Dedemi korkutan sır

3.3K 88 9
                                    

Savaş yanında ellinde pizza kutuları olan dedemle birlikte içeriye girince az önce onu düşündüğüm için bir an ürperdim. Ürpermemin ikinci sebebi ise dedemin ilk defa evime geliyor olmasıydı. Ama sakinliğimi korudum, ondan ya da hiç kimseden korktuğumu açık açık belli edemezdim. Savaş’a baktım biraz önce mutluluk ile dolu yüzünün her kası kasılmıştı, ellerini yumruk yapmış, kendini zorlukla kontrol ediyor gibi bir hali vardı. Dedem onun aksine, özel dikim takım elbisesinin içinde, her zamanki soğuk ve ürkütücü sakinliği ile bana gülümsedi. Gerçek bir gülümseme değildi, yüzüne taktığı diplomatik bir gülümsemeydi ama ilk defa bana gülümsediği için bir an tüylerim diken diken oldu.

Aynı soğuklukla gülümseyip şaşkınlığımı gizlediğimi umarak kanepede doğruldum.

‘Merhaba, yanlış zamanda gelmedim değil mi?’

Dedem o mavi gözleriyle beni baştan ayağa süzdü, bir an kendimi yaramazlık yaparken yakalanmış suçlu çocuklar gibi hissettim.

‘Hayır, pizzaları bekliyorduk.’

Pizzaları işaret ettim, dedem pizzaları sehpanın üzerine bırakıp gülümsedi.

‘O zaman tam zamanında gelmişim, ben de acıkmıştım. Burada üç tane pizza olduğuna göre birisini benimle paylaşacağınızı düşünüyorum.’

Aslında onu Savaş için ısmarlamıştım, pizzayı çok seviyordu ve tecrübelerime dayanarak kendi pizzamı kaptırmamak için ona iki tane ısmarlamıştım. Şu durumda bunu söyleyemezdim, zaten Savaş’ın yemek yiyecek bir hali yoktu.

‘Sorun değil, ama neden buradasınız.’

Onunla asla senli benli konuşamazdım buna sinirlenirdi ve ona asla dede dememiştim. Sadece düşüncelerimde dedemdi. Dedem karşımdaki tekli koltuğa oturdu, Savaş ise bilerek gelip ayakucuma oturdu. Kendime çektiğim dizlerimin üzerine elini koydu. Yemin ederim eğer dedemin mistik güçleri olsaydı eminim şu anda o delici gözleriyle Savaş’ı öldürmüştü. Bakışları korkutucuydu. Beni sevmeyen bir adamın neden bu şekilde davrandığını anlamamıştım. Dedem bana baktı ve aynı ürkütücü yüz ifadesiyle konuştu.

‘Şirkete uğramamışsın, telefonlarıma yanıt vermedin, ayrıca eski sevgilinin evinde olduğunu duyunca yurtdışından erken dönmek zorunda kaldım.’

 Dedem bacak bacak sütüne atıp sakin bir şekilde söylediği bu sözler ile ortalığa bir tehdit havası yaymıştı Şirkete gitmeyi unuttuğuma inanamıyordum. Bu yüzden kendime kızdım. Savaş’a baktım yüzündeki gülümsemeye anlam veremedim, ama ortamdaki bu havadan gerilmiştim. Koltuktan kalktım iki adamın gözlerini üzerimde hissettim.

‘Ben gidip tabak ve içecek bir şeyler getireceğim, istediğiniz bir şey var mı?’

‘Ben bir su alabilirim.’

Savaş hiçbir şey söylemeyince mutfağa gittim. Elimde dedemin istediği bir bardak su, üç tabak çatal bıçakların olduğu tepsi ile geri döndüğümde yerlerinden hiç kıpırdamadan birbirlerine baktıklarını gördüm.

