-16X

4.3K 386 72
                                    

Biliyor musunuz? Size bir şok yaşatır ve Chanyeol ile işi pişirdiğimizi söylerdim.

Bunu cidden isterdim ama öyle bir şey yok.

Olaya hızlı daldım, farkındayım. Ama şu an ne bunu düşünecek kadar enerjik bile olduğuma inanmakta bile güçlük çekiyorum.

2 hafta, tam iki haftadır Chanyeol eve ciddi anlamda geç geliyor. Mesaiye kaldığı günleri değiştireceğini ve kendine daha çok boş zaman bırakacağı ile ilgili zırvalığı geçen hafta söylediğinde, ciddiye almamıştım.

Neden alacaktım ki?

O Chanyeol'dü ve beni köşeye sıkıştırmak, hızlandırmak için elinden geleni yapardı.

Şaka yaptığını düşünmüştüm.

Ve şak! Gerçek olduğu okula gitmediğim gün işe giden Chanyeol ile anlamıştım. Elim ayağım birbirine dolanmış, bütün gün sadece ders çalışmış ve yemek yemiştim. Sonuçta başka yapacak işim yoktu. Ah birde içimde oluşan boşluk vardı. Ağlamak istememe sebep oluyordu ki bunu yapacak kadar aptal değildim.

Chanyeol'den şüphem yoktu. Bana olan sevgisinin farkındaydım. Hala beni öpüyor, iğrenç TV programları izlerken ellerimle oynuyor ve ben yemek yerken o bakışları ile beni yiyordu.

Sorun içimdeki kötü histi ve ne yapmam gerektiğini zerresiyle bilmiyordum.

Beni kucağına almıyordu. Gece yatarken koynunda değil, yanında yatıyordum. Bu nasıl bir histi bilemezsiniz. Sanki aramızdaki şey tekrar arkadaşlığa kaymıştı.

Açıkçası, Kyungsoo'nun planlarını uygulamak için Luhan tarafından dürtüldüğüm sıralar böyle olması kaderin bir cilvesinden başka bir şey olamazdı.

Belkide hayat beni her seferinde Chanyeol'ün üzerie attıktan sonra 'bir kez de yer acısını tat.' diyerek, sert bir zemin hazırlıyordu.

Gittikçe korkuyordum, sert zemin Chanyeol ve aramdaki mesafe ise düşmek istemiyordum çünkü beni düşüren hayattan çok Chanyeol olabilirdi. Ve bu beni kaldıracak, ağırlığımı taşıyacak birinin olmaması demekti.

"Baekhyun, hala uyanık mısın? Tanrım saat gece yarısı uyumalıydın, gel de yatalım." Chanyeol ceketini çıkarttı, en azından ben halının çirkin bulmaya başladığım desenlerini incelerken çıkan sesler buna işaretti.

"Chanyeol..." Kafamı kaldırmadım. Saatin gece bir olması sinirlerimi ve moralimi bozuyordu. İkisininde etkisini bıraktığı ağlama isteği ile baş etmek istemiyordum ama ağlamak için çok halsiz hissediyordum.

Evet, ben şu an üzgünüm. Başka bir açıklaması olamaz.

"Efendim bebeğim?" Bu bile rahatlamama yardımcı olmamıştı. Tamam, fazla dramatize etmeye gerek yok, gayette yardımcı olmuştu hatta şu an kollarının arasına girip orada uzun yıllar yaşayabilirim.

Üzgünüm ben!

"Kahretsin." Teslim oluyorum, teslim olmak istemiyorum.

"Baek, iyi misin?" Başımı salladım ve odaya yöneldim.

"Sadece biraz yorgunum." Bunu diyebildim. Tanrım sanki bir matkap ile Midemi deliyorlardı. En son böyle hissettiğimde Chanyeol ile kavga etmiştik. Evet, o kavga. Hatırlamak istemiyorum.

Yatağın içine girdim ve Chanyeol'ün yanıma gelerek bana sarılmasını, bacaklarımı okşayarak, boynuma küçük öpücükler kondurmasını bekledim. Chanyeol ise üzerini değiştirme zahmeti bile bulmadan kendini yatağa attı.

Beni kolları arasına almadı, yada yavaş yavaş titremeye başlayan-bedeninin yanında-küçük sayılabilecek bedenime aldırmadı. Sadece uzandı ve gözlerini kapattı.

Dazed BoiWhere stories live. Discover now