KARA MELEK *Bölüm 6*

23.2K 783 81
                                    

Bilirsiniz.. Mal gibi gecenin bir saatinde yazıp yayınlamak alışkanlığımdır.. Yeni bölöööm :D Multi'de TUNÇ. Hatalarım varsa özür dilerim. Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar :)

Okul hayatım biteli bir hafta oldu. Ve ben o koca bir haftadır evde pinekliyorum. Mete ve Tunç ile takılabilirdim. Nereye gittiklerini söyleseler veya eve gelselerdi. Bir haftadır evde yalnızım. Yakında kafayı sıyıracağım. Yataktayım ve hala uyuyamadım. Saat üç falan sanırım. Kulağımda yüksek olmayan müzik ile gözlerim kapalı yatıyorum. Aşağıdan duyduğum tıkırtıyla gözlerimi açtım -unutmayın müzik kısıktı.-. Bu gece ya ben öleceğim ya da hırsız kafasına bir tava yiyecek. Yatağımdan kalkıp aşağı indim. Tava almak için mutfağa girdiğimde gülmeye başladım. Tunç ve Mete. Sarhoş oldukları her hallerinden belliydi. Sanırım bir şey aramışlardı. Bulamadıklarını anlayabilirsiniz. Nasıl mı? Tezgahın yanında küçük bir merdiven var. Yerde de iki adet yirmili yaşlarda genç. Gerizekalılar.

"Hey!" ikisininde gözleri bana çevrildi. 

"Ne yapıyorsunuz?"

"Ooo mavi! Aşkım gel sarılalım ya!" Mete dudaklarını büzüp kollarını uzattı. Yüzümü buruşturdum.

"Ne kadar içtiniz siz? Ağzındaki alkolün kokusunu buradan alabiliyorum."

"Ya bir iki shot işte!" Tunç bebek gibiydi.

"Daha çok yirmi gibi?"

"Belki?" inleyip yanlarına gittim.

"Gece?"

"Efendim Mete?"

"Benim için inler misin? Çok seksi oluyorda." gözlerimi devirdim. 

"He Mete inlerim. Hatta bekle yatağa geçelim." birden yerden kalktı.

"Olur hadi!" çocuklar. Alkol almayın. Mete'nin kafasına bütün gücümle vurdum.

"Alkol beyin hücrelerini öldürmüyor diyorlar ama şüphelenmeye başladım!"

"Tamam ya niye kızıyorsun ki?"

"Sapık olduğun için?"

"Ben sapık değilim.." gözlerimin içine baktı. "Sadece.."

"Ne?" gözlerini gözlerimden çekip yere oturdu.

"Daha o kadar sarhoş değilim." diyerek hafifçe gülüp kendine tokat attı. Neler oluyor?

"Esmerim biçim biçim ölürüm esmer için bana kahve yapar mısın?" Mete'ye bakıp devam etti. "Yani bize.." kafamı sallayıp kalkmalarına yardım ettim. Onları sandalyelelere oturttuktan sonra ketıla su koydum -nasıl yazıldığını bilmiyorum o yüzden ketıl diyip geçeceğim-. Onun hazırlanmasını beklerken üçü bir aradaları bardaklara boşalttım. Su ısınınca alıp bardaklara koydum. Karıştırdıktan sonra çocuklara uzattım. Sessizce kahvelerini içtiler.

"Böyle daha iyi." Tunç kafasını salladı.

"Sabah kalkınca kafamızda filler tepinecek." omuz silkip ayağa kalktım. 

"Çoktan sabah oldu zaten." diyerek elimle dışarıyı işaret ettim. Tepkilerini beklemeden odama çıkıp yatağıma yan şekilde yattım. Uyumama ramak kala kapı çalındı.

"Efendim?"

"Seninle yatabilir miyiiz?" iki çocuk annesi G.Ö. çocuklarının altında nefessiz kalarak can verdi.

"Gelin bakalım." yavaşça kapıyı açıp peltek adımlarla yanıma geldiler. Resmen bebek gibiler. Yatağım büyük olduğu için üç kişi rahatça sığdık. Beni sırt üstü yatırıp kafalarını göğsüme koydular. Kollarını da belime sarıp uyudular. Bende onlara eşlik edip gözlerimi kapattım.

YAZ ÖPÜCÜĞÜWhere stories live. Discover now