35. Bölüm "Gidiyorum."

4.3K 269 19
                                    

Tuna'nın yaralanmasının üzerinden tam olarak 1 hafta geçmişti ve ne haldeydi bilmiyordum.

Tek bildiğim şey iyileşip evinde dinleniyor olmasaydı.

Planım tam takır işlemiş ortalık karışmış ve Tuna'yı işten attırmayı başarmıştım ama hiç istemediğim şekildede onun yaralanmasına sebep olmuştum. Bana çok kızdındı. Bu yüzden uyandığı gibi açık ve net bir şekilde kafasını dinlemek istediğini söylemişti. Bende onu her ne kadar özlesemde yüzsüz gibi gidip rahatsız etmek istemiyordum. Anlamadığım gereksiz bir soğukluk vardı aramızda.

Bana paraya ihtiyacı olduğunu söylemişti benden almayacağını biliyordum. Tabikide çalışabilirdi ama böyle çirkin yerler ona göre değildi. Ayrıca para kazanabileceği bir sürü alternatif yerler vardı ama siz gelinde bunu Tuna'ya anlatın.

"Girebilir miyim?"

Kapımın ardından gelen o annemin güzel sesi kulaklarıma dolunca seslendim.

"Gel anne."

Odama girdi ve yatağıma oturarak önüme gelen saç tutamımı kulak arkama koydu.

"Nasılsın?"

"Garip hissediyorum."

Dedim ve yere doğru daldım. Bu sıralar zaten oldukça durgundum ve gözlerim sürekli bir yerlere dalıyordu.

"Seninle bir konu konuşmaya geldim aslında ben."

"Anne Tuna'yla ilgiliyse gerçekten istemiyorum."

"Hayır tatlım bu başka."

Dediğinde devamını getirmesi için gözlerimi onun mavi gözlerine diktim.

"Babanın şirket gereği yurt dışına çıkması gerekiyor Yaprak uzunca bir süre."

Kaşlarımı çattım.

"Yani?"

Diyerek devam etmesini bekledim.

"Yani bizimde onunla birlikte gitmemiz gerekiyor çünkü bu bir yıla kadar uzayabilir ve biz bir aileyiz."

Dediğinde şaşkınlıkla bakakalmıştım. Herşeyden uzak bir yıl boyunca başka ülkedemi yaşayacaktık.

"Anne nereden çıktı bu?"

"Anlaşması vardı kızım eğer gidemezsek şirketi elinden kaybetmesi söz konusu ve ben babanı ordaki yoğunluklarla tek başına bırakmak istemiyorum."

Dediğinde kafamı salladım. Tabikide bende babamı asla tek bırakmak istemezdim sonuçta o benim herşeyimdi , hayatımı ona borçluydum.

Ama kafamda kalan tek soru vardı.

Ben bir yıl Tuna olmadan ne yapacaktım?...

****

Sahile oturduğumda kıyıya vuran denizin dalgası beni sakinleştirirken düşüncelerimlede baş başa bırakıyordu. Annemin teklifini kabul etmek zorunda kalmıştım. Ve babamı yalnız bırakamazdım. Bir yıl okulumu donduracaktık.

Tuna'ya gideceğimi söylemelimiydim bilmiyordum. Ama eğer söylemezsem ona büyük bir haksızlık edeceğimin farkındaydım.

Elim cebimdeki telefona giderken Tuna'yı aramaya başladım.

Her zaman ki gibi açmıyordu.

Evine gitsem iyi olurdu çünkü yarın sabah ilk uçakla gidiyorduk. İçimde buruk bir hüzün vardı.

Tuna beni özler mi yada bir yıl boyunca dönmemi bekler miydi acaba ?

Yerimden kalktım ve Tuna'nın evine doğru yol aldım. Onunla nasıl konuşacağımı bilmiyordum ama gerçekten içimde bir huzursuzluk vardı.

Sahile yakın olan evine vardığımda kapıyı yavaşça tıklattım.

Bir süre sonra dağılmış saçları , şişik gözleri ve üzerinde tişörtü olmadan karşıma çıkan Tuna'yı baştan aşağıya süzdüm. Allahım çökmüşlüğün simgesi olabilirdi!

