakan ona öldürücü bakışlarını atarken üzerine atlmamak için kendisini zor tutuyordu.Şimdi yanında Ali varken birşey de yapamıyordu.

TEHLİKELİ-GAYWhere stories live. Discover now