İKİ DÜNYA ARASINDA - EJDERİN YUVASI-

8.Bölüm AY GÜZELİ

Süpriz süpriz süpriz aşkııımmm .Adını göklere yazdırdım üzerine yıldız çaktırdım...Süpriz yaptım gençler.Bigisayarıma bile bakamıyordum .Babaannem çok sıkıştırıyor odadan çık bizimle otur diye.Ufak bir kaçamak yapıyorum ve sizi mutlu ediyorum.Benim için gülümseyin.Sevap kazanalım.

Ben bu satırları yazarken ve siz okurken Fransa'ya giden komşumuzun evimize getirdiğimiz kedisi ölmüş bulunmaktadır.Ruhuna el fatiha.

-Geceye bir iz bırakmak istesem şu anda seni öperdim.                                                   - Neden öpmüyorsun?                                                                                                        - Ay güzelinin gülüşünü izliyorum.

Göğsüme derince doldurduğum nefesimi esneyerek geri verdim.Gözlerimi kırpıştırarak açtığımda sabah olmuş ve saat 10'a  geliyordu.Yataktan yavaşça doğrulup örtüyü ayaklarımla ittirdim.Saçlarımı geriye ittirip yanıma baktığımda Ejderin olmadığını gördüm.Nereye gitmişti ki? Yataktan kalkıp örtüyü düzleyeceğim anda çarşafta gördüğüm leke ile donakaldım.Regl olmuştum ve bu benim tamamen aklımdan çıkmıştı.

Endişeyle dudağımı dişledim.Daha fazla düşünmeden çarşafı toplayıp hızla banyoya koşturdum.Çarşafı makineye atıp çalıştırdım.Elimi alnıma koyup gözlerimi kapattım. Kahretsin! Ben nereden bulacaktım pedi.Hızla merdivenlerden inip mutfakta kahvaltı hazırlayan Ejderin arkasını döndüğü anda kendimi odaya kapattım.Kapıyı kilitlediğim anda kapı zorlandı.

''Ebru? İyi misin?''Ejderin telaşlı sesine karşı kaşlarımı çattım.Ellerim titrerken kapının yanına gidip cevap verdim.

''İ...İyiyim .Birazdan gelirim.'' Sıkıntıyla söylediğim sözlerin ardından bir şeyler söylese de duymadım.Daha çok kendi kendine konuşuyor gibiydi.Hızla banyoya girip iç çamaşırımı ve geceliğimi çıkarıp yeni bir iç çamaşır ve gecelik giydim.Allahım 5 gün boyunca buradan çıkmasam mı acaba?Kapıdan 5 dakika sonra tıkırtılar gelirken kapı açılıp kapandı.Gözlerim hızla açılırken dudaklarımı dişlemeyi bırakıp banyonun kapısını açtım.Kulpunda gördüğüm siyah poşeti elime aldığımda gözlerim şokla irileşti.Bunlar ped poşetiydi.

Utançla sıcaklarken zaman kaybetmeden geri içeri girip kapıyı kapattım.İşimi halledip odaya geçtim.Nasıl çıkacaktım dışarıya? Yüzüne nasıl bakacaktım şimdi? Ben beklerken kapı iki kez tıklatıldı.Ardından onun sesini duydum.

''Müsait misin?Bak giriyorum.''Biraz bekledikten sonra içeri girince kafamı yana eğdim. Kapının pervazına yaslanmış bana bakıyordu.

''Utanmamalısın. Bu senin elinde değil.Şimdi gel yanıma kahvaltı yapalım.''Kafamı usulca sallayıp kalktım.Doğru söylüyordu.Mutfağa girip kahvaltımızı yaptıktan sonra mutfağı toplayıp salona geçtik.

''Bu gün düğüne gideceğiz.''

''Ne düğünü?'' Dedim şaşkınca.Kafasını bana çevirip saçlarını geriye doğru taradı.

''Buradaki insanlarda evleniyor .Her düğüne gidip yanlarında oluyorum.Bir saat durup ayrılıyorum.Şimdi sen benimle geleceksin.''

Omzumu silkip başımı salladım.Biraz eğlene bilirdim açıkçası.Acaba Güneş ne yapıyordu. Bana kızmış mıydı.Yada annem benim kaybolduğumu görünce ne tepki vermişti.Koltukta düşünürken Ejder ayağını sehpaya uzatıp cebinden sigarasını çıkarıp içmeye başladı. Kokusuna dayanamadığım için camın önüne gidip camı açtım.Göz ucuyla bana bakıp sırıtan Ejdere gözlerimi devirip geçirdiğim güzel günleri düşünmeye başladım.