SEVGİNE İHTİYACIM VAR *Bölüm 14*

13.7K 698 105
                                    

Çok kısa olduğu için özür dilerim ama yazarken uykum geliyor ve beynim duruyor. Umarım beğenirsiniz. Multi Su. Karakterini değiştirmiştim. İyi okumalar :)

Tunç beni terslediğinde her boktan hissi beraberinde yaşamıştım. Tamam haklı olabilirdi ama benim onun sevgisine ihtiyacım vardı..

*Tunç'un Ağzından*

Yanımdan ayrılıp yukarı çıktığında bir kaç küfür savurup kum torbasına vurmaya devam ettim. Onu üzmek istemiyordum ama bu hayatta her şey karşılıklı. Kum torbası sonunda patladığında geri çekildim. Elimdeki bezleri bir kenara atıp yukarı çıktım. Evden çıt çıkmıyordu ve hava kararmıştı. Kaç saattir oradaydım ben? Banyoya girip temizlendikten sonra odama yol aldım. Gece'nin odası benim odamın karşısındaydı ve kapısı hafifçe aralıktı. İçeri baktığımda Meriç ile yatakta uzanmışlardı. Gece ağlıyordu ve Meriç'te saçını okşayarak onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Dışarıdan görseniz çok şirin bir çift olduklarını düşünebilirdiniz.

"Ama bana nasıl davrandığını görmeliydin! Sanki hiç umrunda değilmişim gibiydi!" daha çok hıçkırmaya başladığında kendimi tutamadım. Onun bana ihtiyacı vardı Meriç orospusuna değil.

*Gece'nin Ağzından*

Tunç beni terslediğinden beri Meriç'e sığınmış ağlıyordum. Neyseki ses etmeden beni dinlemiş ve rahatlatmaya çalışmıştı. Her ne kadar ona sarılıyor olsam da büyük bir yanım onun yerinde Tunç'un olmasını istiyordu. Ona ihtiyacım vardı Meriç'e değil.

"Ama bana nasıl davrandığını görmeliydin! Sanki hiç umrunda değilmişim gibiydi!" bir kaç saniye sonra kapı açılmıştı. Ben şaşkın gözlerimi Tunç'un üstünde gezdirirken bize doğru yürüdü. Meriç'i yakalarından tutup yanımdan kaldırdı.

"Siktir git evimizden!" Meriç bana baktığında sesimi çıkarmadım. Onunla uğraşamazdım şu an. Ben Tunç'a bakarken beni tutup yatağımdan kaldırdı. Ayakta dengemi sağlayınca kollarını belime dolayıp sıkıca sarıldı. Bir kaç saniye şok içinde kalsam da bende kollarımı boynuna dolayıp sıkı sıkı sarıldım. 

"Özür dilerim. Biliyorum bir kaç gündür sana kötü davranıyordum ve terslemeni hak etmiştim.." sarılmamızı bozmadan yavaşça çekilip gözlerine dolu gözlerimle baktım.

"Ama benim senin sevgine ihtiyacım var... terslemene değil." 

*Tunç'un Ağzından*

Görmüştüm! Görmüştüm işte! Dokunmaya kıyamadığım göz yaşlarının ardından gözünde parlayan şeyi görmüştüm. Beni seviyordu. Abisi olarak değil gerçekten seviyordu. Benim ona baktığım parıltılarla bakıyordu. Seviyordu işte! Sadece daha bilmiyordu.

*Gece'nin Ağzından*

Tunç'un yüzünü büyük bir gülümseme kaplayınca derin bir nefes aldım. Bir an yine tersleyecek sanmıştım. Ömürlük arkadaşımın benden uzaklaşmasını istemiyordum. Belimdeki kollarıyla beni tekrar kendine çekip tekrar sıkıca sarıldı. Aynı sıcaklıkla karşılık verirken gülümsedim. Kaybetmeye kesinlikle hazır değilim bu yakışıklıyı.

2 GÜN SONRA

Tunç ile barışmamızın ardından iki gün geçmişti. İki gün boyunca evde pineklemiş, kimseyle konuşmamıştık. Beraber SüngerBob izleyip abur cubur yemiştik. Tunç iki günün ikisinde de bana kahvaltı ve akşam yemeyi hazırlamıştı. (Bana Tunç gibi birini fırlatın!!... Yok mu? Tamam.) Üçüncü günde yine evde pineklemiş televizyon izliyorduk. Tunç'un telefonu titreyince dikkatimi oraya verdim. Mesaj geldiğini görebiliyordum ama kimden veya ne geldiğini görememiştim. Tunç gülümseyerek mesaja cevap verince sinirlerim tepeme çıktı. Beraber vakit geçiriyoruz şurada değil mi! Telefona uzanıp elinden aldıktan sonra salonun bir köşesine fırlattım. Daha sonra sinirle ayağa kalkıp salondan çıktım.