"Neden telefonlarımı açmıyorsun?"

Dediğimde kafasını kaşıdı ve iç çekti.

"Kafamı dinleyeceğimi söylemiştim Yaprak."

Dedi umursamazca. Hala tavırlarına devam ediyordu. Oysaki bir hafta önce onun gönlünü almak için türlü hallere girmiştim en son biraz rahat bırakmanın iyi olacağını düşünmüştüm ama bir hafta geçmesine rağmen hala aynı davranışları sergiliyordu ve bu çok kırıcı ve sinir bozucuydu.

"İçeri girebilir miyim bir şey konuşmaya geldim."

Dedim tüm sakinliğimle.

Kapıdan çekildiğinde içeriye adım attım evi oldukça dağılmış durumdaydı.

Koltuğa oturduğumda karşıma geçti beni incelediğini hissediyordum. Onu özlemiştim , ona sarılmak , onu öpmek istiyordum.

"Sorun ne?"

Diyerek gözlerime baktığında gözlerimin dolduğunu belli etmemek için tavana diktim.

"Yaprak?"

Diyerek seslendiğinde kafamı geri indirdim ve ona bakarak cılızca konuştum.

"Tuna...Ben gidiyorum."

Dediğimde Tuna kaşlarını öyle bir çattı ki onu daha önce hiç böyle görmemiştim.

"Ne demek gidiyorum?"

Dedi yutkunarak.

"Babamın iş dolayısıyla bir yıl boyunca yurt dışına çıkması gerekiyormuş ve benimde onunla birlikte gitmem gerekiyor."

Dediğimde hala aval aval bana bakıyordu. Sanırım beyni hala olanları algılamaya çalışıyordu.

Yüzünü sıvazladı.

"Bir yıl boyunca görüşemeyeceğiz yani?"

Dedi bir an o öyle deyince bir yıl gözümde bir asır oluvermişti.

"Tuna mecburum ama seninle sürekli iletişimde olurum her ne kadar hata yapıp çocukça davransamda seni seviyorum Tuna orda başına birşey gelmesinden korktum."

Dediğimde sessizce gözümden bir kaç damla yaş akıyordu.

"Yaprak bir yıl araya mesafe girecek farkındasın değil mi?"

Dediğinde mal gibi ona bakıyordum. Gözümdeki yaşları silip kaşlarımı çattım.

"Ne demek istiyorsun Tuna?"

Diyerek hayretle bakakaldım. 

"Yaprak...Bu ilişki böyle sürmez."

Dedi gözlerimin içine bakarak. Şaşkınlıkla ona bakıyordum. Açık ve net bir şekilde ayrılmak istediğini söylüyordu!

Sinirle ayağa kalkıp sanki hıncım çıkacakmış gibi ona bir yastık fırlattım ve bağırmaya başladım.

"Sırf şu senin aptal işinden kovulmana sebep oldum diye bunları yapıyorsun değil mi Tuna?! Tek derdin çünkü o barda sürtmek umrumda değilsin tamam mı git çalış orda ne bok yersen ye ama sakın benimde bu bakışlarımı unutma Tuna ben gidiyorum. Ayrılalım bu işte burda bitsin."

Kapıdan çıkarken arkamdan sessizce söylemişti ama ben ne dediğini duymuştum.

"Seni seviyorum ufaklık."

Kapıyı çarpıp çıktığımda gözyaşlarım ardı ardına akıyordu. Sokağın ortasında resmen hıçkıra hıçkıra ağlıyordum.

Nefret ediyordum herşeyden.

Tuna beni bekleyemeyecek kadar sıkılmıştı benden bu o kadar canımı acıtıyordu ki oysaki ben ona son kez sarılmak istiyordum bugün.

Yerimde duraksadım ve gözyaşlarımı sildim.

Hayır acı çeken ben olmamalıydım bunu isteyen oydu ve ben bu bir yıldan sonra buraya geri döndüğümde hayatımda Tuna diye birisi olmayacaktı...

Lise Belası 2Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt