Arkadaşlar kapak yaptıysanız lütfen atın. ^-^. Bölüm saçma olmuş olabilir belki ama ben bir an önce asıl konuya girmek istiyorum o yüzden biraz hızlandırdım. Bir kaç bölüm sonra asıl olaya gireceğiz. Medyada Gece. İyi okumalar :)
Öylece durmuş aval aval uzattığı ele ve suratına bakıyordum. İki gün önce beni öptükten sonra işim bitti diyerek giden çocuk şimdi benimle tanışmak mı istiyor? Kafamı toparlayabildiğimde elini sıktım.
"Gece." her ne kadar yakışıklı olsa da o anlamda ilgimi çekmiyor. Daha önce o şekilde davranmasaydı şu an karşısında ölüyor olurdum ama şimdi işler farklı.
"Bak.. Geçen olay için üzgünüm. Sanırım ilk öpücüğünü çaldım. Senin için önemli bir şey galiba."
"Hayır. Değil."
"O zaman neden o gün o kadar üzgündün?"
"Hiç. Bir şeye sinirlerim bozulmuştu." kafasını yukarı-aşağı salladı.
"Anladım. Neyse. Tanışmak ister misin? Normalde sormam ama aramızda çok hoş şeyler olmadı o yüzden belki istemezsin.."
"Zaten tanışmadık mı?"
"Hayır yani.. Arkadaş olalım manasında. İyi arkadaş." şirince gülümsedi. Karşılık olarak bende gülümsedim.
"Tanışalım bakalım." yanıma oturdu.
"Önce ben anlatayım sonra sen?" olur manasında kafamı salladım.
"Adım Tunç. Tuna adında bir erkek kardeşim var. A.C. adında bir köpeğim. Eğlenceli bir insanım. Yani en azından öyle söylüyorlar. Alkol, sigara, uyuşturucu vs. kullanmıyorum, bekarım, evim, arabam var yarışmaya İzmir'den katılıyorum." bir süre suratına aval aval baktım. Sonunda jeton düştüğünde gülmeye başladım. O kadar çok güldüm ki güldüğümde çıkan sesler tuhaflaştı. Eşek sesi, maymun sesi.. En sonunda o gülmeyi kestiğinde ben hala kıkırdıyordum.
"Adım Gece. Tek çocuğum ama başımda Su isimli bir manyak bela var. Ne yazıkki hayvanım yok.. Manyak biriyim. Öyle söylüyorlar ve öyle olduğumu biliyorum. Dediğin şeyleri bende kullanmıyorum. Bu kadar.." bitirdiğimde hafifçe kıkırdadım.
"Bir en yakın arkadaş ister misin?" gülümsedim.
"Var zaten."
"Hayır hayır. Erkek bir en yakın arkadaş." kafamı salladım.
"Çok isterim."
"O zaman Gece hanım best kankinizle tanışın." bunları söylerken elleriyle kendini işaret ediyordu.
"Tanışalım bakalım."
VE İŞTE HİKAYEMİZ BÖYLE BAŞLADI. *29.06.2008*
(Bundan sonra 7 yıl içerisinden bir kaç zaman dilimlerini koyacağım.)
30.06.2008
Dün Tunç ile iyice konuşmuş ve kaynaşmıştık. Gerçekten iyi bir çocuk ve daha çok tanımak için can atıyorum. Dün bugün için sözleştik. Bize gelecek ve film izleyeceğiz. Su'ya anlattığımda bize geleceğini ve gözleyeceğini söyledi. Sanki çocuk bana tecavüz edecek. Annem ve babamı ikna etmiş ve izin almaya zorlamıştım. Sonuçta erkek bir arkadaşımın eve gelmesine izin vermezlerdi. Şimdilik bilmeseler daha iyi. Saat akşam altıya doğru geldiğinde Su odama kapandı. Bende mecburen gidip salona oturdum. Bir kaç dakika sonra kapı çaldığında gidip açtım. Karşımda elinde ice tea ve patlamış mısır bulunduran kocaman gülümsemesiyle Tunç duruyordu. O kadar şirindi ki ben bile gülümsedim. Elindekileri alıp içeri geçmesi için yol verdim. O salona giderken ben mutfağa yöneldim. İce tea yi bardaklara mısırlarıda kaseye koyup salona geçtim. Tunç çoktan filmi takmış beni bekliyordu. Çığlık 4 izleyecektik. Bardağın birini ona uzatıp koltuğa oturdum. Kendi bardağımı da koltuğun yanındaki masaya koydum. Her şey tamamen hazır olduğunda filmi başlattı. Yanına oturup filmi izleyemeye başladım. Tam filme odaklanmıştım ki arkamdan biri 'BÖÖ!' diye bağırdı. O an bir çığlık ettim.
