5. Bölüm : Camdan İnsanlar

41.7K 2.5K 656
                                    

Yeniden merhaba🧡

15 Nisan, 1990. İyi ki doğdun Asaf Cihangir ve iyi ki, benim kalemimde doğdun. Çünkü biliyorum ki, seni bir başkası yazacak olsaydı onu çok kıskanırdım. Kendi evreninde doğum gününe daha bir aya yakın süre var ama bizim dünyamızda bir yaş daha aldın. Acılarını ardında bırakacağın harika yıllara, 30 sana uğurlu gelsin! 💙🕯

 Acılarını ardında bırakacağın harika yıllara, 30 sana uğurlu gelsin! 💙🕯

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Edit: xmorbidezza 🌸

Bölüm şarkısı: Maroon 5,
Memories.

Keyifli okumalar🖤

🗝

Cihangir'in tavaya koyduğu makarnaları bileğinin altındaki tavayı kıvrak bir hareketle havada çevirerek, içindeki karışımla harmanlamasını izliyordum. Burnumdan kayan gözlüğü düzelterek geriye ittim. "Ben hiç zahmet vermeseydim Cihangir. Seni de uğraştırmış oldum."

Cihangir önemsiz der gibi başını salladığında dudaklarını da bükmüştü. Alnındaki minik ter damlacıkları, ocağın önünde duruşundan dolayı yerinden asla ayrılmıyorlardı. Üzerindeki beyaz gömlek bedenini ikinci bir deri gibi sarıyordu ve her hattını detayıyla belli ediyordu. Kollarındaki kasların şişkin, omuzlarının geniş görüntüsü göz dolduruyordu. Ben onu incelerken hareketleri hızlıydı. Omzunun üzerindeki torşonu alıp ellerini kuruladığında tavayı bırakmıştı. Tavanın altını kapattıktan sonra ellerini tezgâha koydu ve gözlerini bana çevirdi.

"Devin, lütfen. Bu beni yoran değil, aksine dinlendiren bir şey. Zaten benim de yemek yemem gerekiyordu. Ayrıca bu kadar mahcup olunacak bir şey yok. Alt tarafı makarna yaptım. 21'de çok daha güzel şeyler yapıyoruz. Bir gün gelirsen, mutlaka haberim olsun."

Başımı salladığımda hafifçe gülümser gibi oldu ama öyle kısa bir andı ki gözlerimin beni yanılttığını düşünebilmem için bana fırsat sunmuştu. Elindeki bıçağı kullanarak tahtanın üzerindeki ince kıyılmış maydanozları toparladı ve makarnanın içine koydu. Kenarda duran kaşıkla makarnayı son kez karıştırdı ve önündeki iki tabağa servis yaptı. Birini masada oturan benim önüme bıraktığında diğerini de kendine almıştı. Sessizce makarnalarımızı yediğimiz sırada, ben bir yandan önümdeki deftere başka bir danışanımla ilgili notlar alıyordum. Aklıma gelenleri sırayla yazarken bir anda dikkatim kaydı. Arka fonda çalan şarkının sözlerine odaklandığımda dikkatimi ona verdim. Şarkı neşeli bir melodiye ama hüzünlü sözlere sahipti.

Everybody hurts sometimes
(Herkes bazen acıtır)

Everybody hurts someday,
(Herkes bir gün incinir)

12:30 SEANSIWhere stories live. Discover now