38. Bölüm: Yangın Yeri

17.3K 1.1K 166
                                    

Yeniden merhabalar, umarım her biriniz çok iyisinizdir. Ben yavaştan toparlanıyorum🌼

12:30 Seansı'nın Spotify playlistini yeniden düzenledim. Sadece bölüm şarkılarını bıraktım. Her yeni bölümde, bölüm şarkısını ekleyeceğim bir düzende devam edeceğiz. Aynı şekilde profilimde, karakterlerimizin playlistlerini de "Devin Güçlü" ve "Asaf Cihangir Hakverdi" olarak bulabilirsiniz.🤞🏻😌

Daha fazla uzatmayayım ve direkt olarak başlayalım. Bu bölüm tamamen DevCih özelinde oldu. Hepinize keyifli okumalar diliyorum💙

Bölüm şarkısı: Sezen Aksu,
Bir Çocuk Sevdim.

Bölüm şarkısı: Sezen Aksu,Bir Çocuk Sevdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Instagram | @_lettoreperso ♥️

🗝

Bazı şeyler belirli resmiyet kalıplarının içine girmese de, kendince yaşanıldığında dahi, aynı güce sahip olurdu bana kalırsa.

Evlenmemiştik. Ama evli bir çiftten, minicik de olsa farkımız yoktu.

Belki aynı soyadını paylaşıp birbirine uyumlu alyanslar takmıyorduk ya da benim şu kadar karat diye hava atmamı gerektiren bir tektaşım yoktu. Yine de aynı evin içinde, birbirimize karşı duyduğumuz sonsuz sevgi ve kusursuz ölçüde saygıyla, evli olsak her şey bu kadar güzel olur muydu acaba sorusunu zihnimde canlandırıp duruyordu.

Birlikte yediğimiz küçük bir yemeğin ardından Cihangir'i üst kata yollamış, bense mutfağı toparlamaya girişmiştim.

Ağustos ayı, olması gerektiği gibi sıcakların devamını da beraberinde getiriyorken evin salonundaki sürgülü cam kapıları ardına kadar açmıştım. Yine de hava sıcaktı. Akşam üzeri olduğu için hafif bir serinlik vardı yalnızca. Bu yüzden de üzerime bordo renkli, kare bir şal almıştım.

Omuzlarıma sardığım ince şalı kollarımdan çekip bir bardak su için mutfak dolabına doğru ilerlediğimde, Cihangir'in de üst kattaki işlerini bitirip alt kata indiğini duydum. Salona geçtiğinde belki kahve içeriz diye ısıtıcıya su doldurup kaynaması için tuşuna bastım. Hemen ardından mutfaktan çıkıp salona, onun yanına geçmiştim.

"Saçlarını kuruttun mu?" diye mırıldandığımda masanın üzerindeki bilgisayarımı alıp geniş koltuğa oturdum ve bacak bacak üstüne attım. Su bardağımı da sehpaya bırakmıştım.

Bilgisayarı kucağıma çekerken duyduğum 'cık' sesiyle Cihangir'e ilk kez o an çevirdiğim bakışlarım, gördüğüm manzarayla donakaldığında, onun yüzünde oldukça sakin bir ifade bulunuyordu. Kaşlarım saniyelere meydan okuyan bir hızla çatıldığında, sesime yansıyan siniri gizlemeye gerek duymadım. Hem kaşlarımı çattım hem de ona çattım denilebilirdi.

12:30 SEANSIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin