Kırmızı...

910 33 5
                                    

Vote ve yorumlarınızı bekliyorum.

Boş bir evin ne kadar ürkütücü olduğunu iki gün içinde öğrenmiştim. Devrim’in yokluğu, yalnızlığımı kamçılamış sanki bana ileride yaşayacağım manzarayı hatırlatmak için uğraşmıştı. İki gündür pencere önünde kocamın eve dönmesini bekler gibi onun yolunu gözlüyordum. Hüma ile ne yaşadığını bilmesem de Devrim’in fazlasıyla etkilenmiş olması beni korkutuyordu. Nerde olduğunu, ne yaptığı ne düşündüğünü merak ederken iki gün uyku ile aramı bozmuştum. Gözaltlarımdaki morluklar, Pelin’le geçirdiğim zamanın üzerine biraz daha koyulaşmıştı.

Alnımı örten saç tutamlarını sağa doğru kaydırıp, pencereden dışarıya bakmayı sürdürdüm. Bulutların güneşi kapatıp, gündüzü geceye çevirmesi içimdeki sıkıntıyı artırıyordu. Evde tek başıma olmak, uzun süreden sonra yalnız kalmak çok tuhaftı. Devrim ile bir sene ayrı yaşamıştık, ama nerede olduğunu, ne yaptığını bildiğim için sanki o hep yanımdaymış gibi hissediyordum. Şimdi ise onun nerede olduğunu bilmediğim için kendimi yalnız hissederken aynı anda Altınoğlunun ona zarar vermiş olması düşüncesi ile endişelerim artıyordu. Hüma o adamın elindeydi şimdi ise Devrim ortalıklarda yoktu.

Derin bir nefes alıp, bakışlarımı pencereden ayırarak evin içine göz gezdirdim. Bu evi alırken Hüma’nın evine yakın olmasını ve hiç sahip olamadığım sıcak yuva havasını hissettiren mimarisini göz önüne almıştım. Kendi seçip, kendim aldığım bu evde bana ait bir şey yoktu. Her köşesinde Devrim’i hatırlatan bir parça vardı ve bu durum kendimi kötü hissettirmeye yetiyordu. Devrim’in tek başına yaşamaya alışması kendi çocuğumu evden gönderiyormuşum hissi veriyordu. Devrim’siz bir hayat düşünemiyordum, er ya da geç ondan ayrılacağımı bilsem de bunu istemiyordum. Eğer her şey yoluna girerse Hüma Devrim’i kabul ederse tek başıma kalacaktım. Tıpkı şu an olduğu gibi koca bir evde kapıyı gözleyerek yaşayıp ölecektim. Bu durumun farkına varmam için birkaç gün yalnız kalıp, sıkıntıyla kapıyı gözlemem gerekmişti. Hüma buna nasıl dayandı, nasıl onca sene tek başına yaşadı bilmesem de ben bunu yapmazdım. İnsanlara ihtiyacım vardı, sevilmeye takdir edilmeye ve konuşmaya… Tüm bunlar olmazsa kısa sürede ölürüm diye düşündüm.

Gözlerim siyaha boyanmış duvarda asılı çerçevesiz saate takıldığında neden zaman bu kadar yavaş geçiyor diye düşündüm. Öğlen olmasına bir saatten fazla bir süre vardı, gece boyunca etrafta boş, boş dolaşmıştım. Sabah olsun diye beklemiştim şimdi ise bir an önce akşam olsun diye içimden geçirince bu şekilde duramayacağımı anladım. Pencere önündeki, üzerindeki yastıkları bir köşeye attığım sedirden kalkıp pantolonum cebinden telefonumu çıkardım. Devrim’e üç yüzüncü mesajımı attıktan sonra odama doğru yöneldim. Merdivenlerin önüne geldiğimde kapı zili sesini duyunca biraz şaşkınlık, biraz heyecanla olduğum yerde geri dönüp koşarak kapıya ulaştım. Kapıyı açıp neşeyle karşımdaki kişiye baktığımda neye uğradığıma şaşırdım. Bir adım geriye kaçıp bir kez daha ona baktım. Yüzündeki yara, gözlerindeki yorgunluk ve sarıya doğru kayan sağlıksız rengi onu son gördüğüm andan beri biraz olsun değişmemişti. Ben onu izlerken o da alaycı bakışlarıyla, gözlerini kısarak beni inceliyordu. Kimin için çalıştığını düşününce korkum daha çok arttı. Biraz yana kayıp kocaman bedeninin izin verdiği ölçüde ardına baktım. Arkasında kimsenin olmadığını görünce hem rahatladım hem de garip bir biçimde hayal kırıklığına uğradım.

‘Başka birini bekliyordun galiba’

Garip bir tınıyla söylediği söz üzerine ona döndüğümde, dudaklarının sağa doğru kıvrıldığını fark ettim. Sınıfta görüp, belli bir amaç için bana sarkıntılık etmesine izin verdiğim çocuk yoktu karşımda, karşımda hasta bir suratla duran hayatını Altınoğluna satmış yaralı bir insan vardı. Şu hayatta en çok korktuğum insan, yara almış umudunu yitirmiş kişilerdi. Kendimden bildiğim bu hayat tarzı insanı insanlıktan çıkarmaya, her şeyi düşünemeden korkusuzca gerçekleştirmeye itiyordu. Bu yüzden Deniz ince beyaz bluzumun açıkta bıraktığı boynuma bakarken ellerim korkuyla titredi. Bu bakışlar eski anılarıma gitmeme neden oldu. Nefesim tükenirken zorlukla konuştum.

Aşkın Sessiz AdımlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin