Thirteen~

647 66 77
                                    

"Günaydın."

Sabahın ilk ışıkları ile hafifçe gözlerini aralayan Taehyung sesin geldiği tarafa dönmeye çalıştı.

Ufak bir gülüş sesi duyuldu.

"Yeni uyanmış halinin bu kadar sevimli olabileceğini tahmin etmezdim."

Tae göz kapaklarını ovuşturdu. Bulanıklık kaybolunca karşısındaki manzara yüzünden epey şaşırmıştı.

Büyük ihtimalle kendine hazırlanan kahvaltı tepsisi ve onu tutan süper müper ultra yakışıklı bir tavşan.

Evet.

Bu gerçekten şaşırtıcı bir görüntüydü.

Anlamsız bakışlarla karşısındaki çocuğun yüzüne bakmaya devam ederken Jungkook ise yüzünde daha da büyüyen gülümsemesiyle onu izliyordu.

"Hadi, toparlan biraz!" Kulplarından tuttuğu tepsiyi ileri doğru uzattı. "Senin için hazırladım."

Tamam.

Bu epey...

EPEY garipti.

Tae yatakta dikleşti ve kendini hazır hissettiğinde ayağa kalktı. Seri bir hareketle kahve saçlının arkasına geçip elleriyle başını incelemeye başladı.

Jungkook ise şaşkın bir şekilde kala kalmıştı. Ne yapıyordu bu çocuk böyle?

"Imm... iyi misin?"

Tae duyduğu sözlerle onu incelemeyi bıraktı ve yatağa geri oturdu.

"Bunu benim sormam daha mantıklı sanırım." Kahvaltı tepsisini onun ellerinden kendi kucağına aldı. "İyi misin tavşancık?"

Jungkook hafif alaycı bir gülüş savurdu.

"Neden jest yapacak birine benzemiyorum."

Tae istemsiz bu cümleye sırıtmıştı.

"Ah, asla böyle bir şey ima etmem! Nasıl flörtüz ve jest kralı bir adam olduğunu biliyorum." Çikolata sürdüğü pankekten bir ısırık aldı. "Sadece bana karşı yapman biraz tuhaf."

Jungkook bıkkın bir nefes verip kırmızı saçlının yanına oturdu.

"İçimden gelebiliyor bazen. Bu sen bile olsan."

Tae'nin yüzündeki sırıtış yavaşça soldu. Son cümle biraz ağır değil miydi? Tamam onun hayatında 'çok' bir yeri olmadığını biliyordu. Ama bunları ilk ağızdan duymak aşırı can sıkıcıydı.

"Herneyse." Demekle yetindi sadece.

Normal bir insan olsa bu cümle onun iştahını kaçırabilirdi. Fakat beleş ve lezzetli bir kahvaltıya hayır diyemeyen biriydi.

"Kahvaltıdan sonra bir şeyler yapmak ister misin?"

Portakal suyundan yudum alan Tae gelen soruyla öksürmeye başladı.

Ne oluyordu bu çocuğa böyle!? 

Jungkook, kırmızı saçlının elinden tepsiyi aldı ve yandaki komidine koydu. Hafifçe Tae'nin sırtını sıvazlamaya başladı.

"İyi misin?"

Tae'nin nefesler yerine gelirken şaşkın bakışlarını sevdiği çocuğa yöneltti.

"Ben iyiyim de sen... sen gerçekten iyi değilsin. Doğruyu söyle Jungkook'un ikizi falan mısın? Hiç komik bir şaka değil bu."

Jungkook'un kaşları çatılmıştı.

QUERENCIA | YeonBinWhere stories live. Discover now