Omuz silkti. "Defalarca. Babamın orada yaşayan Türk yatırımcı arkadaşları var. Gidip bedavaya geziyoruz işte."

"Ne hayatlar var," diye mırıldandım istemsizce. Ben sırf ileride güzel ve bağımsız bir hayatım olması için kendimi parçalardım ama diğerleri parmağını dahi şıklatmadan her istediğine ulaşırdı. Buna rağmen tembellik ederlerdi bir de.

"Hayatım söndü benim," dedi Nail ağlamaklı sesle. "Babam beni kesecek, ızgarada pişirip sofraya koyacak. Hatta üzerime limon bile sıkacak!" Başka zaman olsa laf sokardım ama son zamanlar ona karşı daha naziktim ve bu beni ürkütüyordu.

"Ben de hepsini doğru yaptım," diyerek iç çektim. "Böyle de hiç hevesi kalmıyor. Herkes notlarını bekliyor ama ben biliyorum." Tüm sınavlardan 100 almıştım ve sadece edebiyat kalmıştı. Dönemden önce bu şekilde notlar almam Çağan'ı geçmeme yardımcı olacak gibiydi.

Nail bu sefer saçlarını çekiştirerek, "Sen bana inat 100 mü alacaksın?" diye sormuştu. "Babam da kesin öğrenir notunu. Sonra abimle beraber beni canımdan bezdirirler." Ayaklarını öfkeyle yere vurdu. "Tüm oyunlarımı toplayacak!"

"Toplasın," dedim kollarımı göğsümde birleştirirken. "Senin cidden maksadın ne? Spor akademisine mi gitmek istiyorsun? Sadece voleyboldan aldığın puanlar yetmez ki sana."

Başını aşağı yukarı sallayarak, "Haklısın," dedi. "Sadece mülakatla olacak iş değil. Hem lisanslı sporcu olmam garanti değil Bulut gibi."

Gözlerim belerdi. "Bulut lisanslı sporcu mu olacak?" Bunu daha önce kimseden, hatta ondan bile duymamıştım. Neden bana söylememişti?

"Evet," dedi sabit sesle. "Name şehrinin takımı sınavdan önce onu takımına katacak. Böylece sınavda ek puan alabilecek." Ama o zaman şehir dışına gitmesi mümkün olmazdı. Peki, neden şehir dışına gideceğini söylemişti? Bu kadar iyi bir fırsatı kaçıracak ne düşünüyordu?

"O zaman sen neden sözelcisin?"

"Babam doktor olmamı istedi ama bunun daha kolay olacağını düşündüğüm için seçtim," diye cevap verdi. Sesindeki sıkıntıyı duymamak mümkün değildi. Tembel olsa da bu kadar baskı altında olması doğru gelmemişti bana. Ebeveynler neden bu kadar baskı uyguluyordu çocuklarına? İhsan amca çok iyi biriydi ama Nail'i Nihat'la karşılaştırıyor ve beklentisini bu yüzden yüksek tutuyor olmalıydı. Nihat ve Nail'in arasında dağlar vardı oysaki.

"Hâlâ telefon kullanmıyor musun?"

İrkilerek arkamı döndüğümde Çağan elindeki kahveyi bana uzatıyordu. Karton bardağı elinden aldığımda sandalye çekip yanıma oturmuş, Nail'e de kahve uzatmıştı. "Bu son sınavdı. Akşama alırım kasadan telefonu."

"İradene hayranım ama bu taktik bende işlemez. İki günde okulda isyan çıkar."

"Vedat amca nasıl da pişman olup çağırdı seni," diye mırıldandı Nail. Kahvesinden yudum almış, gülümsemişti. Nedensizce keyfinin düzelmesine sevinmiş, ben de tebessüm etmiştim.

Güniz Işık...  Kendine gel. Sana ne Nail'in keyfinin düzelmesinden? Ne hali varsa, görebilirdi.

Çağan kıvırcık bukleleriyle oynamaya başladı. "Bensiz yapamayacağını biliyordum zaten."

Bu sefer Nail dirseklerini masaya yaslayarak, "Çağan, bana yardım etmen lazım. Demin 0'ı çektim edebiyattan. Gidip Güniz'in kâğıdından birkaç soru yazsana bana," dediğinde dudaklarım o şeklinde aralanmıştı. Ciddi miydi?

Çağan oldukça normal bir şekilde karşıladı Nail'in teklifini. "Hocanın yanına uğrayacaktım. Bilgisayarı bozulmuş, beni çağırdı. Kağıtları bulursam net 70 alırsın."

ROTAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin