0.⁷

262 36 14
                                    


  Son birkaç  gündür kendimi berbat hissederken bugünde pek bi farkım yoktu.

Tıkanmıştım. Ne yapabileceğimi , elimden neyin geleceğini bilmeden öylece onu izlemekle yetiniyordum. Beni engellediğinden beri tek yaptığım her zamanki yerimde onu izlemek oluyordu.

Öyle uzaktan uzaktan sessizce her bir hareketini ezberliyordum.

Beni engellemeden önce biraz olsun bir şeyler yazıp ona destek olmaya çalışırken şimdi onu da yapamıyordum.   Farklı bi hesaptan yazma fikrini ise kızlar sayesinde düşünemiyordum bile. Telefonuma el koyduklarından dolayı o konuda da etkisiz hale gelmiştim.

Böyle onu uzaktan seyretmek bana acı veriyordu ve kızlar bunu anlamak istemiyordu. Ona yardım etmek isterken bunu engellemelerinin beni daha da yıpratacağını bilmiyorlardı.

" Chaeyoung "

Önüme geçip İzlediğim manzarayı kapatan bedene diktim bakışlarımı.

" hadi gel "diye elini uzatmış oturduğum çimenlikten kalkmamı istedi. Başımı iki yana sallayıp kalkmayı reddettiğimde " ne ? Ne istiyorsun Jen "diye sordum. 

Şuan yerimden kalkmayı geç herhangi bir şey yapmak istemiyordum.

" kızlar tenis sahasında bekliyor oynayalım diyoruz hadi ama "

" Jen şuan hiçbir şey yapasım inan yok başka sefere. "Göz devirip oflayarak onuzlarımdan tutmasıyla oturduğum yerden kaldırdı.

" kendine gel Park chaeyoung bu şekilde istediğin şekilde ilerleyemezsin.  "

Bu sefer omuz silken ve umutsuzca hareketler sergileyen taraf  bendim. Ciddi anlamda içimde bir şey yapmaya dair istek yokken böyle zorlamalar canımı sıkıyordu.

Başımı umutsuzca sallayıp kolumdan tutmuş bedenimi zorla sürükleyen arkadaşımı takip ettim.

İstemediğim bir şeyi zorla yaptırılmasından nefret ederdim , ısrardan da aynı şekilde. Kızlar bunu bilmesine rağmen inatla yapıyor ve ben daha da sinirleniyordum.

" Chae gelmiiş "

Lisa sevinç nidalarıyla yanıma gelip kolunu omzuma atarak beni tenis kortunun içine doğru ilerletmeye başladı.

" sadece izleyeceğim Lis ,oynamak istemiyorum "dediğimde "Ya Park Chaeyoung oynayacaksın " diye itiraz etmeye başladığında bapırışkarı arasında saha dışındaki insanların dikkatlerini çekmişti. Kendisi bu kadar bağırdığının farkında değildi .

Basket sahasındakilerin bile dikkatini çekmeye başarmış olan arkadaşım sayesinde Jungkook ve diğerleri de bize doğru bakıyordu.

Başımı eğip elimle kapadığımda Lisa ta da alttan alttan sessiz olması gerektiğini söylüyordum. 

" Sadece bir oyun Chaeyoung. Ayrıca artık kendine bi çeki düzen ver. Kafanı dağıt.onun içinde oyna "

Aksi gibi o tam  tersi anlamış kolumdan çekiştirerek oyuncu kısmına getirmiş ve bağırmaya devam etmişti.

" Oynamayacağım Lisa ,ayrıca sessiz ol insanları rahatsız ediyorsun "diyerek bu sefer sesine hakim olamayan bendim.

Lisa bağırmamla irkilmiş ve neye uğradığını şaşırmıştı.

" rica ediyorum daha fazla zorlamayın "

Başımı eğip sahanın dışına doğru yürürken başımı bi anda sert bir şeye çarptığımda geriye doğru sendeleyip acıyan başımı tuttum. Aynı zamanda burnuma dolan parfüm  ve sigaranın harmanlaşmıl kokusuyla da yüzümü buruşturdum , ağır bi kokuydu ve tanıdıktı da.

Çarptığım şeye baktığımda bunun Jungkook olduğunu görmemle afallamıştım.

" Ben ,ah -pardon önüme bakmalıydım "kekeleyerek konuşmaya çalıştığımda bunu başaramamış oluşuma sinirlendim. Ama o afallamış halime gülmüştü. Gülüşü yakından ne kadar da güzeldi.

" sorun değil Park Chaeyoung " adım ağzında yuvarlandı resmen.  Nereden biliyordu ismimi de bana karşı o tok sesiyle söylüyordu. 

Lisanın bağırışından dıymuş olabileceği aklıma gelince bunu çok düşünmedim ve tekrardan üzgün olduğumu söyleyip yanından hızla ayrıldım.

Yanında daha fazla duramazdım. Sigsranın o mide bulandırıcı kokusunu çekmemek için yanından ayrılmıştım.

Bana göre Onun tek kusuru içtiği sigara ve ölüm arzusuydu. Ve o ne zaman böyle koksa ben ona yaklaşamayacaktım.

las heridas que deja la muerte | RoséKook  Donde viven las historias. Descúbrelo ahora