Arkamdan Tunç'un kahkahasını duymuştum. Merdivenlere çıkmadan önce beni yakalayıp belimden tutup kendine çevirdi.

"Nereye balım?" balım kelimesi kalbimi eritmişti. Ihım. Yani beynimi eritmişti. Yok yani.. Şaşırttı. Dimi? Aynen aynen. Şaşırdım.

*Tunç'un Ağzından*

"Nereye balım?" bir kaç saniye yüzüme aval aval baktıktan sonra çatallaşmış sesiyle sordu

"Balım mı?" şirince gülümseyip iyice kendime yaklaştırdım balımı.

"Balımsın sen benim. Tatlısın, doğalsın, güzelsin ve hiç bozulmuyorsun." suratı şekilden şekile girerken ben gülümsüyordum. Etkileniyordu. Dili tutulmuş gibiydi. İki kolumu iyice sıkılaştırıp kendime çektim. Alınlarımızı birbirine dayayıp titrek bir nefes verdim. Seviyorum ulan. Gözlerim dudaklarına dikilmiş kalmıştı ve ayıramıyordum. Gözlerimi yumup ona kadar saydıktan sonra geri açtım. Gece'nin burnuna küçük bir öpücük kondurup kollarımı belinden ayırdım. 

"İyi geceler balım." hafifçe gülümseyip koşarak merdivenlerden çıktım. Odama dalıp kapımı kapattıktan sonra kendimi yatağıma attım. Yedi sene önce onu öptüğümden beri bu kadar yakın değildim ve bu beni heyecanlandırıyordu. Kalbim düzene girmeye başladığında gözlerimi kapattım. 

*Gece'nin Ağzından*

Yatakta bir o yana bir bu yana dönüyordum ama uyuyamıyordum. Mümkün mü! Beni öpeceğini sanmıştım. Asıl bomba ne biliyor musunuz? Öpmesini istedim. Gözlerimi kapatıp öpücüğünü beklemeye ramak kalmıştı. Gözlerimi kapatacaktım daha sonra o burnumu öpüp gidecekti. Rezilliğin dibine vururdum! Kuş tüyü kadar yumuşak olan yatağım bana çivilerden yapılmış gibi geliyordu. Uyuyamıyordum. Saate baktığımda ikiye geliyordu. Böyle olmayacağını anlayıp yataktan kalktım. Aşağı inecekken gözüm Tunç'un kapısına takıldı. Eğer yanına gidersem onun kollarında kesin uyurdum. Derin bir nefes alıp hafifçe kapısını tıklatıp içeri girdim. Kolunun birini başının altına, diğerini de karnına koymuş gözleri kapalı yatıyordu. Mümkün olduğunca sessiz bir şekilde yanına gidip hafifçe karnındaki kolunu dürtüp fısıldadım.

"Tunç!" ses vermeyince aynı şeyi bir kere daha tekrarladım. Bu sefer homurdanıp

"Hı?" dediğinde 

"Seninle uyuyabilir miyim?" diye sordum. Gözlerini aniden açtığımda yerimden sıçradım.

"Gel bakalım balım." yana kayıp kolunu yastığın üzerine doğru uzattığında kolunun üstüne kafamı koyup yanına uzandım. Kolunu kırıp yakınlaşmamızı sağladıktan sonra diğer kolunu belime dolayıp bana sarıldı. Bende kolumun birini onun beline doladım. Kedi gibi mırıldanıp iyice sokuldum. 

*Tunç'un Ağzından*

Birinin dürtmesiyle zorlukla konuştum. Daha doğrusu homurdandım.

"Hı?"

"Seninle uyuyabilir miyim?" Gece'nin sesini duyduğumda gözlerim hızlıca açıldı. Gece yerinden sıçradı. Beynim soruyu idrak edince gülümsememi engelleyemedim.

"Gel bakalım balım." sarılarak yatabilmemiz için kolumu kenara açıp girmesini bekledim. Kolumun üstüne kafasını koyup uzandığında diğer kolumu beline uzatıp sıkıca sarıldım. O da kolunu belime koyup boynuma kedi gibi mırıldanıp sindiğinde yüzümde saniyelerdir duran gülümseme daha derin bir hal aldı. Saçlarına öpücük kondurup derin bir nefes aldım.

"İyi geceler esmerim."

"İyi geceler kıymam." (İrşilim sa :D) kaşlarım çatıldı.

"Kıyma mı?"

"Evet. Hani sen bana kıyamıyorsun ya." diyip kıs kıs gülmeye başladı. Yaptığı espiriye gülerken kafamı olabildiğince iki yana salladım.

"Uyu Gece." son kez gülüp sustuğunda gözlerimi kapatıp anın keyfine vardım. Bir kaç dakika sonra gözlerim dayanamayarak kapandığında kendimi uykunun huzurlu kollarına bıraktım.

YAZ ÖPÜCÜĞÜWhere stories live. Discover now