9. Bölüm : Sessiz Çığlıklar

34.4K 2.4K 1.5K
                                    

Yeni bölümle merhaba😻

Keyifle okursunuz umarım, çünkü ben çok keyifle yazdım 🙆🏻‍♀️❤️

Keyifle okursunuz umarım, çünkü ben çok keyifle yazdım 🙆🏻‍♀️❤️

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Edit; bebeğimsu xmorbidezza 💙

Bölüm şarkısı: Madrigal, Kelebekler.

🗝

Elimdeki çantayı karıştırarak içinden danışanlarımın ilaç raporlarını çıkardığım sırada üst kata varmıştım. Kliniğin büyük, camdan kapısını aralayıp içeri girdikten sonra, Yağmur'a kısa bir selam verdim. Bir süre sonra ondan ayrılmak çok zor olacaktı ama şu an bunu düşünemeyecek kadar acelem vardı. Odama girdikten sonra çantamı ve raporları masaya bıraktım. Üzerimdeki deri ceketi de çıkarıp askıya astıktan sonra sandalyeme yerleştim.

Bahar ayları henüz başlamışken moralimi yüksek tutabilmek için elbise giymiştim. Hava, Nisan ayından dolayı mıdır bilinmez, gerçekten çok güzeldi ve gökyüzü, tek bir bulut bile barındırmazken güneş altın renginde parlıyordu. Siyah, düz elbisemin iki yanında da baldırlarıma doğru uzanan yırtmaçlar vardı. Elbise, dizlerimin biraz daha altında bitiyordu ve vücudumu tamamen sarıyor, hatlarımı belirgince gösteriyordu. Aynı zamanda yarım kolluydu ve yuvarlak göğüs dekoltesi de aşırı olmamasına rağmen güzel görünüyordu. Dalgalı saçlarım omzuma doğru dökülüyordu, dudaklarımdaysa yalnızca parlatıcı vardı. Kendimi güzel hissetmeyi, bu yüzden kendim için giyinmeyi seviyordum.

Ajandamı kontrol ettikten sonra gözlerim saate kaydı. İlk seansımın başlamasına birkaç dakika vardı ve bugün kliniğe normalden daha geç gelmiştim.

Uykuya aşırı bağımlı bir insan olmadığım için geceleri ne kadar geç uyursam uyuyayım, bünyem sabah yedide uyanmaya alışmıştı. Yarım saat dahi olsa koşmak, temiz hava almak bana iyi geliyordu.

Ama beni aşırı boğan hafta sonunun ve aldığım bir günlük raporun ardından, biliyordum ki kliniğe dönmek bana daha iyi gelecekti. Evde yalnız başına kalmayı seven bir insan değildim. Etrafımda birileri olmadığında zaman benim için geçmek bilmezdi. Zaten üç günün içerisinde, sürekli can sıkıntımı geçirmeye çalışmıştım. İzin almamın sebebi birkaç günlük de olsa kafa dinlemek istememdi. Sinirlerimin yıprandığını ve sağlıklı düşünemediğimi hissetmiş, kendime izin vermek istemiştim.

Aklıma fazla takmamam gerektiğini bilmeme rağmen zihnimin bir köşesinin, bu düşünceleri savuşturmakta zorlandığımı ve bu yüzden yıprandığımı hissediyordum.

Cihangir'in bana sert davranmasını bekliyordum. Hem de fazlasıyla bekliyordum. Yine de öyle ani bir şekilde gelmişti ki benim için fazla beklenmedik olmuştu. Cihangir ukalaydı, sertti, acımasızdı. Ama içten içe, iyi biri olma ihtimalinden çok emindim. Keşke onu tanımama, acısını görmeme izin verseydi. Biliyordum ki, içinde yatan o adamın, kimseyi üzme çabası yoktu. Acıyla fazlasıyla muhattap olduğunu ve hayatında, sevgiyle çok fazla karşılaşmadığını biliyordum. Karşılaştığında ona bağlanmış ve sonsuz olmayacağına inanmıştı. Ardından kazandığı tek sevgiyi de tamamen yitirmişti, çok yıkıcı bir durumdu. Kimin başına gelse, onu paramparça ederdi.

12:30 SEANSIWhere stories live. Discover now