İDDAA *Bölüm 9*

16.6K 671 159
                                    

Baya kısa bir bölüm oldu. Umarım beğenirsiniz. Medya'da Güney. İyi okumalar :)

"Ne?" ben salak gibi böyle sorunca gülmeye başladı. (Yazar: ZAAAAAAA xD)

"Neler oluyor?" arkadan Kuzey çıktı.

"Tamam Mete yeter. Bu da kafi." herkes gülüyordu. Bende kalmıştım böyle.

"Neler oluyor amk?"

"Aşağıda otururken Kuzey eğer sana gelip sahteden şirin ve aşk dolu bir çıkma teklifi edersem bana yemek ısmarlayacağını söyledi. Bende kabul ettim. İddaya girdik sayılır." 

"Haa anladım." hayır söyler misiniz neden ben hep arada kalanım?

"Hadi yeter bu kadar eğlence." Meriç'in cümlesiyle herkes dağıldı.

-------

ÜÇ GÜN SONRA

Üç gün sonra İzmir'e geri dönmüştük. Bizimkiler biraz kalmışlardı ve şimdi de gidiyorlar.

"Biraz daha kalsaydınız!"

"İşimiz çıktı güzellik. Birdahakine." Kuzey yanağımdan makas alıp yanımdan geçti. Gözlerimi devirdim. Herkes çıktıktan sonra Tunç ile yalnız kalmıştık. Karnımda tuhaf bir his var. Kavruluyormuş gibi. Açım ben ya. (Burdan Tunç için olduğunu sanan okuyucularıma: Se le me :D) Mutfağa gidip yemek hazırlamaya başladım.

"Yardım ister misin esmerim."

"İyi olur ayım." 

"Ayım mı?"

"Hee. Ayı değil misin?"

"Ayıyım da senin olduğum nerden çıktı."

"Haa! Öyle olsun lan." önümde duran biberleri katlediyordum şu an.

"Esmerim bana kızar mıymış oy oy oy." (Bebek sesiyle okuyanlara selam!)

"Git yaklaşma."

"Benimle barışırsan sana.. aaa... Bir şey bulamadım." ben onun bu hallerine gülerken o dudaklarını büzüyordu. Bu çocuk benim kardeşim ya. Hiç sahip olmadığım abim. Neden ilgi besleyeyim ki ona karşı? Kafam bir milyondu galiba. Bıçağı bırakıp kollarımı iki yanıma açtım.

"Gel abilerin en güzeli!" o da gülümseyerek bana sarıldı. Sarılma seasımız bitince yemeği hazırlamayı bitirdik. Tabak, kaşık, çatal derken her şeyi hazırlayıp masaya oturmuştuk.

"Ee? Mete çıkma teklifi edince ne yaptın? Yani ne yaptığını biliyorum da ne hissettin?" dedi gülerek. Belliydi eğlendiği.

"Kendimi camdan atacaktım.."

"Öyle deme kız. Mete taş gibi."

"Valla kankam taş gibide işte KANKAM." 

"Doğruya doğru." ice tealerimizi tokuşturduk. Yemeği yerken her zamanki gibi konuşuyorduk.Ve sanırım benim biricik en yakın arkadaşım bir şeyi unutmamıştı.

"Bekaretin. Nerede?"

"Götüme kaçtı."

"Hayır gerizekalı. Yer olarak nerede kaybettin?"

"Senin odanda."

"Ne? Lütfen bana o çarşafları yıkadığını söyle."

"Yıkamasaydım biraz belli olmaz mıydı sence?"

YAZ ÖPÜCÜĞÜWhere stories live. Discover now