29. Bölüm: Acının Yağmuru

24.6K 1.9K 487
                                    

Sabırla beklediğiniz için çok teşekkür eder, beklettiğim için de çok özür dilerim. Annem ufak bir sağlık problemi geçirdiği için biraz geciktik, biraz da kısa kaldı bu bölüm ama umarım beklediğinize değer. Yazım hataları varsa da affınıza sığınıyorum🌞

Keyifli okumalar❤️

Edit; xmorbidezza 🤍

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Edit; xmorbidezza 🤍

Bölüm şarkısı; Sema Moritz, Hasret.

🗝

Parmaklarım titrerken bunun yüzüme çarpan soğuk rüzgârla hiçbir ilgisi olmadığını biliyordum. Çünkü soğuk da esse, sıcak da vursa parmaklarım, kalbimle eş bir biçimde titremeye devam ederdi.

Cihangir beni kollarımdan tutup yönlendirirken bir bebekten farkım yoktu. Ellerinin arasında, cansız bir oyuncak gibi o nereye ilerletirse oraya meyletmiştim. Koltuğa oturduğumuzda, yanıma yerleşip yüzümü ellerinin arasına almasıyla odağım onun sıcak denizlerini buldu. Yoksa bulunduğum çölün ortasında, donup gidecektim. Biliyordum.

Sıcak elleri, yüzümü nazikçe kavradı ve kendisine bakmamı sağladı. "Devin..." dedi. Sesine, parça parça endişe kırıntıları yerleşmişti. "Bak gözlerime."

Gözlerine baktığımda kendimi bırakacağımı biliyordum. Belki de çoktan bırakmıştım bilmiyordum. Çaresizce onun mavilerine astım kahveye dönen kürelerimi. Kendimi de kollarının arasına bırakmıştım zaten.

"İyi misin? Konuş benimle."

Başımı sallayıp zorlukla boğazıma biriken acıyı yuttum. Tenime batan dikenleri göz ardı etmeye çalıştım.

"İyiyim." Titreyen parmaklarımı hafifçe sıkıp açtıktan sonra paketi yırttım ve içindekileri çıkardım. Kare not kartı ve küçük kılıfın içinde bir bellek duruyordu. Kartın içinde bir telefon numarası, altındaysa şu cümleler yazıyordu.

"Tüm soruların cevabını bu kayıtta bulacaksın. Ardından kendini ne zaman hazır hissedersen aşağıdaki numarayı ara. Unutma. Her şeye ve tüm yaptıklarımıza rağmen seni çok seviyorum.

Baban, Bülent."

Acıyan boğazımı temizledikten sonra kartı sehpaya bıraktım. Titremesini bir türlü durduramadığım elime rağmen flashbelleği Cihangir'e uzattım.

"Bunu takabilir miyiz," dedim zorlukla gülümsemeye çalışarak. Yutkundum. "filmimiz de yarım kaldı ama."

Cihangir'in gözleri, başını bana eğmesiyle zorla da olsa gözlerimle buluştu. Yüzüne en sonunda bakabildiğimde ilk kez bakışlarında kızgın bir hava yakalamıştım. Bunu yapmamdan rahatsız oluyormuş gibiydi.

12:30 SEANSIWhere stories live. Discover now