Acı görüntü...

754 25 0
                                    

Yanlış seçimler yanlış sonuçlar doğurur. Bu kuralı neredeyse doğduğum andan itibaren biliyordum. Dünyaya gelişim büyük bir yanlışlıktı, benim bu dünyada olmam ise büyük ama çok büyük sonuçlar doğurmuştu. Fakat bunu ben seçmemiştim, işte Baran ile aramdaki fark da buydu. Baran büyük bir seçim yapmıştı, yanlış ve saçma bir seçim. Benim ölümümle elde edeceklerini benim hayatta kalmamla elde edemeyeceğini düşünüp beni öldürmeye çalışmış hatta başarılı bile olacak ana gelmişti. Sorun şu ki hala hayattaydım ve dedem Baran'ın yaptıklarını karşılıksız bırakmama konusunda  kararlıydı. Bunu kendim yapmak istesem de dedeme engel olmak gibi bir şeyi bir saniye bile düşünmedim. Ben artık dedemin sadık kölesini oynamaya karar vermiştim.

'Torunumu öldüreceğini düşündüğüne inanamıyorum Baran'

Baran, bir zamanlar saygıyla oturduğu masasının önünde bir köpek gibi dedemin ayaklarının altında dururken, kısa bir an ona acıdım. Bir günde bir kız yüzünden her şeyini kaybettiğini hala anlamamış gibi duruyordu. Dört bir yanında çantasına katamadan odasına dedemin bir orduya bedel adamları girdiği için etrafa saçılan paraları  değerini ortaya seriyor gibiydi. Ne parası ne de dedemin tek bir sözüyle sadık adamını sattığı patronu onu kurtaramayacaktı. Ayağımın altındaki parayı ezerek çok hatalı bir seçim yaptı diye düşündüm bir kez daha.

'Amacım onu öldürmek değildi'

Dedem ile aynı anda güldük. Beni öldürmek istemese bile bana bulaşmıştı, en önemlisi de dolaylı bir yoldan dedemin otoritesini sarsmıştı. Bana bakınca gözlerinin içine bakarak karışık verdim. Dedemin yanında beni gördüğünde hayalet görmüş gibi olmuştu, dedemden çok benden korkması az da olsa gururumu okşamıştı. Bu dedemin benden daha aşağıda kaldığını gösterirdi. Şimdi ise gözlerinde merhamet dilenen köle bakışları vardı. Katıksız korku, her şeyini kaybettiğini yeni öğrenen bir adamın duyguları ve nefret... Nefretine karşılık nefretle gülümsedim, bana ihanet eden kendisiydi, şu anda ise benim ona ihanet ettiğim fikrine kapılmış gibi duruyordu. Beni öldürseydi gideceğim cehennemde onun için yer ayırtırdım sırf bana bu iyiliği yaptığı için. Beni öldürmeyi başaramadığından açıkçası şu an ölmesini istiyordum. Hatalar cezasız kalmazdı. Benim cezamın sırası hala gelmediği için ona bakmayı kestim.

'Böyle bir şeyi düşünmen bile seni öldürmem için yeterli bir sebep Baran.'

Daha ne kadar bu konuşmanın süreceğini merak ediyordum. Dedeme baktım, eğleniyor gibiydi. Tüm bu karmaşanın nedeni ne kadar benim içindi hala tam bilemiyordum. Baran beni öldürmekle yetinmeyip Deniz ve Pars'ı rehin almak gibi bir salaklık daha yapmıştı. Hatalar hataları doğurmuş sonunda bu duruma gelebilmeyi başarmıştı. Muhtemelen müstakbel kocam benden daha önemliydi, dedem ise bunu asla itiraf etmeyecekti.

Oyunlar oyunlar diye düşünerek pencere önüne yürüdüm. Mekân yavaş yavaş doluyordu. Çalışanlar bir kat yukarıda patronların öleceğinden habersiz sıkıcı bir monotonluğa sığdırdıkları işlerini yaparken aynı anda gülmeye çalışıyorlardı. Kaç kişinin burada olmaktan mutlu olduğunu merak ettim. Buraya gelip çuvallarca parayı harcayan insanlar mutlu oluyorlar mıydı, ya da para kazanmak için her türlü tacize katlanan çalışanlar mutlu muydu? Daha basit düşünürsem bu dünyada mutlu olan birileri var mıydı? Cevapsız sorulardı bunlar, cevabını merak ettiğim sorular.

'Yalvarırım öldürme beni, her şeyimi alabilirsin. Beni bırakırsan bir daha karşına çıkmam yeter ki beni serbest bırak'

Ne ara yalvarma faslına geldik anlamamıştım. Düşünürken birçok şey kaçırmıştım, gereksiz boş konuşmaları kaçırdığım için üzgün değildim ama yine de kafamın bu kadar dolu olması hoşuma gitmedi. Arkamı dönüp dedemin ayaklarına iyice kapanmış Baran'ın ağladığını gördüm. Bir erkeğin ağlamaması gerektiğini savunanlardan değildim. En iyi tanıdığım erkek olan Savaş benim önümde ağlamıştı, gerçek duygularını açığa çıkartarak yapmıştı bunu. Bence o an yaptığı şey cesurca bir davranıştı. Baran'ın şu an yaptığı şey ise tam anlamıyla iğrençti. Ölsem bile böyle acınası bir biçimde ağlamazdım. Dedem tiksinircesine bir tekmeyle Baran'ı itti. Odada sadece üçümüz vardık, bu Baran için iyiydi.

Aşkın Sessiz AdımlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin