-4X

5.3K 528 182
                                    

"Yani buradaki bu iğrenç limonlu keki yememin sebebi suratsız Kyungsoo ha?" Kaşlarımı çatarak limonlu diye idda edilen kekten bir çatal daha aldım. Bu kekin limonlu olduğunu idda eden insan büyük ihtimalle kıtlıktan falan çıkmıştı. Ağzıma kuru kekten başka bir şey gelmemesinin başka açıklaması olamazdı.

"Bak, her zaman gittiğimiz yer onların ilk tanıştıkları yer ve bu gün birinci ayları. Biraz anlayışlı ol Baekhyun. Söz yarın limonlu pasta ile geleceğim." Pastadan bir çatal daha alarak Chanyeol'ün gözüne soktum.

"Bu iğrenç pastayı zıkkımlandığım gerçeğini değiştirmeyecek. Derdin ne senin? Biz başka bir masada otururduk. Onları dikizleyecek halimiz yok ya?! Sen-" Sanırım Chanyeol'ün beni durdurmak adına ağzıma tıktığı pizza için teşekkür etmeliydim. Çünkü 'sen'den sonra aklımda bir şey yoktu. Öylece kalıp rezil olabilirdim. Teşekkürler Chanyeol.

"Sadece ye." Pekala, zaten bu gün şikayet kotamı doldurmuştum.

Yaklaşık 15 dakikalık bir suskunluktan sonra Chanyeol boğazını temizlediğinde önemli bir şey olduğunu düşünmedim değil. Hadi ama konuşmadığım bir anı yakalamıştı, bunu değerlendirmeliydi.

"Baekhyun, ben yarın işten sonra eve bizimkilerle geleceğim." Duraksadığı an devam etmesini bekleme gereği duymadım.

"Yarın kendi evime mi geçeyim?" Arkadaşlarını içmeye çağrırken beni sık sık kendi evime gönderir ve gecenin bir yarısında gelirdi. Arada sırada evinde sızardı ama genelde çocuklardan biri onu bana bırakırdı.

"Hayır aslında bu sefer seninde bizimle takılmanı isteyecektim." Çatalında ki domatesi ağzıma dayadı. Domatesi tamamen ağzıma aldım ve dudaklarımı çatala sürterek çektim.

"Bunu istemiyorum. Hepsi tuhaf yaratıklar." Ağzımdaki domatesi çiğnemeye devam ederken tükürük saça saça konuşmamın Chanyeol'ün umrunda olmadığını az önce salyalarımı bulaştıra bulaştıra domatesi aldığım çatalı benden sonra yalamasından anlatabilirdiniz.(Hani olur ya nutellayı kahvaltı bıçağı ile alırsınız ya ve ekmeğe sürersiniz ama o nutellanın yarısı orada kalmıştır ve sizde ağzınıza alarak emersiniz, ahanda önce Baek sonra da Yeol aynısını yaptı klcsdjjsd bu açıklama bölümden daha uzun oldu ya... Neyse. Buna şükür canım.)

Tanrım bu iğrençti ve bir o kadarda tuhaftı. Bunu neden yaptığını ona sormayacağım. Çünkü bu şekilde bir çok tuhaf şey yapıyor. Bu onda alışkanlık gibi bir şey yani.

Tabaktan son çatalımı aldım ve ağzıma atarak tekrar limon tadını aradım. "KyungSoo'dan limonlu kekimin intikamını alacağım." Bitmiş tabağa tiksinir bakışlar atarak kenara ittim ve bakışlarımı barın arkasındaki mutfağa çevirdim. Hey! Sikici bakışlarımı hissediyor musun seni lanet olasıca acemi aşçı!(Bu bar kafelerin içecek hazırlayan tarafı.. Yani o barda değiller.)

"Sen hala orada mısın?" Parmaklarını çenemde hissettim ve kafamı barın oradan uzaklaştırdı. "O şekilde bakmayı kes, Barista kız onunla ilgilendiğini düşünüyor." Kaşlarımı kaldırdım.

"Huh? Nereden anladın?" Kafamı barista kıza çevirecekken çenemde ki parmaklar bunu engelledi.

"Sana yiyecek gibi bakıyor ve salya akıtıyor Baek, ayrıca kollarını göğüsünün çevresine dolayarak eğildi. Ayrıca kırmızı rujunu da dişine bulaştıracak şekilde dudaklarını ısırdı. İğrençti." Suratındaki mimikleri izlerken gülümsedim ve o görüntüyü görmediğim için şükrettim.

Neden biraz olsun normal, hani şu yanakları kızaran ve tatlı mimikleri olan kızlar bizi bulmuyordu, hayır öyle olsa da o kıza bakmazdım, bir biseksüel olsam da birini kollarım arasında kaybetmekten çok birinin kolları arasında kaybolmayı isterdim, yine de en azından onlar reddedilince anlarlardı. 'Nasıl beni istemez, gay mı?' diye düşünmez ya da bu şekilde çıkışmazlardı.

Evet, bunu da yaşadık. Üniversite sandığınızdan daha uçuk bir yer.

"Çok düşünüyorsun ve ne düşündüğünü ya da nasıl şeyler düşündüğünü bilmiyorum. Bu ne kadar merak uyandırıcı bir durum bilmiyorsun, bu yüzden kes şunu." Aslında biliyordum değil mi?

Chanyeol çok düşünüyor muydu? Büyük ihtimal. Özellikle o lanet edilesi ama bir o kadarda seksi olan boş bakışları. Ah birde okuma gözlüğü vardı. Oda onu seksi gösteriyordu.

"Ne düşünüyorsun?" Kaşları çatılmıştı ama kimin umurunda?! Az önce tamda seksi bir Chanyeol'ün genel itemlerinden bahsedecekken 'nö döşönöyörsön?' demesi hiç etik değildi. Belkide bölümdeki en uzun ikinci paragraf olacaktı, çok yazık.

"Gitmeyi, evde hala temizlenmesi gereken odalar var." Telefonumu elime alarak ayaklandığımda Chanyeol'de ağzına bir 2 domates tıkmış çatalında kalan son pizza parçasını ziyan etmemek için domateslerin arasına sıkıştırmaya çalışıyordu.

Ben çıkışa yönelirken oda hesabı ödemek için kasaya gitti. Cüzdanımı yanıma almamıştım, ayrıca yiyemediğim limonlu kekin de intikamıydı. Hah!

Chanyeol işini hallettiğinde beraber lacivert ve grinin ön planda olduğu kafeden çıktık, dekorasyon ve renk uyumu güzeldi ama o kekten sonra o güzel dekorasyon beni etkileyemezdi. Çıktığımızda ağzındakini yeni yutuyordu. Vay canına, kasiyerle o şekilde mi iletişim kurmuştu?

Arabaya bindik ve Chanyeol yavaşça sürmeye başladı. O sırada cebinden çıkardığı kağıt parçasını buruşturdu ve camı açarak dışarı savurdu. "Bu da neydi?"

"O kadına aitti." Onaylayan mırıltılar çıkartarak gözlerimi ondan ayırdım ve tekrar yola döndüm. Pekala burası bizim eve tersti, yani Chanyeol'ün evine.

"Neden benim evime gidiyoruz?" Tekrar Chanyeol'e döndüğümde yüzünde küçük bir tebessümle bana döndü.

"En güzel limonlu kek sizin pastahanede yapılıyor."

Siktir, bu adamı seviyorum. "Sanırım evlenmeliyiz Chanyeol. Çünkü biliyorsun, baya yakışıyoruz ve seni limonu sevdiğim gibi seviyorum. Hani tam evlenmeliksin." Ne var? O ve limon benziyorlardı. Öncelikle ikisininde tadı ekşiydi, bunu Chanyeol'ü ısırdığımdan biliyorum. ve elbette ki ikisini de sade sade tadarsan suratını aynı şekile sokuyorlardı.

Siz hiç sade bir limonu yediniz mi? Ekşi ve ağız sulandırıcılardır, yersiniz ve ne kadar suratınızı buruşturma gereği duysanız da onun tadını seviyorsunuzdur. Chanyeol de onun gibiydi. Her ne kadar tuhaf davranışları ve hareketleri bir çok kez suratımı buruştursa da, onu seviyorum.

"Elbette ki evleneceğiz, çünkü ne benim sevgili karım bir iç güveysini kabul eder, bu yüzden boşanırız, ya da evlenemeyiz bile düşünsene ne o ne de senin erkek arkadaşında sen benimle koklaşırken rahat duracaklarını sanmıyorum." Küçük bir kahkaha attım.. Koklaşmak ha?

Araba pastahanenin önünde durduğunda Chanyeol arabadan çıkmak için hareket ederken kolundan kavradım. "Sence koklaşıyor muyuz?" Kaşlarımı kaldırarak sorduğumda kaşlarını çattı ve dibime girerek kafasını boynuma soktu.

Burnunu boynuma boydan boya yavaşça sürttü, ardından dudakları rastgele bir yere küçük bir öpücük bıraktı. Ardından koltuğuna geri döndü ve göz kırparak arabadan indi.

Vay canına... Biz cidden sık sık koklaşıyoruz.


Y/B: Oha hadi canım!  Hanginiz biliyordunuz bunların koklaştığını... Ben bile bilmiyordum vay be...

Baek'e salak dediğinizin farkındayım sdmcsdcsd olsundu akıllanacağı zamanlar yakındır

Bu bölüm nasıl oldu bilmiyorum ama ne zorluklarla yazdığımı ya da yazamadığımı bir TOBBYan bir de sevgili ablam bilir vlmlddflvfd 

Biraz... Olmadı ama siz oldu kabul edin dlkksldvmsdld

ayrıca bakın adım atıyorlar Tuğba B| alkışla beni dcnsdl

*kalpçik*

Dazed BoiWhere stories live. Discover now