Suyu dedeme verdim ve bu fırsattan yaralanıp yüzüne baktım. Uzun zamandır görmüyordum ve biraz daha yaşlandığını, saçlarındaki kırların arttığı, giderek babama benzeyen yüzünün farklılaştığını görmek biraz olsun beni rahatlattı. Ona bakmayı sevmiyordum, onda babamı görüyordum ve bu beni üzüyordu. Bakışlarımı kaçırıp, pizzaları servis ettim, bardaklara kola doldurdum. On dakika boyunca ortamdaki tek ses dedem ve benim çıkardığım çatal bıçak sesiydi. Savaş kollarını göğsünde birleştirmiş gözlerini kırpmadan dedeme bakıyordu ama dedem bu durumdan rahatsız olmadığını belli edecek şekilde iştahla pizzasını yedi. Onu ilk defa pizza yerken görüyordum, sanki gerçek bir insan gibiydi şu an. Bu nasıl bir şeyse artık…

‘Pizzanı yiyecek misin?’

‘Hayır’

Savaş ve dedem arasında geçen bu konuşmadan sonra on dakika daha geçti ama hala kimse konuşmadı. Tabakları boş kutuları toplayıp mutfağa gittim, acaba burada dedemin gitmesini mi beklesem diye düşündüm. Ondan hoşlanmıyordum, garip bir şekilde onu sevemeyeceğimi hissediyordum.

Sırf zaman geçsin diye bulaşıkları elimde yıkadım, üstüne herkese Türk kahvesi yaptım sonunda içeriye girmek zorunda kaldım. Dedem kahvesini içti, Savaş bu sefer tepkisiz kalmayıp kahvesini içmişti. Kahveler bitince Dedem ayağa kalktı.

‘Yarın okul çıkışında seni aldıracağım. Şirkette halletmememiz gereken işler var. Bundan sonra sana bir emir verdiğimde lütfen emrimi yerine getir. Telefonlarına da cevap ver olur mu seni çok merak ediyorum sonra.’

Dedem daha çok korkmama sebep olan sözlerinden sonra yanıma gelip beni kucaklayınca bedenim kaskatı kesildi, onu itmemek için kendimi zor tuttum. Saçımı okşayınca ise kusmamak için kendimi tutmak zorunda kaldım. Dedemin parfümünü ve şaşılacak derecede güçlü kollarını bedenimde hissederken Savaş ile gözlerimiz buluştu. Acı çekiyor gibi bir hali vardı, her an saldıracakmış gibi tetikte duruyordu. Niye böyle davrandığını anlamamıştım.

‘Hadi Savaş seni de gideceğin yere bırakayım, Hüma da biraz dinlensin yarın okula gitmesi gerek biliyorsun.’

Dedemin birden bana gerçek olmayacak kadar komik bu ilgisi beni korkutuyordu. Bunun altından ne çıkacağını merak ediyordum.

‘Siz gidin Fırat Bey benim Hüma ile konuşmam gereken bir konu var. Uzun zamandır onunla görüşmüyorum bu süre içinin de yaşadığım şeyleri, duyduklarımı ona anlatacağım.’

Dedemin, bu sözden sonra omzumdaki kolu kasıldı. Demek mesele buydu dedemin benim bilememi istemediği bir şeyi Savaş’ın biliyor olması onu bu şekilde davranmaya itmişti. Sonunda ne olduğunu anladığım için rahat bir nefes aldım dedeme olan nefretim bir kat daha arttı.

‘Oğlun ve Karın eminim seni özlemiştir, neden onların yanına gidip iyi olduklarından emin olmuyorsun.’

Bunu yapamazdı değil mi, resmen Savaş’ı tehdit etmişti. Dedem bilmemi istemediği şey çok önemli olmalıydı yoksa onu ailesiyle tehdit etmezdi değil mi, aslında onu tam anlamıyla tanımıyordum belki de yapardı. Emre’nin cansız bedeni gözlerimin önüne gelince bir an ürktüm. Savaş pes etmiş gibi omuzlarını düşürdü, Dedem bu savaşı kazandığı için bana bir kez daha sarılıp Savaş’ın arkasından geleceğine emin bir şekilde gitti. Savaş bana sıkıca sarıldı ve gitmeden önce dudaklarıma küçük bir öpücük kondurdu. Ben hala Emre’yi düşünüyordum, tek başıma kaldığımı bile zar zor fark edebilmiştim. Olduğum yere çöktüm, merak duygum giderek kabarırken bu sırrı öğrenmeliyim diye düşündüm. Dedemi korkutan bu sırrı bilmeliyim…

 * mültimedya Hüma'nın kötü dedesi*

Aşkın Sessiz AdımlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin